Gülüşüne Hasret Gözlerim

Bölüm-18

" Ablaaaa hoşgeldin" dedi Ezgi kapıyı açarken. 
"Hoşbuldum canım, al bakalım" .
" Ne zahmet ettin abla , sağol . Sen geç içeriye ben de geliyorum" dedi.

İçeri girdiğimde Hakan salonda yatıyordu.
"Dün gayet iyiydin sanki . Şimdi de yatıyorsun."
" İlaç alamadım ya ondan halsizim. Ama ilacım geldiğine göre kalkabilirim. Eee şu ilacı bir alsam artık."
" Hımm. Gel gel tamam" diyerek güzel bir öpücük verdim.
" Sanki ilacın dozu az oldu. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum."
"Allah allah fazla ilaç almak zararlıdır. Madem kötüsün ben gideyim de dinlen." diyerek kalktım.
"Tamam tamam . Şansımı denemek istedim."

     Sırıtarak yanına oturdum. O sırada  Ezgi geldi yanımıza .Çay yapmış , yanına  da benim yaptığım kekten koymuş. Çaylarımızı içtik.  Sevgi teyze markete gitmiş elinde poşetlerle içeriye girdi.
" Hoşgeldin güzel kızım" dedi ve mutfağa geçti.

Hakan : " Kek çok güzel olmuş, nerden bildin cevizli sevdiğimi bakim?"
Ezgi ile bakışarak güldük.
" Belli oldu kimden öğrendiğin . Ama süper olmuş eline sağlık güzelim".
" Afiyet olsun canım ben hep yaparım sana".dedim. 

  Biz sohbet ederken kapı çaldı. Ezgi kapıya bakmak için gitti: " Buyrun hoşgeldiniz" .
    Bir kadınla kız geldi odaya. Kadın :
" Ahh Hakan oğlum geçmiş olsun."
"Sağol Fazilet teyze."
    Kızında da bir süzülmeler filan. Ezgiye kaş göz işareti yaptım mutfağa geçtik .

   "Ezgi bunlar kim?"
" Yan binadaki komşularımız abla , çok sık olmasa da annemle gelir giderler birbirlerine". 
" Peki kızı ne yapıyor burda hiç gözüm tutmadı" dedim.
"Aman ablaaaa" diye güldü.
" Şeyy .. Geçen yıllarda pek ilgiliydi bu kız abimle. Ama abim hiç yüz vermedi. Zaten geçen aylarda nişanlandı . Düğün tarihi de belli olmuş".
  " Yaaa demek düğünü olacak tamam o zaman" dedim. 
" Abla ömürsün yaaa."

Çayları da alıp salona geçtik.Sevgi teyze de salondaydı. Kadınla konuşuyordu.
Onlar gidinceye kadar kızdan gözlerimi fazla ayırmadım. Kız da fark etti baktığımı. Fazilet hanım bana bakıp Ezgi'ye dönerek:
" Ezgi arkadaşın mı geldi?Bilseydik sonra uğrardık."
Ezgi'nin cevabını beklemeden:
" Yok teyzecim ben Hakan'ın nişanlısıyım" dedim.
" Hayırlı olsun oğlum . Nişan olmadı diye biliyorduk biz. Hayırlı olsun. Sevgi."
" Sağol komşum".

" Hakan sürpriz yaptı da aile arasında nişanlandık" benim cevaplarıma Hakan gülerek bakıyordu.
"Öyle oldu. Aile arasında oldu. Nasipse düğün kalabalık olur artık ." Sevgi teyze cevapladı bu kez.
Çaylarını içip sonunda gittiler. Hakan kendi kendine sırıtmaya başladı.
" İlk geldiklerinde yedin kızı gözlerinle sanki" dedi .
  "Yoooo neden yiyeyim ki?"
" Hadi hadi sen kıskandın mı beni yoksa ?"
"Hiç de bile . Hem o çirkin sarı kafadan mı kıskancam güldürme beni."
  "Ben öyle anladım o zaman her neyse. Dışarı ne zaman çıkacağız  sıkıldım oturmaktan, yatmaktan" dedi.
  " Ah canım ya az daha sabret alçı da çıksın sonra bol bol dolaşırız."
" O zamana kadar patlamazsam evde,  çıkarız tabi."

  Şu sevdiklerimin yanında zaman dursa ne olurdu sanki.
Gitmek için müsade istedim. Daha nerdeyse 10 gün var alçının çıkmasına birde sıkıldım diyor yaaaa. 
.......

Bir kaç gün sonra Meltem aradı.
" Datlım yarın ki piknik için neler alayım?"
Yasemin: Ne pikniği , benim haberim yok ki ?
Meltem: İşte Okan aradı beni Hakan pikniğe gidelim demiş bizimkide biraz daha dinlen sonra gideriz dese de Hakan vazgeçmemiş. Okan da olur demiş.
Yasemin : Bilmiyorum ki bir dakika bekler misin .
::::
Evet datlım Hakan mesaj atmış yarın ki piknik için hazırlanır mısın diye . Ben şimdi gördüm.
Meltem. : Sen yeni uyandın değil mi gene ?
Yasemin : Aman ne yapayım yaaaa yapacak yada gidecek işimi mi var .
Meltem : Tamam . O zaman herkes kendine göre eşya alsın . Yiyecekleri bizimkiler alacaklar.
Yasemin : Tamam datlım görüşürüz .

