41. BÖLÜM

6.3K 363 101
                                    

Oy vermeyi unutmayalım lütfen.
İyi okumalar :)
Multimedia: Nehir

Bir insanın gözlerinin içine baktığınız zaman, bakışlarından ne hissettiğini anlarsınız. O gözlerin altında yatan acı, özlem, pişmanlık bellidir.

Ben de anlamıştım, Canan ablaya baktığımda pişmanlıkla bana bakıyordu. Neden pişman olmuştu? Ceylan'ın annesini evine aldığı için mi? Onun bir suçu yoktu ki. Kapısına gelen misafiri git sonra gel diyerek gönderemezdi.

Peki Ceylan'ın annesinin gözlerindeki hayal kırıklığı nedendi? Toprak ve beni el ele gördüğü için mi? Toprak'ın benimle beraber olduğunu öğrendiği için mi?

Ne bekliyordu? Ölü bir kadının yasına sığınıp yıllarca acı çekmesini mi? Ya da kendisini dış dünyaya soyutlamasını mı?

Ceylan adına gerçekten çok üzülüyordum. Gençliğinin en güzel yıllarında hayata veda etmişti ama annesinin Toprak'ı bu acıya kıstırması daha çok acımasızdı.

Balkondan içeriye Toprak'la el ele girdiğimizde kadını görünce elimi çekmek istesem de Toprak izin vermemişti.

Şimdi de yan yana oturmuş bir Canan ablaya bir de Ceylan'ın annesine bakıyorduk.

Kadının çatık kaşlarının altındaki sert bakışları hala benim üzerimdeydi. Sanki  kızını ben öldürmüştüm.

''Ben de Meliha, Toprak gelmiş dediğinde gelip seni görmek istemiştim. Bu kızla geldiğini bilseydim gelmezdim.''

Derin bir nefes alıp söylediği imalı sözleri yuttum. Karşımdaki kadın benden büyüktü, daha da önemlisi Ceylan'ın annesiydi.

''Bu dediğin kadının ismi Aslı, Şefika!'' Canan ablanın uyarısıyla Şefika denen kadın bakışlarını Canan ablaya çevirdi.

''Sen de hemen Aslı'cı olmuşsun Canan? Ceylan'ım iyi ki bu günleri görmedi yoksa kahrından ölürdü yavrum.''

''Ne varmış bu günlerde Şefika teyze? '' Toprak'ın sert sesini duyunca uyarı anlamıyla koluna vurdum. Beni umursamadığını silktiği omzuyla belirtti.

''Ne yok Toprak? Şuraya bak.'' Derken eliyle Toprak ve beni işaret etmişti. ''Ceylan'ın ölüsüne de mi saygın yok, nasıl hayatına birisini alırsın?''

Ceylan daha yeni ölmüş gibi konuşması sinirimi bozuyordu. Bu kadın öleli neredeyse 5 yıl olacaktı. Toprak'ın 5 yıldır çektiği acılar ona yeterde artardı.

''Ne yapayım Şefika teyze, ben de kendimi mi öldüreyim? Ceylan'a olan saygımdan yaşamayayım mı? Ne yapayım ha ne istiyorsun?''

''Öldürme kendini ama hayatına da kimseyi alma!'' Oldu canım!

''Şefika yine saçma sapan konuları açıyorsun, benim sabrımı sınama istersen.''

"Sen hiç konuşma istersen Canan, Ceylan'ımın anılarıyla dolu olan bu eve bu kadını nasıl alırsın?" Bu eve derken eliyle balkonu ve içeriyi işaret etmişti.

"Öyle de bir alırım ki sen bile karışamazsın. Ne istiyorsun ya sen benim oğlumdan Şefika? Derdin ne senin? Etrafta Toprak benim oğlum diye geziyorsun da onun mutlu olmasını neden istemiyorsun?"

Ceylan'ın annesinin Canan ablanın söyledikleriyle gözleri doldu.

Bakışlarını Toprak'ın üzerinde gezdirip Canan ablaya çevirdi.

" Benim Mert'imle Ceylan'ım kuru toprağın altındayken, Toprak'ın mutlu olması haram. Onun ailesi benim kızımdı, bu kadın değil!" Sert sözleri beni yaralasa da ağzımı açıp tek laf etmedim.

BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin