Keyifli okumalar
Herkesin kabul olacağına inandığı duaları vardır. Söylerken içinin titrediği samimiyetle yakardığı. Kalbinin bir yerinde hep bir umut, hep bir sevinç vardır çünkü kabul olacağına inandığı duaları vardır.
Her ne kadar yaşadıkları engeller karşısında yer yer umutsuzluğa düşseler de gidip gelen umutlarına sımsıkı sarılmışlardı ve bugün onların gerçekleşeceği zamanı bekledikleri dualarından birinin kabul olduğu gündü. Bugün kabul olunmuş dua sevinci yaşayan iyi yürek vardı birbiri için atan.
Herkes kendi içinde yaşadığı büyük küçük heyecanla Doğa'nın kız evinden çıkmasını beklerken en büyük hüzün de sevinç de heyecan da Doğa'nın kalbinde hüküm sürüyordu.
Koray bey elinde kırmızı kurdale ile gelmiş kızının gözlerinin içine bakmamaya çalışıyordu. Baba ile kızlarının ilişkisi farklı olurdu ama Doğa koray bey için birden fazla anlam içeriyordu. Kızını bu kapıdan çıkardığında sanki en yakın arkadaşını, sevincini, gülümsemesini de bu kapının ardında bırakacak gibi hissediyordu. Ne çok diretmişti kızını vermemek için, Umutu öz oğlu gibi sevmesine rağmen türlü türlü denemeler yapmıştı. Bahane edilemeyecek en ufak şeyleri bile bahane etmişti yer yer kızını da üzmüştü ama kul ne kadar plan yaparsa yapsın kader neyse varılacak olan da o oluyordu.
Kızının belinden kurdaleyi üç kere geçirdikten sonra dolu gözlerinin nemi geçene kadar oyalanmıştı. Babalar ağlamazdı değil mi? Onlar yürek yangınlarını içlerinde yaşar gülümsemelerine de katık ederlerdi. Ta ki kızının yaş akan gözlerine bakana kadar...
- Babammm
Doğa hıçkırığına karışan boğuk bir sesle babasına sarıldığında koray bey de kızına sımsıkı sarılmıştı. Baba kız gözyaşlarını yarıştırırken salondaki herkes onlarla beraber duygulanıyordu. Sonunda Zehra hanım eşini uyardığında Koray bey kızından ayrılmıştı.
Doğa'nın gözyaşlarını silerken bir yandan da ona babalık yapmaya devam ediyordu.
- Baban istediğin her an yanı başında kızım Allah İzin verdiği müddetçe. Şimdi yüzün gülsün bakalım dediğinde Doğa buruk bir gülümsemeyle baktı babasına.
Koray bey onun buruk gülümsemesinde hem gülüp hem kaşlarını çatınca sesli bir gülüşle karşılık verdi.
Umutta ise duygular bambaşkaydı. Bugün kuşlar bile ayrı güzel ötüyordu sanki. Her sabah sesleriyle uyandığı kuşlar bugün şarkılar söylüyordu. Heyecanını bastıran gülüşleri vardı bugün. Ta ki kuşlar susana kadar...
Şuan tek duyduğu ses kalbinin gümbürtüsüydü. kaçla atıyordu şuan duracak mıydı lan, ölüyor muydu sevdiğine kavuşamadan. Karşıdan gelen beyazlar içinde ki kıza dilediği uzunlukta baktı. Ölmüyordu, hayal hiç değildi.
Doğa Koray beyin kolundan çıkıp Umut'un koluna sarıldığında gerçekler iyice yerine oturuyordu.
Koray beyi rahatlatan şey ikisinin de yüzündeki mutluluk ve kızını gerçekten seven Umuttu. Ama her baba gibi o da ufak bir göz dağı vermeliydi
- Seni her zaman oğlum gibi gördüm sevdim yanında oldum Umut efendi ama kızımın yüzündeki şu gülüş solarsa yanında değil karşında olacağımı iyi bil.
- Kızın önce Allahın sonra da senin emanetin bana koray amca. Onu kendimden bile sakınacağıma söz veriyorum.
