Aykut'un yüzündeki o korkunç gülümseme ile dondum kaldım.Son hatırladığım onun yüzü oldu.
Gözlerimi yavaş yavaş açtım. Hala biraz sersem gibiydim. Etrafıma bakmak için yattığım yataktan doğruldum. Anladığım kadarıyla akşam olmak üzereydi.
Yatağın sağ tarafında beyaz bir gardırop, yatağın karşışında şifoniyer vardı. Yavaşça kalkıp şifoniyerin aynasına bakmak için ilerledim. Saçım , yüzüm, kıyafetlerim aynıydı. Bir değişiklik yoktu bende şükür. Kapıya doğru yönelmiştim ki ayak sesleri duyunca hemen yatağa gidip oturdum.
Kapı açılınca O'nu gördüm. Bana sinsice gülen Aykut'tu karşımdaki.
" Demek kendine geldin bebeğim?"
" Bana bebeğim deme. Ne istiyorsun benden. Beni hemen geri götür."
" Tabi o da olacak gideceksin. Ama biraz baş başa kalacağız seninle. Belki bu sürede fikrin değişir."
" Asla . Seni sevmiyorum, istemiyorum ."
" Senin beni sevmene gerek yok. Benim seni sevmem yeter."
" Ne olur bırak gideyim."
"Sana kavuşmuşken neden bırakayım ki." Diyerek kapıya yöneldi Aykut. Tam çıkarken bana dönerek:
" Birazdan yemek yiyeceğiz . Benimle gelsen iyi olur."
" Aç değilim . Seninle aynı masaya da oturmam."Aykut odadan çıkar çıkmaz pencereye koştum. Kaçmak istedim ama pencerenin dışında demir parmaklıklar vardı. Çantam aklıma geldi. Her yere baktım ama bulamadım. Çantamı almışlar, şimdi annemlere nasıl haber verecektim. Onun yanına gitmedim. Aç kalırım ama asla çıkmazdım odadan.Uykuya fazla direnemedim, gözlerimi yumdum.
Sabah uyandığımda güneşin ışıkları odanın içini aydınlatıyordu. Pencereye yaklaştım, dışarıda görebildiğim tek şey ağaçlardı. Nerde olduğuma dair fikir yürütemiyordum.
Belli bir süreden sonra Aykut yine odaya geldi. Hiç bişey söylemeden sadece bana baktı. Sonra kahvaltının hazır olduğunu söyledi ve çıktı.
Bir an önce burdan çıkmalıydım ama nasıl olacağına dair hiç bir fikrim yoktu. Odada bekleyerek elimden bişey gelmeyecekti. Dışarıya çıkıp nerde olduğuma dair bilgi edinmeyi düşündüm. Belki çantamı da bulabilirdim.
Yavaş yavaş odadan çıktım. Kısa bir koridordan geçerek kapısı acık olan odaya girdim. Aykut masadaydı ama kahvaltıya başlamamıştı. Beni görünce:
"Kahvaltıya gelerek beni çok mutlu ettin Yasemin."
O 'na hiç bişey söylemeden odaya göz attım. Masadan kalkıp yanıma geldi. Elimi tutmaya çalıştı.
" Bana sakın dokunma" diyerek ittim. Hiç bişey demeden masaya geri oturdu ve yemeye başladı. Ben de odaya geri döndüm. Açlıkla baş edebilirim diye düşündüm.
Oda da bir sağa bir sola dönerek dolanmaya başladım. Bu duruma nasıl çözüm bulacağımı düşündüm. Sonra aklıma ilk geleni yapmaya karar verdim. Burdan çıkana kadar O 'nu terslemeyecektim. Bu da bana zaman kazandıracaktı.İstemesem de mecburen normal davranmalıydım.
Tekrar, hazır olan kahvaltı odasına gittim. Masaya oturduğumu görünce bana bakıp gülümsedi. Ben ona hiç bakmadan karnımı doyurdum. Masadan kalkıp direkt odaya çıktım.
Hiç bir şekilde nerede olduğumu anlamıyordum. Ağaçtan başka bişey görünmüyordu dışarıda. Oda da biraz daha dolandım. Biraz dinlenirim diye yatağa uzandım. İçim geçmiş uyumuşum.
Yine kabus gördüm. Aniden gözlerimi açtığımda Aykut yanıma uzanmış saçlarımı okşuyordu. Birden kalktım yataktan. Tam kapıya doğru koşuyordum ki tuttu beni. Kendine çekti, kollarından kurtulamıyordum çok güçlüydü bana göre. Saçlarımı koklamaya başladı.
" Ne olur yapma. Bırak beni artık" diye ağlamaya başladım. Gözyaşlarımı silip:
" Sana asla zarar vermem ben. Ama bunca yıl beni sevmemenin intikamı alacağım. Bana mecbur kalacaksın." dedi.
Korkudan ne yapacağımı bilemedim. Kimseyi arayamıyorum, yardım isteyemiyordum. Kapana sıkışmış fare gibiydim.
Aykut arkasını döndü. Ben de tekrar odadan çıkmak için kapıya yöneldim. Aykut yine tuttu beni burnuma dayadığı pamuğun kokusu ile bayılmışım.
Ne kadar baygın kaldığımı hatırlamıyordum. Uyandığımda salonda olduğumu fark ettim. Sol kolum ağrıyordu. Ne olduğunu anlamadım.
Biraz sonra Aykut ellerinde poşet içeriye girdi.
" Nasılsın , yiyecek bişeyler aldım."
" Bilmiyorum. Ama kolum ağrıyor . Kendimi pek iyi hissetmiyorum." Dedim.
Bir yere mi vurdum acaba diye düşündüm. Aykut mutfağa gitti . Elinde bir bardak su ve bir ilaçla yanıma geldi. İyi geleceğini söyledi. Güvenmiyordum hiç ama kolum da sızlıyordu. Başka çarem de yok gibiydi. Ben de alıp içtim . Belli bir süre sonra kendimi iyi hissetmeye başladım. Yemek de yedik beraber. İlacın ne olduğunu bilmiyordum ama ağrıma iyi gelmişti.
O gece kaçmak istedim. Aykut uykudayken kaçmayı düşündüm. Hiç uyumadan bekledim. Uygun zamanı yakalayınca çıkış kapısına doğru ilerledim. Kapı kilitliydi ve anahtarı yoktu. Pencerelere koştum hepsinde demir parmaklıklar vardı.
Arkamı dönmüştüm ki Aykut'u karşımda gördüm. Kolumdan tuttuğu gibi kanepeye fırlattı.
" Kaçabileceğini mi sandın bebeğim."
" Artık bırak beni ne olur. Hem Hakan bunu yanına bırakmaz senin" deyiverdim bir an.
" Hakan mıı?" Diyerek sinir bozucu bir şekilde güldü. " Siz ayrıldınız , bitti o iş. Kimi kandırıyorsun sen" diye ekledi.
" Ama sen ... Sen nerden biliyorsun bunu."
"Çok safsınız ikinizde . İyi düşün bakalım o fotoğrafları kim yollamış olabilir."
Bu nasıl olabilirdi ki. Nasıl biliyordu her şeyi. Nerden duymuş olabilirdi ki kimse de bilmiyordu daha."
" Şu Uludağ gezisinin sonu hüsran bitmiş çok üzüldüm" dedi.
"Anlat ne yaptın nasıl yaptın?"
Aykut keyifli bir şekilde anlatmaya başladı." Sana ulaşamayınca numaranı değiştirdiğini anladım.Çok gerilerden, senin fark edemeyeceğin şekilde seni takip etmeye başladım. Sonra Uludağ'a gideceğinizi öğrendim. Ben gelemezdim bu yüzden hemen kuzenim Görkem'i aradım. Sağ olsun kırmadı beni. Haa.. birde sevgilisi İnci'siz olmazdı tabi. Plan gayet basitti. Ve sen bu tuzağa çok çabuk düştün. Gereksiz yere çok iyisin Yasemin. Devam edeyim mi yeter mi sence?"
" Sen aşağılık bir adamsın . Nasılsa her düzelecek. İşte o zaman sen kaybedeceksin."
" O çok sevdiğin adam birkaç fotoğrafa aldanıp seni bıraktı. Sana inanmadı bile. Sen nasıl sevdin o adamı. Bak Yasemin bana evet de her şey güzel olsun. Mutlu ol."
"Asla. Ölürüm de sana evet demem. Sana baktıkça midem bulanıyor. Başardın bizi ayırdın. Bırak beni artık. Neden anlamıyorsun. Seni istemiyorum ben."Yanından gitmek için adım attım. Fakat sebebini bilmediğim bir halsizlik oldu bende . Kanepeye doğru gidip uzandım.
Aykut beni öyle görünce mutfağa gitti. Döndüğünde elinde aynı ilaç vardı. Bana uzattı. Önceki içtiğim ilacın aynısıydı. Önce işe yaramıştı iyi gelmişti. Soru sormadan alıp tekrar içtim.
~~~~
Nerdeyse dört gündür burdaydım. Yalvarmalarım, kaçmaya çalışmam, hepsi boşa gitti. Bir mucizeye kaldı işim diye düşündüm. Ta ki ertesi gün Aykut yanıma gelene kadar.
" Hadi hazırlan geri gitme vakti geldi. Şimdilik serbestsin. Tabi bir şartım var. Asla benimle olduğunu söylemeyeceksin. Hele polise asla gitmeyeceksin."
"Gerçekten bırakacak mısın beni. Tamam şartını kabul ediyorum. Kimseye tek kelime etmem. Ne olur götür beni evime."
"Bak polise ya da ailene en ufak bir şey anlatırsan bu kadar kolay kurtulamazsın benden."dedi.Sonra çantamı geri verdi. Hemen telefonumu açtım. Annemlere ne söyleyecektim onu bile bilmiyordum. Telefonu tekrar kapattım. Bir şey düşünene kadar açmamayı tercih ettim.
" Hadi çıkıyoruz. Eğer sözünde durmazsan, bir dahakine bu kadar iyi davranmam sana . Bekli bu kez annende katılır sana ." Diyerek yine çirkin bir şekilde güdü karşımda.
" Sakın böyle bir şeyi düşünme. Aklına bile getirme anladın mı? Kabul ediyorum dedim ya, laftan anlamıyor musun? Uzak dur bizden."
Gördüğüm siyah araba yoktu başka bir araba duruyordu evin önünde. Hiç sesimi çıkarmadan bindim taksiye. Yol boyunca çevreme baktım. Dağ başı gibi ıssız bir yerdi. Ağaçlar , ormanlık yollar bitti.
Beni neredeyse şehrin dışında bir yerde bıraktı. Nasıl gidecektim ki eve.
" Artık ben değil sen beni isteyeceksin. Senim derdine ancak ben derman olabilirim. Numaramı telefonuna kaydettim. Arayacaksın eminim." dedi be uzaklaştı yanımdan.
Hiç bişey demedim Aykut'a. Hemen telefonumu çıkardım çantadan. Annemi aradım. İyi olduğumu gelince her şeyi anlatacağımı söyledim. Annem sevinç çığlıkları atıyordu ben telefonu kapatırken.
Aykut beni neden kaçırıp neden bıraktığını anlamadım. Bunun cevabını daha sonra öğrenecektim.
![](https://img.wattpad.com/cover/231058704-288-k988365.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülüşüne Hasret Gözlerim
Novela JuvenilTam her şey bitti derken biri çıkar karşınıza. Tesadüf mü kader mi tahmin edemezsiniz. Seversiniz sevilirsiniz. Peki sonra hayat bizi nasıl yönlendirir? Yasemin de böyleydi : üzgün, hayata küsmüş.... Sevdiği adam da terk etmişti. Ama bir sür...