Ne çok uyumuşum gene. Bişeyler atıştırdım. Piknik için sepetimizi hazırladım. Tabi Hakan'ı arayıp ayrıntıları da öğrendim. Yarın çok eğleneceğiz galiba.
......
Sırt çantamı kapatmam ile şimdi hazırdım. Aşağı indim. Annem temizlik yapmaya başlamıştı bile. Bana baktı.

" Güzel eğlenin ve dikkat edin olur mu?"
" Sen merak etme annem , kolay gelsin" dedim ve dışarı çıktım.Hakan gelince Meltem'leri almaya gittik.

" Şu omuzun alçıdayken araba neden sürüyorsun yaa. Bir de yetmemiş gibi piknik düzenliyorsun aferin sana."
" Çok sıkıldım napim , hem fena mı oldu baş başayız işte".
" Bak Meltemler orada yavaşla" dedim.

Onları da aldık ,önce markete uğradık. Bizimkiler yiyecek içecek ne varsa almışlar. Kim yiyecekse o kadar şeyi. Elleri poşetlerle geldiler. Ve piknik alanına doğru gittik.
     Denizi rahat görebildiğimiz yemyeşil bir alana geldik. Ara ara kamelyalar yerleştirilmiş güzel bir yerdi. Ne kadar da kalabalıktı. İnsanların sesleri çocukların cıvıltısı birbirine karışıyordu. Boş bir kamelya bulup yerleştik. 
Taşı taşı poşetler bitmedi bir türlü. Eşyaları koyunca şöyle bir etrafı gezdik. Yanımıza çekirdek alıp denize karşı oturduk.
"Buranın manzarası çok güzelmiş. Ara sıra gelelim buraya" dedim.
" Benim manzaram daha güzel ama bir görseniz gençler".
" Hani ne tarafta orası" dediğimde Hakan'ın bana baktığını gördüm.
Meltemler kendi aralarında sohbete dalmışlardı. Sevgili nişanlım elimi tuttu ve manzaranın tadını çıkardık. Kimse çekirdeğe dokunmadı neden aldıysak bunu.

Ordan kalkıp masamıza gittik. Bizimkiler tavla oynamaya başladı. Biz de onların çekişmeli oynunu gülerek izledik.

"Beyler mangalı yaksanız nasıl olur acıktık sanki. Datlım gel salataya başlayalım ."dedim.
   Biz salata  yapmaya başladık. Onlar da mangalı yakmaya başladılar. Hakan :
" Tek kolumla da mangal yakarım ben" diyerek böbürleniyordu ama malesef yakamadı. Okan halletti herşeyi.

   " Okan sizin düğüne ne kadar kaldı birader" diyen Hakan'a baktım.
"10 gün diyelim."
" Bak ne güzel gördün mü bizim daha tarihimiz bile yok."

Hakan'ın söylediğine hepimiz güldük. Yemekler hazırdı. Bir güzel karnımızı doyurduk .  Ne çok yemiştim . Soda almayı düşünememiş bizimkiler maalesef. Hakan arabaya gidip bir çanta getirdi . Bu ne diye sorduk.
" Okey oynarız diye düşündüm".
    Hay Allahım yaa bütün oyunları getirmeyi nasıl düşündü ki bu adam. Bu seferde kızlar erkekler olarak eşleştik. Ama beylerin bilmediği bişey vardı. Ben okeyi güzel oynardım.

İlk dört eli onlar almıştı. Sonra bir ben bir Meltem açtı derken arayı kapattık. Çok çekişmeli gidiyordu oyun.  Bizimkiler  ne kadar da hırs yapmıştı böyle.
" Okan birader devamlı Meltem'in açmasını sağlıyorsun ortak olan biziz unuttun mu?"
" Yok abi yaa hangi taşı atarsam atayım alıyor ben ne yapabilirim".
Son üç el okey atınca oyunu biz kazandık.
"Abi acemi şansı bu" dedi Hakan .
Meltem de :
"Yenilgiyi kabullenin işte , ne acemisi yaaa..."

Biz tabi gene göndermelere başladık. Oyunu kazanmanın sevincini onlara sataşarak yaşıyorduk. Ama onlar kabullenmiyordu hiç. Hakan :
" Oooo zaman da ne çabuk geçmiş . Hadi toparlanalım" dedi.
" Tabi tabi kalkalım. Şimdi hazmedemezsiniz bunu siz . İkinci yenilgi ağır olmuştur size".
" Meltem neden ağır olsun ki. Okanla ortak olduğunuz için tek başıma oynadım ben" dedi.

Hakan 'a hepimiz güldük. Sonra yavaş yavaş toparlandık. Tüm eşyaları arabaya koyunca piknik yerinden ayrıldık.
      Aldığımız yere bıraktık onları. Okan:
" Brader bunu arada yapalım" dedi.
" Tabiki yaparız sağolun geldiğiniz için."

Onlar indi. Hakan da "biraz dolaşalım mı" dedi ama geç olduğunu söyledim beni eve bıraktı.
" Bugün için teşekkür ederim . İyki varsın."dedim.
" Senle olmak bana çok iyi geliyor , tekrar yaparız bir plan arayı açmadan."
" İnşallah"dedim. Arabadan piknik sepetimi alıp eve girdim.
Annem yine yemek hazırlama derdindeydi.
" Nasıl geçti piknik?" diye sordu.
" Çok güzeldi anne çok eğlendik."
" Tamam kızım , hadi bakalım  yardıma gel bana".
"Tamam annem  gelirim birazdan" dedim.

       Sonra üzerimi değiştirmek için odama çıktım. Ne güzel bir gündü bugün.