Umut'un sözleriyle Doğa tekrar tekrar şükretti yanındaki adamın varlığına. Sevmek güzeldi ama sevilmek daha güzeldi hele ki sevdiğinin seni sevmesi... Sevmenin acı veren bir tarafı vardı ama sevilmek öyle değildi. Bir ömür boyu söyleyeceğine emin olduğu bir cümle vardı ki şuan tüm benliğiyle bu cümlenin gerçekliğinin verdiği mutluluğu, huzuru, güveni hissediyordu. " iyi ki seni sevmişim Umut, iyi ki sen"
Daha sonra herkes konvoy için arabalara geçmiş ve düğün salonuna gelinmişti. İki ailede sade bir düğün olmasını istemişti. Nikah ve takı merasiminden sonra fotoğraf çekimiyle sonlanacaktı.
Doğa'nın nikah şahidi Esma, Umut'un nikah şahidi ise Tolgaydı. Bilerek onları seçmişlerdi ve ikisinin de bundan haberi yoktu.
İlk gelen Esmaydı ve yanına oturan Tolgayı bir süre fark etmemişti.
Nikah memuru da geldiğinde merasim başlamıştı.
- Siz Umut Yılmaz iyi günde kötü günde hastalıkta ve sağlıkta hiçkimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan kendi hür iradenizle Doğa Şen hanımefendiyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Umut heyeacanla evet demek için eğilirken mikrofonun düşmesiyle tüm salon gülmeye başlamıştı.
Nikah memuru da salondakilere eşlik etmişti.
- Damat bey biraz heyecanlı galiba.
Umut mikrofonu doğrultup "Eveeettt" diye bağırdığında bütün salon onun kadar coşkuyla alkışlamıştı.
Doğa daha da utanırken şimdi cevap verme sırası Doğadaydı. Ve umutun heyecanını şuan daha iyi anlıyordu.
Doğa ve Umut imzalarını attıktan sonra skra şahitlere gelmişti.
- Sen kendi önüne imza atıcaksın!
Esmanın yüksek çıkan sesiyle tüm bakışlar onlara dönmüştü.
- Memur amca bu çocuk benim yerime imza atmış.
Tolga dişlerinin arasından söylense de Esma onu duymamazlıktan geliyordu.
- Bilerek olmadı olay çıkarmasana kızım.
Esma zaten sinirliydi ve Tolganın rahatlığı daha da sinirini bozuyordu. Salondakiler şaşkınlıkla onları izlerken Umut ve Doğa yaptıkları şeyden pişman olmuşlardı bile. Umut Doğa ya doğru hagif eğilerek " Bu çokta iyi bir fikir değilmiş galiba" dediğinde Doğa ona hak vererek Esmayı kaş göz hareketleriyle uyarmaya çalıştı. Şuan tek gülen ise nikah memuruydu.
Umut nikah memuruna gerekli açıklamayı yapmak için uygun cümleler ararken nikah memuru olaya müdahale etmişti bile.
Neyse ki Esma nerede olduklarının farkına varmış ve sakinleşmişti.Takı merasimi ise Doğa için fazla zorlacıydı. Üzerindeki altınlar git gide daha da ağırlaşıyordu ve gelen akrabaların elini öpmek için eğilip doğruldukça fenalık geçirecek gibi oluyordu. Sonunda takı merasimi bitip salon durulduğunda ilk işi Umuttan yardım istemek olmuştu.
-Umut kendimi aşiret gelini gibi hissediyorum. Ağırlığım kadar altın var üzerimde dediğinde Umut gülerek sordu.
- Kaç kilosunuz Doğa hanım.
Doğa Umut'un neden bu soruyu sorduğunu anlasa da istediği cevabı vermeyecekti şuan da acı çekiyordu ama Umut hala gülerek ona bakıyordu.
- Altınlar kadar ağırım Umut bey.
Umut hem altınları çıkarmaya yardım edip hem de Doğayla şakalaşırken kendilerine tebessümle bakan ailelerini fark edip onların yanına doğru ilerlediler.
Bugün bir hayalin gerçek olduğu yılların hasretinin son bulduğu gündü. Ne demişlerdi ;
Kalbi güzel olanın hikayesi güzel biter...
*************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavipembemilena- TAMAMLANDI🌺
Teen Fiction"Seviyorum" dedi çocuk "Büyükler gibi mi" dedi kız Hayır" dedi çocuk "Gerçekten" Masum bir sevgiden aşka yolculuk edeceğimiz bir hikaye. Onların aşkını siz de çok seveceksiniz. Hastahaneye geldiğinde ilk iş kafeteryaya baktı. Kahvaltı etmemişti burd...