ÖZEL BÖLÜM - YUSUF AKSEL

3.1K 113 30
                                    

Yusuf Aksel'den:

''Hülya'm... Cümlelerime nasıl başlayacağımı inan ki bilmiyorum... Sen bu mektubu aldığın zaman ben belki de ölmüş olacağım. Ölmeden önce sana olan hislerimi anlatacağım bu kez. Sevgimi, aşkımı bu zamana kadar hep içimde yaşadım. Sana kötü davrandım biliyorum. İlk kez sana karşı açık olacağım. Ölürsem içimde ukte kalmasını istemiyorum.

Sevgilim... Ben sana hiç söyleyemesem de seni çok sevdim. Evlenmeden önce söylemiştim sana ben kalın kafalı herifin tekiyim. Sevgimi belli edemem, aşkımı dile getirip korkusuzca sana söyleyemem. Korkarım... Bu zamana kadar kime sevdiğimi söylesem benden gitti, sen de gidersin diye korkuma tek laf edemem sana.

Çocuklarımızı kucağıma alıp belki hiç saçlarını okşamadım, onlarla birlikte uyuyamadım. Ben size hep geç kaldım biliyorum ama asker olmanın zorluğunu sen de biliyorsun. Senin koynundan çıkıp her göreve gittiğimde yüreğim yanıyor. Seni, belli edemesem de çocuklarımızı arkamda bırakmak çok zor geliyor.

Bu sefer gittiğim görevin sonu ölüm, biliyorum. Ölüme gitmeden önce sana içimdekileri dökmek istedim. Arkamdan belki ağlarsın, belki ağlamazsın bilmiyorum ama ben seni çok sevdim, hala da çok seviyorum. Eğer Türk bayrağına sarılı tabutum kapımıza gelirse sakın kendini kaybetme, dirayetli ol. Çocuklarımıza da çok iyi bak, onların annesi oldun, babası da olursun biliyorum. Sen çok güçlü bir kadınsın, benden daha güçlüsün. Dayanırsın...

 Sana hayatına devam etme diyemem ama benden başkasını çok sevme olur mu? Ben buna dayanacak bir adam değilim biliyorsun. Kıskanırım. Aldığın nefesten bile kıskanırken başka bir adamı benden çok sevmeni kaldıramam. Ölü bile olsam beni hiç unutma olur mu? Çocuklarımız daha çok küçükler, onlarla pek anım olmasa da onlar babalarını güzel hatırlasınlar. Seninle kurduğumuz hayaller var ya, hepsini çocuklarımıza anlat. Oğlumuzla ve kızımızla birlikte o hayalleri gerçekleştirin. 

Oğlumuz çok hareketli, büyüdüğünde yaramaz olacağını şimdiden tahmin edebiliyorum. Bırak yaramazlık yapsın, sakın kızma ona. Oğlumuzla ilgili senden tek bir şey istiyorum. Sakın asker olmasına izin verme. Bu meslek çok kutsal bir meslek biliyorum ama senin bir kez daha üzülmeni istemiyorum. O minik kalbin kaldırmaz bir şehit haberini almayı daha. Bu yüzden oğlumuzun asker olmasına izin verme!

Kızımız... Ah canım kızım. Saçlarını benden gözlerini senden alan minik prensesim. Kızımızın her istediğini yap olur mu? Şimaracak diye sakın düşünme. Ben ona iyi bir baba olamadım, yanında olamadım sen hep yanında ol. Ne yaparsa yapsın korkmadan sana gelebilsin, iyi ki annem var diyebilsin. 

Hülya'm... Sen de kendine çok iyi bak olur mu? Ben öleceğim biliyorum ama sen sakın benimle birlikte mezara girme. Orası çok soğuktur, üşürsün. Sen burada kalıp çocuklarımıza iyi bakacaksın. Onların eksik yanlarını dolduracaksın. Üzülmeyeceksin...

10 yıllık evliliğimizde çok söyleyemedim belki ama ben seni çok seviyorum. Çok aşığım. İlk gördüğüm andan beri senin için deliriyorum. Ben sana bunları kıytırık bir mektup üzerinden söyledim ya kendimi hiç affetmeyeceğim. Sen de beni affetme ama benden de vazgeçme.
                                                                       Çocuklarımız önce Allah'a sonra sana emanetler.
Kendinize iyi bakın.
Yüzbaşı Kadir Doğan 

Diyerek mektubu sonlandırdı Yüzbaşı Kadir Doğan. Özenle yazdığı mektubu beyaz zarfa koydu ve diliyle yapışkan kısmını ıslatıp zarfı kapattı. Yanında duran askere zarfı verip ailesine götürmesini istedi. Mektup ailesine henüz ulaşamadan şehit olacağının bilincinde olarak göreve gitti. Bir insan öleceğini anlar mıydı? Kadir Doğan anlamıştı. Keşkelerle dolu hayatına pişmanlıklarla veda etmişti...'' 

BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin