BANA KALBİNİ VER (TAMAMLANDI)

35. BÖLÜM

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
İyi okumalar :)
Multimedia : Aslı

Özlem duygusunun insana yaptıramayacağı hiç bir şey yoktu ama aylardır burada olduğunu bildiğim adamın bizi özlediği halde neden karşımıza çıkmadığını bilmiyordum.

O da özlemişti bizi, bunu Onur söylememiş olsaydı da tahmin edebiliyordum.

Anlam veremiyordum, Onur'un dediğine göre pişmandı bana söyledikleri için. Hatta özür dilemek için taa Rize'den kalkıp gelmişti ama ısrarla karşıma çıkmıyordu. Cesareti yokmuş karşıma çıkmaya.

Aslında çıkmaması iyi bir şeydi, karşıma çıkarsa ne diyeceğimi nasıl bir tepki vereceğimi hiç bilmiyordum.

Boynuna atlamayacağım kesindi.

"Emin misin gitmek istediğinden? Kınaya gittin tamam ama düğün bu Aslı kesin orada olacak." Tuğba'nın sesiyle kendime geldim.

Hangi ara dalıp gitmiştim?

Elindeki çayı bırakmış merakla yüzüme bakıyordu. Konu benim, Melek ve Onur'un düğününe gitmemdi, daha doğrusu Toprak'ın orada olacağını bile bile gitmemdi.

"Gelmez Tuğba, gelecek olsaydı dün kınaya da gelirdi." dediğimde başını iki yana salladı.

"Anlamıyorsun Aslı en yakın arkadaşının düğünü bu tabi ki gelecek ve seninle de konuşmak isteyecek." dediğinde öfkeyle ofladım.

"Tuğba konuşmak isteseydi konuşurdu. Ne dedi Onur hatırlasana 2 aydan fazla süredir buradaymış, sürekli göz hapsindeymişiz ama gelmiyor işte. Ya dün ben ilk defa senin lafına uyup Ayaz denen adama katlandım Tuğba, o zaman bile gelmedi."

"Oradaysa sizi o halde görür gelir sanmıştım." diye kısık sesle mırıldanınca güldüm.

"Neden gelsin Tuğba, kıskanacak mıydı bizi öyle görünce? Kendisi benim yüzüme söyledi ya, İstanbul'dan gelen bir kızdan başkası değilsin dedi. Şimdi neden kıskansın?"

"Pişman oldu sözleri için Demir'de söyledi biliyorsun." dediğinde alayla güldüm.

"Pişman olduğu için mi geldi bilmem ama vicdanını da susturmak için geldiği kesin. Karşıma neden hala çıkmadığını bilmiyorum ama çıkarsa da onu affetmeyeceğimi biliyor." oturduğum sandalyede geriye yaslanıp Tuğba'ya baktım.

Dudaklarını bilmem der gibi büzmüştü.

" Bilmiyorum Aslı, inan ki bilmiyorum. Toprak'ı hiç anlayamıyorum. " dediğinde güldüm.

" Ben de anlamıyorum zorlama boş ver. " dedikten sonra sandalyeden kalktım.

"Neyse sen burayı toplar mısın? Nehir'i almaya gideyim bende." diye sordum. Tuğba başını onaylar gibi sallayınca yanağından öpüp yatak odasına girdim.

Düğün için hazırlanmamız gerekiyordu fakat öncesinde Nehir'i okuldan alacaktım.

Tamamen derslerinden geri kalmasın diye okula göndermiştim. Bir kaç ders erken alıyordum sadece.

Buna ne kadar mızmızlansa da pek işe yaramamıştı.

Hızlıca üzerimdeki pijamayı çıkarıp tayt ve elime geçen ilk uzun sweati giydim.

"Tuğba, ben çıkıyorum." odadan çıkıp seslendiğimde mutfağın kapısından kafasını uzattı.

"Dikkat et gelirken diyeceğim ama bir sorun olursa peşindeki sapığın seni kurtarır." alaylı sesiyle kaşlarımı çattım.