İyi okumalar :)
Multimedia: TuğbaHayatın akışına kendimizi kaptırmış gidiyorduk. Rize'de zaman o kadar hızlı geçiyordu ki. Erva'larda oturmamızın ardından tam 1 hafta geçmişti.
O kadar monoton ilerlemişti ki bu bir hafta. Eskiye göre tek farklı yanı Toprak'ın sürekli yanımda olmasıydı sanırım.
Üstelik varlığını o kadar çok belli etmişti ki. Savaş ile aramıza duvar gibi girmişti resmen. Anlayamadığım sebepten dolayı Savaş ile konuşmayı geçtim yan yana durmamızı bile istemiyordu. Bunu açıkça söylemese de hareketleriyle fazlasıyla belli etmişti.
Savaş ne zaman yanıma gelse Toprak'ta yanımıza geliyordu ve Savaş'a yeni bir iş veriyordu.
Akşam olduğunda da beni eve tek yollamıyor ya birlikte yürüyorduk ya da arabayla Toprak bırakıyordu.
O bana böyle yakın oldukça benim ona olan hislerim daha da güçleniyordu.
Toprak bunu her ne kadar bilmese de, kendi içimde verdiğim savaştan haberi olmasa da, kendini benim kalbime daha çok bağlıyordu.
Elimdeki kahve fincanını camın önüne bırakıp ayağa kalktım. Erkenden uyanmıştım kendime kahve yapmış dışarıyı izliyordum.
Bugün izin günümdeydim ve Canan ablaya sözüm vardı oraya gidecektim.
Mutfağa doğru ilerleyip bizim kızlara kahvaltı hazırlamaya başladım.
Kısa bir süre sonra her şey hazır olunca Tuğba'nın odasına ilerledim.
Dün gece Nehir'de Tuğba'nın yanında uyumuştu.
Odaya girdiğimde, Tuğba kollarını Nehir'in beline dolamış Nehir'de bir bacağını Tuğba'nın üzerine atmış sarmaş dolaş yattıklarını gördüm.
Bu hallerine kıkırdayıp yanlarına gittim.
İlk önce Tuğba'nın gözünün önüne gelen kahküllerini ayırıp burnunun ucunu öptüm.
Hiç bir tepki vermeyince gülüp yanağından öptüm. Hala uyanmayınca kolundan sert bir şekilde dürtmeye başladım.
Ben onu ilk başta güzelce uyandırmayı denemiştim, kendisi uyanmamıştı.
"Yavaş be kızım, insan uyandırıyorsun insan." söylenmeye başlamasına şaşırmamıştım.
"Sus kız, sen böyle uyanıyorsun ben ne yapayım." omuz silkmeme kızıp yatakta arkasını döndü.
"Aslı git başımdan uyuyacağım ben." Saçını parmağıma dolayıp oynamaya başlayınca daha da huysuzlanmaya başladı.
"Aslı, kovulmaktan da mı anlamıyorsun kızım gitsene içeri."
"Banane ya kalk kahvaltıya, işim var benim."
Yatağın içinde sesli bir şekilde oflayıp tekrar bana döndü.
"Ya sabah sabah ne oluyor?" Nehir'de gözlerini yarı açık yarı kapalı bize çevirince Tuğba'nın üstünden Nehir'in yanağını öptüm.
"Günaydın annem." gözlerini kapatıp gülümsedi.
"Günaydın. Tuğba teyzem niye bağırıyordu?" Deli gibi uykusu olduğuna emindim ama hala dedikodu peşindeydi.
Bu haline gülüp bende ikisinin ortasına girip yattım.
Yatak küçük olduğundan sığmamız biraz zor olmuştu ama sonunda sığmıştık.
"Tuğba teyzen uyanmak istemedi anneciğim o yüzden bağırdı." Gözlerini hafif açıp kıkırdadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/249230337-288-k714678.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI)
Chick-LitMavi gözleri benim gözlerimle buluştu. Sahi kaç ay olmuştu bu kadar derin bakmayalı? İki? Üç? Bizden olmaz, sevme beni derken çok kararlı gözüküyordu. Ama şimdi neden mutsuzdu? "Gittin?" bir adım yaklaşıp fısıldadığında gözlerim istemsizce kapandı...