İyi okumalar :)
Multimedia: Tuğba ve DemirKaçarcasına girdiğim mutfaktan elimde demlikle çıktım. Toprak yine tüm umursamazlığıyla bana bakarken ben istemsizce ondan kaçıyordum.
Daha bir kaç dakika önce olan o yakınlığımız aklıma geldikçe içim bir tuhaf oluyordu.
Öpüşmemiştik ama biraz daha öyle dursaydık ben onu öperdim. Kendimi biliyordum.
Öyle ki bir kaç saat önce aşağıda olan kavgayı, Miraç'ın bana dediklerini bile unutmuştum.
Yine yanaklarımın kızardığını hissedince nefesimi sesli bir şekilde dışarı bıraktım.
Çayları doldurup Tuğba'ya baktım. Nehir ile oynuyordu, bana baksa masaya çağırmasını işaret edecektim ama hiç bakmıyordu.
Utana sıkıla Toprak'a baktım. Bakışlarını hiç üzerimden çekmemişti ona baktığımda da yine göz göze gelmiştim.
"Şey masaya geçelim." titreyen sesime lanet edip banyoya girdim.
Acaba Toprak beni yanlış anlamış mıydı? Bilerek mi yakınlaştığımı düşünmemiştir değil mi? Ben de ne ara o kadar dibine girdiğimi anlamamıştım ki.
Yüzümü soğuk suyla yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Toprak hiç yaşanmamış gibi davranıyorsa bende öyle davranacaktım.
Yüzümü temiz havlu ile kurulayıp banyodan çıktım. Salona tekrar girdiğimde Tuğba, Nehir ve Toprak'ı masada kahkahalarla çay içtiklerini gördüm. İstemsizce bu hallerine gülümseyip boş yere oturdum. Toprak'ın tam karşısına...
"Anne, sen de duydun mu Toprak abinin anlattığını?" Nehir'e gülümseyip başımı iki yana salladım.
"Duymadım anneciğim ne anlattı Toprak abin?" minik elleri ile dudaklarını kapatıp kıkırdamaya başladı.
"Eskiden Demir abi ile birlikte evden kaçıp denize gidiyorlarmış." bakışlarımı hemen Toprak'a çevirdim. Çocuğa bunu mu anlatıyordu. Benim sinirli bakışlarımı görünce çayından büyük bir yudum alıp omzunu silkti.
"Ne?" masada Toprak'a doğru eğilip sadece onun duyabileceği şekilde fısıldadım.
"Çocuğa nasıl evden kaçtığını mı anlatıyorsun Toprak?" elindeki böreği yiyen Nehir'e bir bakış atıp tekrar bana baktı.
"Yoo, nasıl kaçtığımı daha anlatmadım." dudaklarıma alaylı bir gülümseme kondurdum.
"He anlatacaksın yani." gözlerini yavaşça kırpıp höpürdeterek çayını içmeye başladı.
"Anlatırım isterse." deyip geri çekildi. Sırıtıyordu.
Yine eski haline mi dönseydi acaba. Böyle çok gıcık biri olup çıkmıştı. Gerçi eski hali de çok sessiz sakindi. Arası yoktu bu adamın gerçekten de.
"Toprak abin sana şaka yapmak istemiş Nehir, evden falan kaçmıyormuş eskiden." Nehir kaşlarını havaya kaldırıp Toprak'a baktı.
"Hiç mi kaçmadın?" Toprak bana baktığında hemen kaşlarımı kaldırıp başımı iki yana salladım.
"Yok Nehirciğim kaçmadım, annem beni yalnız bırakmazdı hiç. Başımda öylece bekler kaçmaya kalkışsam hemen kaşlarını kaldırıp başını iki yana sallardı." dediğinde istemsizce kahkaha attım. Burada annesi ben oluyordum sanırım. Laf çarpıtıyordu bilerek.
![](https://img.wattpad.com/cover/249230337-288-k714678.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI)
ChickLitMavi gözleri benim gözlerimle buluştu. Sahi kaç ay olmuştu bu kadar derin bakmayalı? İki? Üç? Bizden olmaz, sevme beni derken çok kararlı gözüküyordu. Ama şimdi neden mutsuzdu? "Gittin?" bir adım yaklaşıp fısıldadığında gözlerim istemsizce kapandı...