(Fly Phoenix Fly)
LUCİUS MALFOY EVİNDE ÖLÜ BULUNDU!
Lucius Malfoy ünlü cadı Delphi Lestrange'in son kurbanı oldu. Herkesin bildiği gibi bundan önce pek çok ölüm yiyeni öldürmüştü. Bu sabah Lucius Malfoy'un ölümüyle Bellatrix Lestrange'den sonra ilk ölen kişi olan Rodolphus Lestrange uyandı. Delphi'nin bakanlıkta yaptığı açıklamaya göre öldürdüğü herkes tek tek uyanacak. Öyleyse bunu neden yapıyor? Eğlence için mi öldürüyor? Cevaplayamadığımız bütün sorular için bakanlığa geldikten sonra tekrar kayıplara karışan Delphi Lestrange'den bir açıklama bekliyoruz.
***
Bu sabah yaptığıyla sadece tek kişi kalmıştı. Bunu asla yapmak istememişti aslında. Önce annesinin babasını öldürmesini sağladı. Sonra annesini öldürdü. Ardından eniştesini ölüm gibi bir uykuya sürgün etti. Şimdi de en sevdiği profesöre aynı şeyi yapması gerekiyordu. Snape onun için sadece bir öğretmen değildi. O Delphi'nin vaftiz babasıydı. Bunu annesi, teyzesi ve eniştesi dışında kimse bilmiyordu. Draco bile. Ama bunu yapmak zorundaydı. Bu son yapacağı şey olsa bile. Aslında onlara zarar vermiyordu. Her şeyi kendine yapmıştı. Zaten onun asla mutlu bir hayatı olmayacaktı. En azından mutlu olabilecek insanlar için bunu yapmak istiyordu. Ama bunun için kendi hayatını mahvediyordu.
***
Hogwarts bu sefer de Lucius'un ölümü ile sallandı. Draco gerçekten çok üzülmüştü. Ama Delphi'ye güveniyordu. Babasının uyanacağını da biliyordu. Bu yüzden endişeli değildi. Bütün gece kendini buna hazırlamamış mıydı?
***
Bugün bakanlıkta bir basın açıklaması daha olacaktı. Ama Snape'in içinde tuhaf bir his vardı. Delphi'nin bu konuşmayı da basacağını hissediyordu. Dumbledore'un ofisine çıkıp onunla konuştu. Geldiğinde orada olmalılardı. Dumbledore sandığının aksine çok kolaylıkla kabul etti. Draco, Harry ve Hermione'nin de gelmesini istedi. Snape üçünü çağırdı ve astronomi kulesine çıktılar. Dumbledore orada onları bekliyordu. Hepsi gelince cisimlendiler. Şimdi bakanlığın önündelerdi. Basın açıklaması başlamak üzereydi. Hızla içeri girdiler ve bir kenarda görünmeden izlemeye başladılar.
Bakan: Delphi bu sabah son kurbanını aldı. Ama bütün herkes 1 ay sonra uyanacak. Hepsi güvendeler.
O sırada tam bekledikleri gibi Delphi geldi.
"Beni bekliyordunuz değil mi?"
"Ortaya çıkmak için basın açıklamalarını mı bekliyorsun?"
"Ne çabuk anladınız bu sefer. Sizden son bir isteğim vardı aslında."
"Senin isteklerini yerine getireceğimi mi düşünüyorsun?"
"Hmm... Evet. Buna mecbursunuz."
"Hiçbir şeye mecbur değilim."
"Hayır öylesiniz. Bu kadar çabuk vaz geçeceğimi mi düşündünüz? Lucius son kurbanım olmayacak maalesef. Sizden de bunun için yardım istemeye, ve bir anlaşma yapmaya geldim."
"Sana yardım edeceğime inandın mı?"
"Merak etmeyin. İşiniz kolay olacak. Aslında sizden Severus Snape'i isteyecektim. Ama görünüşe göre ayağımıza geldi."
Herkes şaşkınlıkla ona bakıyordu. Delphi saklandıkları yere döndü ve Snape'e baktı.
"Hoş geldiniz profesör."
Bütün herkes onların durduğu yere döndü.
"Çekinmeyin. Öne çıkın lütfen."
Dumbledore, Snape, Draco, Harry ve Hermione yavaşça ortaya çıktılar ve öne geldiler.
"Sen de mi buradasın Draco? Hogwarts daha güvenli. Sana geri dönmeni öneririm."
"Hiçbir yere gitmiyorum!"
"Kuzenine karşı mı çıkıyorsun Draco?" Dudaklarını büzdü.
"Daha fazla buna devam edemezsin!"
"ANLAMIYORSUNUZ!! Ama merak etmeyin, anlayacaksınız. Şimdi anlaşmaya geçelim. Son kalan kişi, yani Profesör Snape'i de öldürmek zorundayım. Bundan sonra teslim oluyorum. Benim işim bittikten sonra azkaban tekrar ortaya çıkacak. Ruh emiciler ile birlikte. Daha fazla devam etmeme gerek olduğunu düşünmüyorum."
Harry: Delphi kendini azkabana mı attıracaksın?
"Aynen öyle yapacağım."
Harry: İyi de neden?
"Peki, madem her şey bitecek, anlatabilirim."
Kolunu sıvadı ve onlara gösterdi. Bütün damarları simsiyah olmuştu.
Draco: Ne oldu sana?
Bakan: Delphi bu büyüyü yapmadın değil mi?!
"Gördüğünüz gibi yaptım."
Draco: Bu ne büyüsü?
Bakan: Bu dünyadaki en karanlık büyü. Ama aynı zamanda en güçlü ve iyi büyülerden biri.
Draco: Aynı anda hem iyi hem kötü nasıl oluyor?
Bakan: Tarafa göre değişiyor. Bugüne kadar bu büyüyü yapan kişi olmamış. Yapan kişi bu büyüyle insanları öldürür. Bütün vücut sistemleri durur. Ölmüş sayılır. Ama tam bir ay sonra aynı şekilde yaşamına geri döner.
Harry: Peki burada kötü olan ne?
Bakan: Yapan kişi öldürdüğü kişinin içindeki bütün kötülüğü alır. Kurbanı uyandığında iyi bir insan olur. Bunun karşılığında büyüyü yapan kişi ise yavaş yavaş kötüye dönüşür. Bu damarlarındaki siyah kanla görünür. Ne kadar çok öldürürse içindeki kötülük ve damarlarındaki siyah kan artar. Dayanamayacağı noktaya geldiğinde ise...
Delphi: Vücudu ve ruhu kötülüğe tutsak kalır. Bir daha asla iyi olamaz. Bu onu yavaş yavaş yiyip bitirir. En sonunda ise, acı içinde ölür.
Harry/Hermione/Draco: Ne!
Draco: Delphi! Lütfen yapmadığını söyle. Yalvarırım yapmadığını söyle!
Draco'nun gözleri dolmuştu. Dokunsanız ağlayacaktı. Diğer herkes şaşkınlık ve hüzün içindeydi. Delphi ise sadece donuk gözlerle çevreyi izliyordu.
Draco: Hayır. Hayır! Bunu yapana izin vermemem!
"Senin iznine ihtiyacım yok!"
Asasını hızla Snape'e doğrulttu ve büyüyü söyledi.
***
Burada bitirmeyi hiç istemezdim ama daha heyecanlı oldu.
Dumbledore'un eşcinsel olduğu gerçeği çık artık aklımdan! Bütün bölüm bu aklıma gelip durdu. J.K Rowling kitabı nasıl mahvedeceğini çok iyi biliyor.
Sonunda gerçeği öğrendiniz.
Oy sınırı geçsin diye eskiden açtığım hesabımdan girip bölüme oy verdim. Zaten 13 oydan 2'si bana ait. Size de çok iş düşüyor yani 11 oy da gelir artık. Bu sefer sınır 14.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELPHİ LESTRANGE
Fantasy~düzenlenecek~ Hepinize merhaba, bu benim ilk hikayem olacak. Şimdi kısaca hikayenin konusundan bahsetmek istiyorum. Delphi sıradan bir kız değildi. Öyle olmak ister miydi? Belki. Normal, onun yanında olacak bir anne babaya sahip olmak, sürekli bela...