29. BÖLÜM

6.2K 365 137
                                    

İyi Okumalar :)
Multimedia: Aslı
Oy vermeyi unutmayın lütfen :)

Boğazımın acımasıyla güçsüzlükle bir kaç kez öksürüp gözlerimi açtım daha doğrusu açmaya çalıştım. Gözüme hücum eden ışık hüzmesi nedeniyle sızlanarak tekrardan gözlerimi kapadım.

Ne olmuştu da buraya gelmiştim? Tek hatırladığım Toprak'ın o can yakan sözlerinden sonra yağmurun altında eve doğru yürüdüğümdü. Sonra ne olmuştu? Ben neredeydim? Nehir ve Tuğba ne haldeydi hiç bilmiyordum.

Oflayarak sızlayan gözlerimi ovuşturmak için ellerimi kaldırdım ama ulaşamadan birisi tarafından tutulunca panikle gözlerimi açtım.

Nehir, gözleri dolu dolu olmuş bir şekilde elimi tutuyordu.

"A-anne." titreyen ve güçsüz çıkan sesi ağladığını fazlasıyla belli ediyordu.

Gözünden akan yaşı silmek için uzandığımda elimin üzerindeki serumu fark ettim.

"Ağlama bebeğim." sesim o kadar kötü çıkmıştı ki. Hırıltılı nefesim, boğuk sesime karışmıştı.

"İyi misin anne, acıyor mu?" derken parmaklarını elimin üzerindeki serumun bantlı kısımlarında gezdiriyordu.

Bütün vücudum ağrısa da korkmaması için başımı iki yana salladım.

"Orası değil ama yanağım acıyor, öpersen geçer belki." numara yaptığımı anlamış olacak ki gözlerini minik elleriyle silip yanağımdan öptü.

Geri çekilmesine müsaade etmeden elinden tuttum.

"Gel yanıma." bunu bekliyormuş gibi anında ayakkabılarını çıkarıp serum olmayan tarafıma yattı.

Başını göğsüme koyup ellerini de belime sarınca istemsizce gülümsedim.

Boştaki elimle saçlarını okşarken boğazıma gelen öksürükleri zor tutuyordum.

Öksürürsem, endişelenecekti bundan emindim.

"Anne, ben çok korktum seni öyle görünce." saçlarını okşayan elim durdu. Nasıl görmüştü ki?

"Tuğba teyzemin kollarında hiç hareket etmeden yatınca sende babam gibi beni bırakıp gittin sandım." dediğinde içimde tutamadığım gözyaşım yanaklarımdan akmıştı. Görmemesi için hemen sildim.

Nasıl da korkmuş benim meleğim.

"Ben seni hiç bırakmam ki Nehir'im. Hasta oldum sadece." deyip saçlarını öptüm.

Nehir tam konuşmaya başlayacakken Tuğba'nın odaya girmesiyle sustu.

Nehir'in bakışları Tuğba'yı bulunca öksürüğümü daha fazla tutamadım ve içim çıkarcasına öksürmeye başladım.

" Anne, iyi misin? " Nehir'de geri çekildi, mavi gözleri korkuyla açılmış benim öksürüğümün dinmesini bekliyordu.

Ciğerlerim acımaya başlamıştı öksürmekten.

Nehir'in bu panik hallerine rağmen Tuğba sakin ama korkuyla çantasından çıkardığı suyu bana içirmeye başladı.

Öksürüklerim dinse de boğazım fena halde acıyordu.

Sanırım bu yaşıma kadar en kötü hasta olduğum zamandı.

"İyi misin?" Tuğba'nın telaşlı sesiyle kendime geldim ve başımı aşağı yukarı salladım.

"Aklım çıktı sana bir şey oldu diye ya, gitme demiştim değil mi bok vardı da dinlemedin beni." beni azarlamasını gözlerimi kapatarak dinlemeye başladım.

BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin