Telefonu heyecanla kapattım.
"Yarın işe başlayabilirsiniz,yarın işe başlayabilirsiniz."
Devamlı tekrar ediyordum. Sonunda iş başvurum kabul edildi. Çok mutlu oldum .
Hemen aşağı indim:
" Annee işe kabul edildim . Sabah gideceğim markete"
Annem de:
" Senin adına sevindim kızım . Bir de market işi yap bakalım".
" Anne sen de biliyorsun ki önceki işim gayet iyiydi. Ama ücreti azdı. Bu daha iyi olacak benim için"deyince annem:
" Kızım çalışmana gerek yok biliyorsun değil mi?" dedi.
Bende omuzlarımı silkeleyip odama çıktım.Çalışmayı seviyordum. Market işi bana göre miydi bilmiyorum ama çalışmak tam bana göreydi. Evde boş durmak yerine çalışmak her zaman daha iyidir .Anneme de dediğim gibi önceki işimden ücreti yüzünden ayrıldım. Fazla çalışmama rağmen ücreti aynıydı. Hiç zam yapmıyorlardı. Dayanamayıp ayrıldım ordan. Bir de markete başvurayım demiştim ki şükür kabul edildim.
Akşam yemeğinde babama da söyledim . Babam da annem ile aynı düşüncedeydi. Çalışmana gerek var mı?
Sadece : " Hayırlısı olsun kızım . Senin adına sevindim" dedi.
" Saol babacım."
Yemekten sonra odama çıktım. Hemen yattım , yarın giderken uykusuz görünmeyi asla istemezdim. Yeni iş , yeni arkadaşlar düşüncesiyle uyudum.Sabah erken kalktım. Sanki ilk kez çalışmaya gidiyor gibi heyecanlıydım.
Ne giysem diye pek düşünmem, elime ne geçerse giyer bir şekilde kombinlerdim. Ama saçlarımı mutlaka yapardım. Jölenin zararlı olduğunu bile bile saçıma sürer, saçlarımın kıvırcık olmasını severdim. Yine öyle yaptım ve hafif makyaj ile hazırdım. Genelde spor ayakkabı tercih ederdim, rahat oluyordu çalışırken.Evden çıkıp markete doğru yol aldım.
Saat 08.00 olmuştu. Markete gelir gelmez müdürün odasına çıktım. Market deyip geçmeyin, her bölümün ayrı bir çalışanı var. Bana da unlu mamülleri düştü.Bölümüme gittim, arkadaşlarımla tanıştım. Beni ilk selamlayan Meltem olmuştu. Uzun dalgalı sarı saçlı, ela gözlü, zayıf, kibar bir kızdı. Hemen sevmiştim onu. Diğer arkadaşlarla da tanıştık. Sonra çalışmaya, iş öğrenmeye başladım. Zor bir tarafı yoktu aslında. Çıkan ekmeleri poşetleyeceğiz . Sonra pasta ya da tatlı isteyen olursa onlardan verecektik.
Meltem:
" En rahat bölüm bizimki . Zor bir yanı yok. Çabuk alışırsın merak etme" dedi.Saat çoktan 18.00 olmuştuu. İşten çıktım, eve doğru yürüdüm. Evimiz ile market arası 15 dakikayı. İçeri girer girmez annemin yaptığı yemek kokusunu aldım. Yorulmuştum, tüm gün ayaktaydık. Annemlerin yanında biraz oturup, odama çıktım.
Evimiz iki katlıydı. Alt katta salon ve mutfak vardı. Üst katta ise odalar , tuvalet , banyo. Bir de terasımız vardı. Çatı katı da diyebiliriz. Ben orada kalıyorum. Balkon kısmına bir masa ve kanepe koymuştuk. Orası en çok kitap okumayı sevdiğim yer oldu. Odam ise sadeydi. Yatağım, elbise dolabım ve kitaplığım. Yerde ise yeşil tonlarında bir halı vardı.
Telefonumu saati kurmak için aldım.
Telefonum sessizdeydi. On cevapsız arama on mesaj gelmişti.
( Evet bildiniz , erkek arkadaşım göndermişti .)
"Yasemin, aloooo ,nerdesin ... ,yine mi sesi kısık telefonunun , nerdesin ...."
Tam cevap yazıyordum ki yine mesaj geldi."Görüşmemiz gerek!"
Özlemişti , ben de onu özledim. Birkaç gündür görüşemiyorduk. Haklıydı tabi aslında.
Sabah yine erken kalktım . Saç, baş düzeltip hazırlandım. Her gün aynı monotonlukta işe gidip geldim. Erkek arkadaşımla bile görüşemiyordum. Aramış oluyordu, açamıyordum. Ben aradığımda da o açmıyordu. Merak ediyordum ama bir türlü iletişim kuramıyorduk.Ters giden bişeyler mi oluyordu?
......
İşe başlayalı 3 hafta oldu. Bu kısa sürede Meltem'le çok iyi arkadaş olduk. Ben bugün saat 12.00'de işte olacaktım. 22.00'da çıkacaktım. Her hafta böyle vardiyamız değişiyordu.Yerime geçince Meltem gülmeye başladı. Bana :
"Eeee bugünün şanslısı geldi bil bakalım elimdeki ne?"
"Çikolataaaa"
"Hayır."
"İçecek bir şey mi?"
"Hayır."
"Hıımmm... Söyle hadi bulamadım işte."dedim.
"Sevgilisi olan sensin bak bakalım neymiş."dedi ve elindekini uzattı.Bir kutuydu. Heyecanla açtım hemen. "Yasemin'e" yazıyordu. İçinden bir CD ve kurumuş bir gül çıktı. Güle anlam veremedim ama CD'de ne olduğunu ikimiz de merak ediyorduk. Meltem :
"Kesin filmdir."dedi. Ben de:
"Müziktir."dedim.Bu merakla saat 22.00'yi zor ettim. Eve gelir gelmez odama çıktım. Gülümseyerek derin bir nefes aldım. Hemen CD'yi bilgisayara koydum. Acaba ne vardı içinde ....
CD'yi koydum önce o çıktı, bana bakıyordu sanki, sonra başını öne eğdi :
"İki haftadır nasıl söylesem diye düşünüyordum, sonunda bunu buldum. Zaten artık görüşemiyoruz da . Uzun bir konuşma olmayacak. Başkasına aşık oldum, artık bitti... Kurumuş güle gelince, gülle ilgilenmezsen kurur ya sen de benimle ilgilenmedin hiç, bizim birlikteliğimiz de kurudu, elveda.."
Donup kalmıştım. Sevincim, heyecanım yerini üzüntüye bırakmıştı. Aradım açmadı, mesajlarıma cevap bile vermedi. Havanın soğukluğuna aldırmadan balkona çıktım. Ağlamaktan gözlerim kızarmıştı.
Telefonumdan mesaj sesi geldi. İşte sonunda cevap yazdı diye düşündüm. Ama gönderen "Meltem"di.
"Çok bekledim yazmadın, ne varmış CD'de film değil mi, ben bildim."dedi.
Sessiz kaldım, yazamadım bir şey. Sonra Meltem aradı, tekrar sordu:
"Ben mi bildim, film mi?"
"Evet canım sen bildin 15 saniyelik bir filmmiş."
"Ne o kadar kısa film mi olur reklam olur."dedi.
"Yaşadıklarımızın arasına reklam girmiş, 0 da filmine başka biriyle devam edecekmiş, başkasına aşık olmuş Meltem, bitti demiş bitti..."ağlamaya başlayınca telefonu kapattık. Neden böyle oldu. Nasıl buralara geldik böyle diye düşünmekten uyuyamadım.
.....
İşe gidip geliyordum ama neşem kayboldu. Terk edilmeye kalbim alışamadı. Meltem'le dertleşiyorduk. Beni hep güldürmeye çalışıyordu.Aradan günler geçiyor, ben hâlâ "Neden?" diyordum. Meltem bu zamanda çok iyi destekçim oldu. Kardeşten öte olduk.
Saçlarımı bile artık kıvırcık yapmıyordum. Elime ne geçerse giyip çıkıyordum.Bir gün Meltem:
"Daha ne kadar üzüleceksin, sen üzülmeye devam et, o sevgilisiyle gününü gün etsin."dedi.
"Napayım Meltem çok seviyordum."
"Demek ki o seni sevmemiş, çalışmanı fırsat bilip hemen birini bulmuş. Sen de yas tut arkasından , aferin sana" dedi.Haklıydı, toparlayamamışım kendimi. Böyle böyle bir ay geçti. Annem neyin var dediğinde her defasında yorgunum diyordum. Babam da anlamıştı sanki o da soruyordu hep. Ne diyebilirdim ki. Keşke bir ablam ya da abim olsaydı. Dertleşirdim, destek aldığım biri olurdu.
Bir akşam yine balkona çıktım. Nisan ayı gelmiş, havalar ısınmıştı. İçimdeki ses "Yeter artık kendine gel sen kaybetmedin o kaybetti."dedi.
Sonra dedim ki "Bu kadar üzüntü yeter Yasemin Hanım, yarın eskisi gibi oluyorsun, eski neşene dönüyorsun. Seni istemeyen biri için bu kadar yas niye . Toparlanmanın zamanı geldi"dedim. Aldığım karar ile hemen yatıp uyudum.Saat 10.00 olmuştu bile. Yataktan mutlu bir şekilde uyandım. Anlamsız bir sevinçti içimdeki. Hemen üzerimi değiştirdim. Tabi ki saçlarımı yine kıvırcık yaptım. Aynaya baktığımda eski beni gördüm. Hafızam gitmiş gibiydi, olanları hatırlamıyordum. Aslında hatırlamamaya çalışıyordum.
Kahvaltımı yapıp oyalandım biraz evde. Çıkmadan önce yine aynaya baktım. Kendime göz kırpıp evden çıktım.Yolda giderken mesaj geldi. " Liseliler buluşmasına davetlisin. Ayrıntısı daha sonra .." yazıyordu. Tam cevap yazacaktım ki birine çarpmam ile telefonum elimden düştü, başımı bile kaldırmadan:
"Önüne baksana, kör müsün?"dedim.
"Asıl siz körsünüz, telefona bakacağınıza yolunuza bakın."
"Sizi ilgilendireceğini hiç sanmıyorum" diyerek telefonumu almak için eğildim.
" Dikkatsiz insanlara hep kızarım"dedi.
Başımı kaldırıp sese baktım. Kara gözleriyle bana bakan bir genç vardı karşımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşüne Hasret Gözlerim
Novela JuvenilTam her şey bitti derken biri çıkar karşınıza. Tesadüf mü kader mi tahmin edemezsiniz. Seversiniz sevilirsiniz. Peki sonra hayat bizi nasıl yönlendirir? Yasemin de böyleydi : üzgün, hayata küsmüş.... Sevdiği adam da terk etmişti. Ama bir sür...