Yol boyunca radyoda çalan müziklere eşlik ettim. İyi ki arabamızın kliması vardı. Değilse bu yol çekilmezdi soğukta.Annem ara sıra termosa koyduğu sıcak su ile bize kahve yapıyordu. Hem kahvemi içiyor hem dışarıyı seyrediyordum. En son Afyon levhasını görmüştüm.Sonrasında uyumuşum.
Babamın " Allah kahretmesin bir bu eksikti!" Diye sesini yükseltmesiyle uyandım. Biraz doğrulup ne olduğunu anlamaya çalıştım. Heryer bembeyazdı. Arabamız buzlanan yolda kaymış ve kara batmıştı. Babam inip ne kadar çabalasa da arabayı çıkaramadı. Biri buradan geçsin diye beklemeye başladık.
Yaklaşık yarım saat sonra bir araba durdu. Babam dışarıya çıktı ve arabaya doğru ilerledi. Babam arabaya doğru ilerlerken duran arabadan bir genç indi. Babamla konuştuktan sonra bize yardım etti. Uzun bir süre uğraştıktan sonra arabamızı saplandığı yerden çıkardılar. Gence teşekkür ederek yolumuza devam ettik.
Uludağ görülmeye değer bir güzellikteydi. Vakit kaybetmeden otele giriş yaptık. Babam iki oda ayırtmış önceden. Doğal olarak ben tek kalacaktım. Odalarımıza çıktık. Güzel bir odaydı ve pencereden görünen manzara süperdi. Yol yorgunluğu ile yemekten sonra odama çıkıp hemen uyudum.
Sabah dinç bir şekilde uyandım. Buranın havası ne güzeldi.Annemlerle yaptığım kahvaltının ardından hemen kendimi dışarı atmak istedim. Odama çıkarken Hakan'ı aradım. Otelden , manzaralardan bahsettim. Neşeli sesimi duyunca O da mutlu oldu. Tabi tembihleri hiç bitmedi. " Sıkı giyin , dikkat et düşme bir yerin incimesin, hasta olma, yalnız gezme.." Tembihleri bitince güldüğünü duydum. Ne de özlemiştim o gamzeli gülüşünü. Her yaptığımı fotoğraflamamı istemesiyle telefonu kapattık.
Aşağı indiğimde annemleri göremedim. Kaymayı bilmek şart değil ki bu beyaz örtüyü izlemek bile bana yeterdi.
Ben dışarıyı seyrederken elinde iki fincan kahve ile bir genç masama oturdu.
" Pardon?" Dedim şaşırarak.
" Özür dilerim, kendimi tanıtmadım. Ben Görkem. Dün yolda kalmıştınız ben yardım etmiştim ya. Sizi o arabanın içinde görmüştüm. Arkadaşlarımla buluşmak için geldim . Peki siz?"
" Size bir açıklama yapacak değilim. Dün için zaten teşekkür etmiştik" dedim ve giymiş olduğum eldivenlerimi çıkardım. Çok itici biriydi. Amacım yüzüğümü görmesiydi ve başardım.
" Evli misiniz?"
" Hayır nişanlıyım ve yakında evleniyoruz. İnşallah bir daha görüşmeyiz"dedim ve ayrıldım masadan kaçar gibi.Kaçar gibi masadan kalkınca direkt dışarıya çıktım. Ayakkabılarımı değiştirmeyi unuttuğum için sporlarımla çıktığımın farkında bile değildim. Ta ki biraz ilerleyip düşene kadar. Biraz fena düşmüştüm. Kendime sinirimden güldüm. Hemen kalkıp geriye dönmek istedim. Kayak yapmak için yukarı çıkanlar, dolaşanlar, kar topu oynayanlar... İnşallah gören olmamıştır dedim içimden.
İçeriye girmek için kapıya yöneldiğim an tekrar ayağım kaydı. Tam düşecekken birinin kollarında buldum kendimi. Düşmekten kurtulmuştum.
" Daha dikkatli olmalısınız. Kar ayakkabısı giymeniz gerekirdi" diyen kişinin taktığı gözlükten dolayı yüzünü göremedim.
Birkaç saniye sonra teşekkür ederek doğruldum.
" Önemli değil" diyerek yanımdan ayrıldı O kişi.
İçeriye girdiğimde bizimkiler hala yoktu. Boş bir masaya geçip bekledim. Düştüğümden mi bilmiyorum sağ ayağım hafif ağrıyordu. Sonunda annemler kapıdan içeriye girdi. Yanıma geldiler. Annem biraz dolaştıklarını , dışarının harika olduğunu söyledi. Ben de beğendiğimi söyledim.
Dışarıya bakarken genellikle genç çiftler görüyordum. Belki düğünümüzden sonra biz de gelirdik tekrar. Hem neden olmasın ki.
Babam:
" Hadi hanımlar yemek yemeğe geçelim . Acıkmadınız mı ?" diye sormasıyla yemek salonuna gittik.
Çeşit çeşit yemekler , çorbalar , mezeler insanın iştahını daha da açıyordu. Bizlerde istediğimiz yemekleri alıp bir yere oturduk. Babam:
" Gençler canlı müzikten bahsediyordu. Gitmek istersen sen de git".
" Hayır baba istemiyorum . Yemekten sonra odama çıkacağım."
Nefis yemekleri bitirdikten sonra annemlere " size iyi eğlenceler" diyerek odama çıktım. Gece boyunca Hakan ile mesajlaştık.
........Ailecek güzel vakit geçirdiğimiz Uludağ da iki günü geride bıraktık. Bu süre bile yetmişti aslında bana. Ama iki gün daha burdaydık.
Annemlerle güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra ellerim yıkamak için lavaboya gittim. İçeriye girdiğimde bir kız bağırarak telefonda konuşuyordu. Telefonu kapattıktan sonra ağlamaya başladı. Biraz bekleyip yanına gittim.
" İyi misin?"
Bana dönüp" Hayır ayrıldık biz." diyerek ağlamaya devam etti. Sonra biraz kendini toparlayınca beraber dışarıya çıktık. Benim de başıma aynı şeyler geldiği için kızı anlıyordum ve o haline acımıştım.
Annemler beni kızla birlikte görünce bana baktılar. Bir masaya oturduk. Hemen annemlerin yanına gittim.
" İçeri girdiğimde ağlıyordu. Biraz onunla kalayım, gelirim yanınıza"
" Tabi kızım arkadaş olursunuz belki" dedi sıcak kanlı sevecen annem.
Kızın yanına gitmeden önce içeçek bişeyler aldım. Yanına oturunca biraz daha iyi olduğunu gördüm.
" Tanışmadık ben Yasemin."
" Ben de İnci çok memnun oldum.
" Daha iyi misin?"
"Evet , teşekkür ederim yanımda olduğun için."
" Rica ederim . Anlatmak istersen dinlerim."
" İki yıl süren bir birlikteliğimiz vardı. Son zamanlarda benden çok uzaklaştı. Sebebini sorduğumda da hiç bişeyin olmadığını söylüyordu. Benim abarttığımı söylüyordu hep. Bugün sen yanıma gelmeden önce onunla konuşuyordum. Başkasını seviyormuş ve ayrılmak istediğini söyledi. Gerisini sen biliyorsun zaten."
Bir an İnci'ye bakınca kendimi gördüm. Benim zor günlerimde Meltem vardı. Ben de bu kızın yanında olmak istedim. İki gün bile olsa destek olabileceğimi düşündüm.
" Seni anlayabilirim. Aynı şey benimde başıma gelmişti. Resmen yas tuttum. Sonra kendimi boşa üzdüğümü anladım, toparlandım. Unuttum onu bak şimdi çok mutluyum ve nişanlıyım."
"İnşallah ben de atlatabilirim."
" İnşallah. Ailenle mi geldin buraya?"
" Hayır yalnızım . Peki sen . Nişanlınla mı geldin?"
" Maalesef o başka bir şehirde. Ailemle geldim. Bak karşı masadakiler annem ile babam. Hem madem öyle biz iki gün daha burdayız . İstersen sana arkadaşlık edebilirim."
" Çok sevinirim Yasemin" dediğinde gözleri de parlamıştı.
İnci ile biraz daha sohbet ettikten sonra yanından ayrıldım. Annemlerin yanına uğradım. Annem fena kıza benzemiyor dedi İnci için. İki gün arkadaşlık edeceğimi söyledim. Annemler bu duruma sevinmişti. Sonra odama çıktım.
Birkaç saat sonra odamın kapısı çalındı. Açtığımda İnci karşımdaydı. Dışarı çıkacakmış gelip gelmeyeceğimi sordu. Bende hazırlanıp ineceğimi söyledim .
Dışarısı ne kadar soğuktu böyle iyiki sıkı sıkı giyindim. Bu kez kar botları mı da giydim. Tekrar düşmeye niyetim yoktu. Çok uzaklaşmamak şartı ile yürüyüş yaptık .
O anlattı, ben anlattım. Güzel bir şekilde sohbet ediyorduk. Alışmıştım İnci'ye. Geri dönerken adının Görkem olduğunu söyleyen çocuk ile karşılaştık.
" Merhaba kızlar" dedi.
Ben de İnci'yi kolundan çekiştirerek yürümeye devam ettim.Ve yanından uzaklaştık. İnci kim olduğunu sorduğunda önemsiz biri olduğunu söyledim. İnci ise ne kadar yakışıklı olduğunu olanları unutmak için iyi bir aday olduğunu söyledi. Hiç bişey demedim bu söylediğine.
Otele döndüğümüzde hem yorulduk hem de üşüdüğümüzü anladık. İçeçek bişeyler aldık.
İnci:
"Akşam canlı müzik oluyormuş . Hiç gittin mi?"
" Hayır , canım hiç istemedi."
" Ne dersin akşam gidelim mi? Ben yarın dönebilirim. Biraz eğlenmiş oluruz . Belki o çocuk da orda olur. Biraz etkiledi beni aslında."
" Biraz düşünsem olur mu. Ne buldun ki o çocukta . Gerçi sen bilirsin, ben karışmayayım."
Annemlerle akşam yemeğinde söyledim canlı müzik olayını. İkisi de " Git tabi" dedi. Ama hiç gitmek istemiyordum. Kararsız kaldım. Sonra İnci yanıma geldi. Annemlerle merhabalaştı. Gelip gelmeyeceğimi sorunca annem benim yerime geleceğimi söyledi.
" Geliyorum"dedim. Ama o an İnci'nin yüzündeki sinsi gülüşü fark edememiştim. Hazırlanmak için odama çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşüne Hasret Gözlerim
Novela JuvenilTam her şey bitti derken biri çıkar karşınıza. Tesadüf mü kader mi tahmin edemezsiniz. Seversiniz sevilirsiniz. Peki sonra hayat bizi nasıl yönlendirir? Yasemin de böyleydi : üzgün, hayata küsmüş.... Sevdiği adam da terk etmişti. Ama bir sür...