Uçan da kuşlara malum olsun.
Ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı
Ben köyümü özledim...Türkü bitiminde Meltem 'in yüzünü örten kırmızı duvağını açtık. Ağlamaktan gözleri kızarmıştı. Göz göze geldik . Onu öyle görünce ben de duygulandım.
Gelin elini açmıyor demişlerdi ve Okan'ın annesi Meltem'in avucuna altın koydu. Ve Meltem elini açınca gençlerin eline kına yakıldı. Yanından bir an olsun ayrılmadım arkadaşımın.
Oyun havalarının çalmaya başlamasıyla herkes oynamaya başladı. Hem ağlarım hem giderim dedikleri bu olsa gerek sanırım.
Çok mutluydu ikisi de . Acaba bizim kına merasimimde bende ağlar mıydım ki. Hiçbir fikrim yoktu. Bazen olmadık yerlerde ağlarım. Kına günümde ağlamamam ne komik olurdu. O gün gelsin de bir ağlamam kalsın.Oynamaktan ayaklarım şişmişti .Birde bunun yarını var tabi. İyice dinlenmezsem yarın zor oynarım dedim kendime. Hakan ile karşılıklı oynamanın tadını çıkardım gün boyu.
Kına merasimi bittiğinde ayaklarımı hissetmiyordum artık. Annemlerle bir kenarda oturdum. Meltemler salondan çıkıncaya kadar bekledik. Sonunda onlar çıkınca biz de çıkarak eve geldik. Hemen bir duş alıp yatmaya niyetlendim. Ama aklımda tek soru vardı.
Hakan gün boyu nerdeydi......
.....Telefon çalmasıyla uyandım yine. Telefonu aramaktan cevap veremedim. Sonra kim olduğuna bakmadan açtım .
" Datlım saat kaç oldu gelmeyecek misin"
" Kaç oldu ki , ama uykum var benim yaa"dedim.
Meltem de :
" Tamam pijamalarınla gel o zaman düğüne" dedi gülerek.
" Nesi varmış benim pijamalarımın bakim?"
" Düğünde pandalı pijama ile dolaşan biri ne güzel olur değil mi düşün istersen."Bir an düğünde pijamalarımla olduğumu düşündüm. Ayy çok fena bir durum olurdu. Tabi hemen fırladım yataktan. Ne zaman öğle olmuştu ki .
" Yasemin orda mısın? Alooo. Tekrar mı yattın yoksa . Yasemiiinn!"
Meltem'in bağırmasıyla bir an gülümsedim.
" Ne yatması yaaa . Uyur muyum hiç. Kalktım bile ben.Kuaförde görüşürüz artık . Ben anca ayılır çıkarım"dedim.Hakan'ı aradım hemen ama gene cevap vermedi. Mesaj attım , kuaföre gideceğimi söyledim. Kahvaltı yapmadan hazırlanmaya başladım. Annem yine tehtide başladı tabi.
" Şimdi gün boyu bişey yemezsiniz oturda bişeyler ye . Ha yemek istemiyorsan çıkamazsın kapıyı kitlerim."Annem yine kazandı. Mutfağa geçip hemen ekmek arası yapıp yedim.
" Karnım da doyduğuna göre gidebilirim artık . Düğünde görüşürüz annem" dedim.
Evden çıkmıştım ki Mehmet aradı." Kuzen napıyorsun ? Çıktın mı evden?"
" Şimdi çıktım Mehmet. Sen nerdesin?"
" Kuzen Hakan karakoldaymış , onun yanındayım . Merak etmesin dedi"
" Neee . Ne oldu kuzen geleyim mi ben de" dedim.
" Hayır gelme. Yanlış anlama olmuş galiba, akşama çıkar geliriz".
" Ne yanlış anlaması. Şunu düzgünce anlatır mısın?"
" Ben de tam bilmiyorum. Seni ararım."
"Tamam ama beni sık sık ara olur mu" dedim.Ne olmuştu gene . Hakan neden karakoldaydı. İnşallah kötü bişeye kalkışmamıştır diye dua ettim gün boyu.
Kuaföre gelirken Ezgi'yi de aradım o da gelecekti. Abisinden haberi olmadığını konuşmasından anladım. Ezgi kuaföre girince bizi selamladı. İlerleyen saatlerde Ezgi elbisesini giyip odadan çıktı. Ne güzel olmuştu. Ben de hazırladım. Ve ikimiz de saçlarımızın yapılması için masaya oturduk. İşimiz bittiğinde Meltem'in giyinmesine yardım ettik Ezgi ile. Ahh arkadaşım melek gibiydi karşımda.
İkindi olalı çok olmuştu. Ama Mehmet hiçbir şekilde haber vermeyince dayanamadım artık. Nasılsa hazırdım. Gidebilirim diye düşündüm.Meltem'i yeni makyaja aldılar. Olanları söyledim Meltem'e.
" Ezgi'nin haberi yok.Ona söylemeyelim olur mu? Gidip öğrenmem gerek ne olduğunu. Ezgi yanında ,darılma seni bırakıyorum diye. Düğünde görüşürüz olur mu?"
" Sen merak etme beni git bişey öğrenirsen beni de ara.Ezgi benimle merak etme."
Sonra Ezgi'ye çıkmam gerektiğini Meltemle gelmesini söyledim. Tam soru soracaktı ki dışarıya attım kendimi. Taksi çağırdım hemen. Bu taksiler neden hep geç gelir ki. Ya da bizim işlerimiz hep acile denk geldiği için mi uzun beklediğimizi düşünüyoruz. Taksiyle karakola gittim. Yolda Mehmet'i aradım . Karakola gittiğimde beni bekliyordu." Şimdi anlat hadi ne oldu"
"Şey... Kuzen ..." diye geveledi lafı.
" Ney ? Hadi ama ne oldu söyle artık".
" Aykut Hakan'ı şikayet etmiş. Dün birkaç kişi tarafından hırpalanıp tehtit edilmiş. O da Hakan'dır diyerek şikayet etmiş" dedi.
"Hakan'ı görmek istiyorum" diyerek kapıya doğru yürüdüm . Mehmet beni durdurdu.
" Kuzen dur. Hakan'ın ifadesi alındı. Bir saate dışarı çıkacak. Burda bekleyelim . Gelince o anlatsın yapmış mı yapmamış mı".
" Yapsa bile yaptım mı diyecek sanki .Peki bekleyelim o halde " dedim.Beklerken biraz sohbet ettik Mehmetle. Mehmet avukatlık okuyordu. Son stajını yapıyordu. Ben inanıyorum o iyi bir avukat olacak ilerde.
" İyiki burdasın kuzen ."
" Tabiki her zaman."Uzan bekleyişin ardından Hakan'ı kapıda gördük. Yanımıza geldi. Biraz şaşkın biraz kızgın gözlerle ona baktım.
Yasemin:
" Sakın bana bişey yaptığını söyleme ne olur"
Hakan:
"Yapmadım güzelim, sıkıntı yok. Yanlış anlama olmuş , çıktım işte".
Yasemin:
"Tamam öyle olsun . Ne olmuş bana da anlatır mısın".
Hakan:
"Öğleye doğru evden çıkarken polisler geldi. Karakola gelince öğrendim Aykut'un dövüldüğünü".
Yasemin:
" Sen yapmadın değil mi bulaşmadın".
Hakan:
"Hayır yapmadım. O benim yaptığımı düşünmüş, şikayet etmiş.Ama ben çocuklarlaydım ve ispatladım ben olmadığımı."
Yasemin:
"Yaa.. dün sana hiç ulaşamadım. Peki dün nerdeydin".
Hakan:
"Arabamda sorun vardı , sanayiye gitmiştim . Şarj bitmiş fark etmemişim".
Yasemin:
" Hani arkadaşlarınlaydın sen . Şimdi de sanayideydim diyorsun".
Hakan:
" Şey.. Güzelim önce arkadaşlarlaydım . Sonra sanayiye gittim".
Yasemin:
"Peki madem pek inanmadım ama olsun".Mehmet konuşmamızı bölerek:
" Her neyse gençler . Konuşmanızı bölüyorum ama gideceğiniz bir düğün var hatırlatayım" dedi.
Hakan da :
" Evet Meltem'in düğününe geç mi kalmak istiyorsun. Dur bir bakayım sen ne güzel olmuşsun. Ama fazla açık değil mi bu."
Yasemin:
" Şimdi konumuz bu mu ? Karakoldayız farkındaysan."
Hakan:
" Senle olayım da yer farketmez bana".Hep beraber arabaya doğru gittik. Mehmet ile Hakan arkada kalmıştı . Sessizce bişeyler konuşuyordu. İyice kıllanmıştım bu işe. Belli etmeden arabaya bindim . Onlarda geldiler.
İlk önce Hakan'ı bıraktık eve hazırlanması için . Ben de Meltemlere geçecektim.Meltemlere doğru giderken Mehmet'e :
"Kuzen işin doğrusu ne , Hakan ne saklıyor benden" dedim.
"Ne saklayabilir ki anlattı işte olanları"
" Bak Hakan'ı tanıyorsam ki iyi biliyorum O benden bişeyler saklıyor".
"Kuzen ben de senin bildiğin kadar biliyorum"
" Sen de saklıyorsun ben biliyorum".
" Gerçekten bişey saklamıyorum . Neden inanmıyorsun".
" Bak ya hemen anlatırsın yada artık senle bütün kuzenliğimi bitirim. Bu da yetmez gibi Filiz' e senin sıkıştığında çok kolay yalan söyleyebileceğini anlatırım yada daha farklı bir şey söylerim. Gerisini sen düşün."Mehmet sessiz kaldı bir süre . Son koz olarak nişanlısı Filiz'i öne sürmüştüm. Eminim işe yarayacaktı bun. Sonra :
" Tamam Yasemin sen kazandın ama bildiğini asla belli etmeyeceksin oldu mu". Dedi.
" Söz , hadi anlat kim yapmış?"
" Hakan . Herşeyi Hakan planlamış".
" Nasıl yani şimdi bana yalan mı söyledi".
" Yalan demeyelim de sakladı diyelim sadece" " Ne fark eder sonuçta yalan yalandır değil mi?"
Anlamıştım sakladığını. Ama şimdi gerçeği öğrenmekten emin değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşüne Hasret Gözlerim
Teen FictionTam her şey bitti derken biri çıkar karşınıza. Tesadüf mü kader mi tahmin edemezsiniz. Seversiniz sevilirsiniz. Peki sonra hayat bizi nasıl yönlendirir? Yasemin de böyleydi : üzgün, hayata küsmüş.... Sevdiği adam da terk etmişti. Ama bir sür...