Bu otobüs yolculuğu ne kadar da zormuş böyle.Hakan'ın dediği kadar varmış doğrusu. Yol çok uzundu ve ayaklarım fena şişmişti. Geleli iki gün oldu ama kendime gelemedim bir türlü. Hiç de kalkmaya niyetim yoktu yataktan.
Eskiden olduğu gibi yine telefon sesiyle güne merhaba diyordum."Uykucu şirinim, günaydın mesaj atmadım , uyuyorsundur diye aradım."
"Nasıl da bildin canım. Hala yatıyorum kalkmak da istemiyorum ki."
"Kalkmayacak mısın? Annemler gelecek size bugün. Düğün işleri konuşulcak."
"Gerçekten mi. O zaman hemen kalkarım . Kendime gelmem anca sürer."
"Seni özledim güzelim, öpüldün çok."Böyle bir sesle uyandırılacaksam hep uyuyayım ben.
Sırıtmam ve hayallerim bitince kalktım sonunda yataktan. Üzerimi bile zar zor değiştirdim. Aşağıya indiğimde annem telefonla konuşuyordu." Tabiki Sevgi hanımcım onu da alalım. Akşam gelince daha net konuşuruz , görüşmek üzere."
Annem telefonu kapatınca bana baktı.
"Gün sana daha aymamış kızım. Hadi toparlan. Duruma artık anneler el koydu. Hızlandırılmış düğün hazırlığını biz ele alıyoruz."
"Hiç şikayetçi değilim. Siz ne derseniz o olsun annecim.Bana da kolaylık olur hem."
"Aferim güzel kızım" dedi annem ve mutfağa geçti .
İkramlıklar, akşam yemeği derken nasıl geçti vakit anlamadık. Uzun süredir aileler bir araya da gelmemişti. Bakalım bu akşam nasıl geçecekti.Biz yemek sofrasını kaldırırken Sevgi teyzeler geldi. Onlar salona geçerken masayı çabucak topladım.
" Mahmut hoşgeldiniz, buyurun. Çocuklar arayı açında biz de açtık sanki. Görüşemedik hiç bu aralar."
"Öyle oldu Mesut. Şehir dışına çıktık çoğu zaman . İş için. .. O zaman arayı kapatalım.Uzun süre oldu."İkisi de sarıldı birbirine. Ezgi gelmemiş Hüseyin dede ile evde kalmış. Annem ile Sevgi teyze bir köşeye geçmiş sohbetlerine başlamışlardı bile. Bu beni çok mutlu etti. Her şey yolundaydı. Önceki olaylardan kimse söz etmiyordu.
Babamlar salon , orkestra konularından; annemler de çeyizler , alınacak eşyalardan konuşuyorlardı. Fazla eşya götürmeyeceğiz de diyemedim. Sustum , gidip çay servisi yaptım.
Hakan aradı. Telefonun sesini açmamı herkesin duymasını istedi, öyle yaptım bende."Herkese iyi akşamlar. Nöbetteyim fazla konuşamayacağım. Hazırlık yaparken eşya olarak fazla bir şey düşünmeyin. Büyük eşyaları buradan alacağız. Siz ufak tefekleri halledin. Baba senle yine konuşuruz. Kapatmam gerek. Hayırlı akşamlar."
Bizimkilerde hep bir ağızdan "iyi akşamlar oğlum" dediler.Sonra annelerimiz biraz itiraz etti. Ama babam mantıklı bir konuşmasıyla onları ikna etti. Benim söyleyemediğimi Hakan ne güzel anlattı. Zaten kısa ve net konuşmuştu.
Normal sohbete döndü bizimkiler. Ben de ara sıra mesajlar attım Hakan'a. Bu manzarayı ne çok özlemiştim.~~~~~
"Meltem gerçekten gelmene gerek yok. Ben bakarım . Sen yorulma işte."
"Olmaz ben de gelmek istiyorum. Beraber bakalım." dedi ve kapattı.
Meltem arayınca keşke gelinlik bakmaya çıkacağımı söylemeseydim. Şimdi O da gelecek. İyice de karnı büyüdü, laf da dinlemiyor hiç. Gelme desem ne çıkacaktı ki dinlemez beni.
Hazırlanıp çıktım evden. Meltemle kafede buluşacaktık. Benden yarım saat sonra geldi. Gülümsedik birbirimize. Ve bir iki mağazaya baktık. İstediğim gibi bir gelinlik bulamadım hiç. Yolda Meltem ile bir arkadaşıyla karşılaştık. Gelinlik baktığımızı söyledik, arkadaşı da bir yer tarif etti bize. Umudum pek olmasa da oraya gittik. Çok güzel gelinlikler vardı. Hele bir tanesi o kadar hoşuma gitti ki . Hemen denedim ve ayırttım . Aşağı yukarı on gün sonra provaya gidecektim. Kilo alır ya da zayıflarsam ona göre atarlayacaklardı.
Meltem Okan'a yerimizi tarif etti. Çok yorulduğunu biliyordum ama hiç bozuntuya vermiyordu. Okan gelince Meltem'e biraz bozuldu doğal olarak. Beni eve bıraktılar , Onlar da evlerine gittiler.
Annem de ilk günden bir gelinlik seçtiğime sevindi. Hakan çok ısrarcı olsa da tarif etmedim hiç gelinliğin modelini. Kesin bir kulp takardı. Düğün günü görmesi daha iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşüne Hasret Gözlerim
Teen FictionTam her şey bitti derken biri çıkar karşınıza. Tesadüf mü kader mi tahmin edemezsiniz. Seversiniz sevilirsiniz. Peki sonra hayat bizi nasıl yönlendirir? Yasemin de böyleydi : üzgün, hayata küsmüş.... Sevdiği adam da terk etmişti. Ama bir sür...