Bölüm -25

28 8 0
                                    

" Abi ağaç olduk" diyerek Ezgi girdi içeriye .Biz de bir anda ayrıldık. Ezgi bir anda içeriye girmenin pişmanlığını yaşıyor gibiydi. Hemen eline geçen bir çantayı alıp aşağı indi. Hakan da iki bavulunu aldı. Bilgisayar çantası da bana kaldı. Çantayı alıp Hakan'ı takip ettim.

Aşağı indik herkes çıkmak için hazırdı. Eşyayı arabaya yerleştirdiler. Otogara gitmek için acele ediyorlardı. Ama Hakan her zamanki gibi istemedi kalabalık gitmeyi.
"Hepinizin gelmesine gerek yok. Babam bırakır burda vedalaşalım"
Ben de geliyorum , sözümü Ezgi tekrarladı. İlk önce Hüseyin dede ile sarıldı. Ardından anneler ve babam ile sarıldı. Biz Ezgi ile çoktan arabaya binmiştik.
     Otogara geldiğimizde uygun bir yere arabayı park etti Mahmut amca. Otobüsün muavini yolcuların eşyalarını koyuyordu bagaja. Mahmut amca ile Hakan eşyaları vermek için otobüse doğru ilerlediler . Biz de Ezgi ile bekledik bir kenarda.
    Hakan bize doğru gelirken  göz göze gelmemeye çalışıyordum.
" Neden gözlerini kaçırıyorsun benden  güzelim. Bak çalışmaya da başlıyorum. Nasipse düğünden sonra beraber gideceğiz."
"Elimde değil  bir tarafım işe başlayacağın için mutlu diğer taradım da kalman için ısrarcı."
" Sayılı gün çabuk geçer .Kendine dikkat et anlaştık mı?"
" Anlaştık" dedim ve muavin son çağrısını yaptı yolculara.
    Hakan'a en son ben sarıldım. Otobüse bindi . Can kenarından el salladı. Bakakaldım yine arkasından. Sonra biz de arabaya doğru yürüdük. Ezgiler beni eve bırakacaktı. Babam eve gelmemi söylemişti en son. 
      .....

    Üç gün sonra sabah saatlerinde gelen mesaj üzerine yeni hattımı takmak için cüzdanımı aldım. Hattımı takmadan önce üzerimi değiştireyim dedim.

" Yasemin mutluluğu  bende bulacaksın. Bana muhtaç olacaksın . Bekle çok az kaldı."

   İyiki bu numaraları değiştirdik diye düşündüm. Mesajı okuyup telefonu kapattım. Hemen yeni hattı taktım. Düşünmek istemiyordum artık. Zaten numarayı da değiştirdik . Artık Aykut'un bana ulaşması biraz zordu.Devamlı bişeyler ima ediyordu ve bu beni gerçekten korkutuyordu.
Hakan'ı yeni hattımdan aradım. O da yeni hattını takmıştı. Biraz daha rahattım artık. Ailemiz ve birkaç arkadaşımız dışında numaramızı bilen yoktu. Ve en önemlisi Aykut da bilmiyordu.
Hakan yarın hastanede işe başlayacağını söyledi. Sevdiğim adam hastalanan çocukları tedavi edecekti. Bu ne güzel bir meslekti. Şimdilik eşyalı bir ev tutmuş . Evlendiğimiz zaman her şeyi yeniden alacağımızı söyledi. O günleri iple çekiyordum. Hayırlısıyla şu günler bir geçse keşke. Yine "Seni seviyorum" diyerek kapattı telefonu.

Evde öyle dolanırken babam nedensiz durgunluğumu fark etti.
" Ne oldu kızım neden durgunsun bu kadar. Yoksa o çocuk yine rahatsız mı ediyor? Eğer öyleyse sakın saklama bizden. Ya da Hakan ile bir sıkıntı mı var?"
Nasıl diyebilirdim ki ikisi de diye. Bir sorun olmadığını , akşam pek uyuyamadığımı söyledim sadece.
Annem:
" Ben onun keyfini yerine getircek bişey biliyorum . Hadi gel Yasemin beraber çikolatalı bir pasta yapalım."
" Gerçekten mi ? Çok iyi bir fikir annem".
Biz mutfağa giderken babam arkamızdan gülüyordu. İşte dayanamadığım nokta buydu. Çikolata ve pasta. Hele ikisi bir aradaysa gel de yeme.
Annemin el lezzeti yemekte olduğu gibi pasta börekte de vardı. Mutfağa girince çok güzel şeyler yapardı. Hangi ara yaptığını anlamazdık hiç babamla. Mutfakta ne kadar zaman geçirdik bilmiyorum.
" Kızım Meltemler ne alemde, nasıl gidiyormuş hamileliği" dediği an aklıma geldi Meltem.
" Annee biz kaç zamandır görüşmedik ya .Dur bir arayayım anne aklıma gelmişken." Dedim ve hemen telefona sarıldım.
İlk aradığımda açmadı. Uzun uzun çaldıktan sonra açtı. Sesi de uykulu geliyordu.
" Datlım nasılsın, bayağıdır görüşemedik senle hamilelik nasıl gidiyor."
" Mide bulantısından bıktım vallaha. Bir de devamlı uyuyorum. Hiç iyi gitmiyor anlayacağın."
"Kıyamam sana ben . Var mı senin için yapabileceğim bi şey?"
"Hayır yok Datlım. Ben uyuyayım hadi kapattım" dedi ve kapattı.
İstemsizce güldüm. Annemin yanına geri döndüm. Anneme söyledim konuştuklarımızı. Hamilelikte normalmiş bunlar. Ben de anneme bu süreçte çok çektirmişim, öyle derdi hep. Kim bilir nasıl bir duygu bu.İnşallah bize de nasip olur diye düşündüm.
Akşam çayında yaptığımız pastayı getirdim Babamın tatlılarla pek arası yok. Ama biraz tadına baktı ve beğendi. Annem de küçük bir dilim ile sonlandırdı pastayı. Ama ben.... Keşke o son dilimi yemeseydim.
....

Meltem kendini iyi hissettiğini söyleyince Onlara gittim . Kapıda beni görür görmez gözleri doldu.
" Çok özledim" diye sarıldı boynuma. Bende çok özlemiştim.
"Annelik sana çok yakışacak. Kim bilir ne güzel bir duygudur ."
" İyiki geldin . Teşekkür ederim canım . Güzel bir duygu biliyor musun. İçinde bir can taşıyorsun. Zor geçsede bu süreç kıyamıyorsun."
Eskilerden yenilerden derken sohbeti koyulaştırdık. Ne çok özlemişiz birbirimizi. Gırgır şamata ile devam etti sohbetimiz.
"Sen dinlen artık ben yine gelirim" diyerek kapıya doğru yürüdüm. O sırada Okan geldi eve .
" Görevi devrediyorum Okan. Dikkat edin kendinize ."
" Kalsaydın biraz daha , laflardık biraz."
" Gideyim artık geç oldu" diyerek ayrıldım yanlarından.
Ne rahatladım Meltemleri görünce. Bir an zaman geçsede bizim bebiş gelse aramıza .

Annemin:
"Yasemin kalk önemli bişey oldu" diye devamlı tekrar etmesiyle uyandım bugün.
" Ne oldu anne sabah sabah yaa.."
" Sabah mı öğle oldu bak istersen saate. Hadi kalk bir sorun var baban aşağıda bekliyor . Ben iniyorum sen de gel arkamdan".
Ne oldu ki böyle. Hemen kalktım yataktan. Elimi yüzümü yıkamadan hemen indim aşağıya. Babam salonda her zamanki yerinde oturmuş beni bekliyordu. Annemin yanına oturdum. Sorun neydi iyice meraklandım.
Babam:
" Bişey soracağım ve hemen cevap alacağım."
Merakım git gide arttı. Anneme baktım , O da sesizdi bir süre. Sonunda babam gülümseyerek sessizliği bozdu.
" Hanımlar bu çok ciddi bir konu . Özellikle Yasemin senin cevap vermen gerekiyor. Şimdi söyle bakalım. Dört günlük Uludağ tatiline ne dersin?"
" Neee . Uludağ tatili mi?"
" Evet, bu yarıyıl tatilinde evde oturmayalım. Ne dersin?"
" Ne derim ki baba . Allah derim . Ama annemi bilmem tabi".
" Kızım annenle birlikte karar verdik zaten. Sen de tamam dediğine göre hazırlanmaya başlayın. İki gün sonra çıkıyoruz."
" Aşk olsun anne . Sabah sabah çok korkuttun beni. Alacağın olsun." dediğimde annem sadece gülümsedi.
    Belki bu küçük tatil iyi gelirdi bana.

Ertesi gün şöyle dolabıma bir göz attım. Yanıma alabilecek pek bişey bulamadım. Annem de aynı dertteydi. Küçük bir alışveriş yapmak gerekiyordu. Annemle çıktık eksikleri almaya.
" Bu olur bu olmaz. Bu yakıştı bu komik oldu" diyerek alışverişimizi tamamladık. Bana kalsa şu iki günde zor alırdım kıyafetleri. Ama annem sayesinde çabucak bitti alışverişimiz.
Eve gelir gelmez hemen çantamı hazırladım. İlk kez Uludağ'a gidecek olmamın sevinci vardı içimde . Ta ki Hakan ile konuşuncaya kadar .
" Nerden çıktı şimdi bu tatil" diyerek söylendi biraz . Kıskanırmış , bir de ne gerek varmış filan. Nasıl ikna edecektim ki .
" Babamın sürprizi canım. Güzel değil mi? Ha gitme diyorsan babama söyleyeyim olmazsa" tam isabetli bir ikna çabası oldu bu.
" Yok canım söyleme . Beraber giderdik diye söyledim sadece. Sen sıkı giyin oldu mu?"
" Sen merak etme, üşümem canım".
" O zaman görüşürüz kar güzeli".

Nerden buluyor ki bu sözleri . Bir de beni düşünüyor. Kıskanırım demesi de çok hoşuma gitti açıkcası.

Sabah erken çıktık yola. Burası soğuksa orayı düşünemiyordum.
Bekle beni Uludağ ! Ben geliyorum.

Gülüşüne Hasret GözlerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin