Bölüm -41

14 2 0
                                    

Uyanır uyanmaz saate baktım. Daha öğle bile olmamıştı. Biraz daha uyumayı düşünüyordum ki aşağıdan sesler gelince üzerimi değiştirip indim. Teyzemler gelmişti, annem ile masaya kahvaltılıkları koyuyorlardı. Mehmet de gelmişti.

"Kuzen... Seni gördüğüme çok sevindim." diyerek sarıldım. Ne çok özlemişim.

"Ben de sevindim. İyiki bir yurt dışına gittim. Neler yaşamışsın böyle. İyisin değil mi?"
"Çok iyiyim canım benim.Hepsi geride kaldı. Unuttum bile o günleri. Bugün yanımda olduğun için çok mutluyum".
      Annemde konuyu değiştirmek için:
"Bırakalım şimdi geçmiştekileri. Bugün Yasemin'in günü. Hadi bakalım kahvaltımızı yapalım." dedi.

       Mehmet ile tekrar sarıldık birbirimize. Hep beraber kahvaltıya oturduk. Sohbet ederek kahvaltımızı bitirdik. Kapı çalınca açmaya gittim. Hakan geldi, salona geçtik.

"00.. Mehmet hoşgeldin kardeşim, gelmene sevindim."
"Sağol kardeşim , hayırlı olsun."
    "Teşekkür ederiz, eh artık siz de adımı atarsınız."
" İnşallah , bir ay sonra tamamen dönüş yapıyorum. Biz de bir tarih belirleriz artık."
       Sonra Hakan bana döndü. Bir sürprizi olduğunu söyledi. Bir kaç tahminde bulundum ama  sürprizi bulamadım. Söylemesi için ısrar ettim. Kıyamaz ki bana sonunda söyledi:

"Miraylar biz de , düğün için geldiler."dedi.
"Nee.. Bu şimdi mi söylenir ya. Ne zaman geldiler ."
" Sabah çok erken geldiler dinleniyorlar. Öğleden sonra kuaföre getiririm Miray'ı."
" Tamam . Dinlensinler tabi."dedim.

       Hep birlikte bir kahve içtik. Kahveyle içilen sohbet daha güzel oluyor. Saatin bayağı ilerlemiş olmasıyla eşyalarımı almaya çıktım odama.Odama son girişimdi artık. Ne anılarım oldu burada. Hem tamamen terk etmiyordum ki odamı. Her geldiğimizde tabiki burda kalacaktık. Bunu bilmek bile yeterliydi.
Odam da duygusallığımı bıraktım. Son kez bakıp aşağı indim.

"Anne biz çıkıyoruz , siz de geç kalmayın olur mu?"
"Tamam kızım , buraları toparlar geliriz biz."

Hakan ile kuaföre gitmek için evden çıktık. Heyecan şimdiden başladı içimde. Kuaföre gelene kadar ikimizde müziklere eşlik ettik beraber. Ben arabadan inerken Hakan'ın telefonu çaldı. O konuşurken eşyalarımı kuaföre bırakmak için içeriye girdim. Geri göndüğümde Hakan arabadan inmiş sağa sola bakarak dolanıyordu.

"Canım , ne oldu? Kim aradı?"
.......
"Canım söyler misin ne oldu?"
"Polis merkezinden aradılar. Aykut ortaya çıkmış ama izini kaybettirmiş. Dikkatli olmalıyız. Bütün deliller toplanmış. Görülen yerde tutuklanacakmış."
"Gerçekten mi? İnşallah hemen yakalanır." dedim tedirgin gözlerle bakarak.
"Korkma canım yakalanacak. Düşünme sen bunları. Hadi gir içeriye.Yine de dikkatli olun."
dedi . Beni öptü , ben de içeriye girdim.

İçeriye girince kendime gelmek için biraz dinlendim. Bugün kendini göstermesinin sebebi ne olabilirdi. Ya yine Hakan'a bişey yaparsa. Ya da buraya gelip .... Hatice ablanın gelinliği giymemi söylemesiyle düşüncelerimi bıraktım. Her şey yoluna girecekti emindim. Gelinliğim nerde diye düşünürken birden hatırladım. Arabadan almamıştım ki gelinliğimi. Hakan'ı aradım. Ezgi ile Miray 'ı yanıma getiriyormuş.
Kızlar geliyor olmasıyla nedense biraz rahatlamış hissettim kendimi.
Biraz daha bekledikten sonra geldiler. Hakan gelinliği bırakıp " her şey yolunda merak etme" dedi ve giderken göz attı bana . Şimdi daha da rahattı içim.

Miray'ı gördüğüme çok sevindim. Biraz sohbete başlamıştık ki Hatice abla tekrar gelinliği giymemi söyledi. Geç kalabilirmişiz. Kızlar gelinliği giymem için bana yardım ettiler. Sonra masaya oturdum. Benim saçlarım yapılırken kızlar da üzerlerini değiştirip geldiler .Saçlarım o kadar güzel olmuştu ki . Aynaya devamlı bakıyordum.Makyajım yapılırken annelerimiz geldi. Annem beni beyazlar içinde görünce gözleri doldu. Kalkıp sarıldım anneme. Ezgi ile göz göze geldik. Sonra yanımıza gelip:
"Şimdiden çeşmeleri açtınız. Daha işlerimiz bitmedi. Hadi bakalım anneler sizi söyle alalım."
Annem ile birbirimize bakıp gülümsedik. Yarım saat içinde saç ve makyajları yapıldı.
"Kızlar biz gidiyoruz. İşlerimiz var. Salonda görüşürüz artık. Ahhh Yasemin kızım çok güzel oldun."
"Çok teşekkür ederim Sevgi teyzem."
"Sevgi teyzemi! Annenim artık senin . Anne dersen daha mutlu olurum kızım."
"Peki Sevgi anne."dedim gülerek.
Annem de tekrar sarıldı bana ve onlar çıktılar kuaförden.

Hepimiz hazırdık.Hakan'ı arayıp hazır olduğumuzu söyledim. Hakan gelene kadar kızlarla bol bol resim çektik. O kadar eğlenmiştik ki fotoğrafları çekerken. Sonunda geldi bizimkiler . Selman da gelmişti Hakan ile. Kuafördeki kızlar kapayı kapattılar. Açmayınca Hakan onlara para vermek zorunda kaldı. Kapıda perde olduğu için Hakan bizim sessizce gülmelerimizi görmüyordu.
Ben arkamı dönerek bekledim. Alkış sesiyle Hakan'ın yanıma geliyor olmasını anladım. Önüme geçerek bana baktı. El çiçeğimi verdi bana. Ona baktığımda gözlerinin içinin bile güldüğünü gördüm. Çiçeği aldım.

"Hangi masalın prensesiydin bilmiyorum ama artık benim kraliçemsin" dedi. Gülümsedi, gülümsedim.
" Kimlerin prensi oldun bilmiyorum ama artık benim kralımsın." dedim.

Ellerimi avucuna alıp bana baktı. Bir iki adım geri attı ve bana baktı. Ben de güzel bir şeyler söyleyecek sanmıştım ki:
"Biraz dekoltesi fazla değil mi bu gelinliğin. Arkası da fazla mı açık ne. Bir de ...."
"Aman abi... Kız bir kez giyecek gelinliği, başlama gene . Hem de burada"
Ezgi benim yerime cevap verince güldüm.
"Haklısın abicim de yine de .... Ezgi bu elbisenin gerisi nerede?"
Hakan'ın bu elbise yorumları hepimizi güldürdü kuaförde. Herkes işi bırakmış Hakan'ı izliyordu. Ben tam bişey diyecektim ki Selman benden önce davrandı:
"Arkadaşım taktın sen de ha. Bak ne güzel olmuş kızlar. Çıkalım mı artık." Selman bile gülüyordu artık.
Miray yanıma gelerek:
" Bu hep böyle kıskanç mıydı ?"dedi.
Gülerek onayladım.
" Canım artık çıksak mı hani düğünümüz var ya bugün."
"Haklısın güzelim. Sonra konuşcaz nasılsa bunları."
Hala konuşcaz diyordu yaa. Alkışlar eşliğinde kuaförden çıktık hep birlikte. Yani sonunda çıkabildik. Fotoğrafçıya geçtik buradan.Fotoğrafçının şöyle durun böyle bakın demeleriyle fotoğraflarımı çekildi. Nerdeyse iki saattir burdaydık. Ben biraz da fazla resim isteyince biraz uzun sürdü tabi.
Fotoğrafçıdan çıkarken; Hakan Ezgi'ye Miraylar ile gelmesini söyledi. Ama bizimki itiraz etti. Hakan da sert bir şekilde tekrar söyleyince kabul etmek zorunda kaldı. Onlar gitti , biz de gelin arabasına binecektik.

Hakan:
"Hadi bin de gidelim." deyince kızarak.
"Bu şekilde nasıl kendim binebilirim acaba"dedim.
Hakan gülümseyerek arabaya binmeme yardım etti. Kapıyı kapatmadan öpmeyi de ihmal etmedi. Düğün salonuna doğru hareket ettik. Hakan bir yola bakıyorsa bir bana bakıyordu.
" Çok güzelsin Yasemin. Gözlerimi senden alamıyorum hiç."
"Yaaa deme öyle biliyorum ben de beğendim kendimi"dedim gülerek.
"Sen değil ben beğeniyorum, ben seviyorum seni."
"Ben de seni seviyorum. Hem insanın kendini beğenmesi normal değil mi?"
       Biz böyle tatlı tatlı atışırken düğün salonuna gelmiştik bile.Hakan arabayı durdurup indi. Ben onu izlerken benim olduğum tarafa gelerek kapımı açtı.Elimden tuttu ve arabadan inmeme yardım etti. Heyecandan kalbim çok hızlı atıyordu.
"Bugün bizim günümüz , hazır mısın?" Dedi.
Gülümsedim. " Hazırım." dedim.

El ele salona girdik. Çok kalabalıktı, tüm gözler üzerimizdeydi. Yoğun bir alkış eşliğinde sahnenin ortasında durduk. Dans müziği başladı. Hakan alnımdan öptü. İlk dansımıza başladık.
"Dualar eder insan mutlu bir ömür için.
Sen varsan her yer huzur, huzurla dolar içim
Çok şükür bin şükür seni bana verene...."

"Bizim şarkımız" dedim. Gülümsedi , gülümsedim. Biz dans ederken Hakan bir an olsun gözlerini gözlerimden ayırmadı.
"Çok güzelsin, Seni seviyorum." Dedi.
Şarkımız bitince müzisyenlerin solisti 'çiftlerimizi yalnız bırakmıyoruz' diyerek herkesi dansa davet etti. Tekrar bir dans müziği başladı. Baş başa olduğumuz sahne bir anda doldu. Miraylar bize yakındı. Gülümsedik birbirimize.
Oyun havaları başlayınca sahne daha da kalabalık oldu. Arkadaşlarımız , akrabalarımız, sevdiklerimiz .... herkes sahnedeydi.
Ben nikahımızın düğün günü olmasını istedim. Şahidim Meltem olacaktı. Loğusa olduğu için değiştirmek istedim ama Meltem her zamanki gibi itiraz etti.
"Ne yapar eder gelirim. Tam saatinde ordayım" dediği için Şahidim oydu.
Nikah memurunun gelmesiyle müzik durdu. Masaya geçtik. Şahitler çağrıldı ama Meltem gelmemişti daha. Başka bir şahit olabilir deselerde 'bekleyelim' dedim. Birkaç dakika sonra Meltemler geldi. Hakan'ın şahidi Selman'dı. Meltem de yerine oturunca nikah merasimimiz başladı.

Ben normal tonda 'evet' derken , Hakan'ın yüksek sesle 'eveeettt' demesiyle yüksek bir alkış sesi duyuldu. Şahitler de 'evet' dediler. Tam o sırada Hakan'ın ayağına basmayı başardım. Bana bakıp güldü. Nikah memuru:
"Nikaha da itirazı olan olmadığına göre..."

"Durun benim itirazım var . Bu nikah olmayacak!' Diyen ses nikah memurunun sözünü kesti. Hepimiz o sese baktık. Aykut elinde bir silah ile karşımızdaydı.

Gülüşüne Hasret GözlerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin