Draco o gece korkuyla uykuya dalmıştı. Sabah kalktığınızda babanızın ölü olacağını bilseniz siz de aynı durumda olurdunuz. Aslında Draco babası için değil, kuzeni için korkuyordu. Eğer yakalanırsa başına çok kötü şeyler gelebilirdi. Zaten 1 ay sonra babası uyanacaktı. Onun için endişelenmesine gerek yoktu. Yine de düşünmeden edemiyordu. Ne kadar kötü olsa da, o babasıydı. Kafasındaki sesler susmak bilmiyor, onu uyutmuyordu. Beynini uyuşturuyor ve gözlerini açık tutmaya zorluyordu. Göz kapakları ise bu yüke dayanamayacak hale gelmişti. Saat 1'e kadar yatakta dönüp durdu. En sonunda göz kapakları vaz geçince beyni de susmaya başladı. Draco ise kendini rahatsız bir uykunun kollarına bıraktı.
***********
Delphi okuldan çıktıktan sonra hızla uçarak 10 dakikada kaldığı yerin sınırlarına girmişti. Ormanın ortasına kendine bir barınak yapmıştı. 1 km uzaklığa kadar kalkanlar ile sarılıydı. Yakınlarda bir nehir vardı. Çoğunlukla oradan balık tutuyordu. Tabi ki sadece accio ile çağırması yetiyordu. Etrafta pek çok hayvan da vardı. Bazen tavşan avlıyordu. Bir keresinde bir geyik bile yakalamıştı. Bolca yabani bitki çalısı da vardı. Yani aç kalmıyordu. Barınak da çok iyi durumdaydı hatta onun için büyüktü bile. Tabi ki Malfoy Malikanesi'ni tercih ederdi. Ama burada kalmalıydı. Akşama kadar ormanda dolaşarak oyalandı. Hava kararmaya başladığında geri döndü ve erkenden yattı. Yarın Malfoy Malikanesi'ne gidiyordu.
***********
Sabah erkenden kalktı. Biraz etrafta dolaşıp meyve topladı ve barınağına geri döndü. Dün Hogwarts'tan dönüşte mutfağa uğrayıp (ç)aldığı bir şişe sütü ve mısır gevreğini çıkardı. İçine ormandan topladığı meyveleri de ekledi. Bu buraya geldiğinden beri yediği en iyi şeydi. Ölüm yiyenlerin evlerinden aldığı birkaç yemeği saymazsak. Hızlıca kahvaltısını bitirip yola çıktı. Kalkanların sınırından çıktığında cisimlendi. Şimdi ise Malfoy Malikanesi'nin sınırlarındaydı. Hızla bahçeye daldı ve açık bir pencere aradı. Bugün şanslı gününde olmalıydı. Lucius'un çalışma odasının penceresi açıktı ve içeride oturuyordu. Tam girecekken Lucius ayağa kalktı. Delphi hızla pencerenin önünden çekilip saklandı. Ama Lucius kapıdan çıkıp alt kata indi. Delphi de içeri girdi, koltuğa oturdu ve geri gelmesini bekledi. 5 dakika sonra Lucius elinde bir bardak su ile geri döndü. Kapıyı kapatıp önüne döndü ve Delphi'yi gördü. Sırıtarak ona bakıyordu.
"Hoş geldin Delphi."
"Hoş buldum. Ama sanırım siz bulmadınız."
"Neden burada olduğunu bildiğimden olabilir."
"Tabi ki. Seni öldürmeye gelen birini kimse hoş karşılamaz. Ama merak etmeyin Bay Malfoy. Ben kalpsiz değilim. Draco'nun ne kadar üzüleceğini biliyorum. Bunu sadece kış uykusu gibi düşünün. Sadece 1 ay bütün vücudunuz duracak ve 1 ay sonra tekrar uyanacaksınız."
"Peki bunu neden yapıyorsun?"
"Sanırım size söylememde sakınca yok. Büyük ihtimalle siz uyanıncaya kadar herkes öğrenmiş olur."
Kolunu sıvadı ve Lucius'a gösterdi.
"Hayır Delphi! Gerçekten bunu yapmadın değil mi?"
"Hmm... Aslında yaptım."
"Kendine ne yaptığının farkında mısın?"
"İnanın bana farkında olmasam burada olmazdım."
"Draco bunu yapmanı istemezdi."
"Draco pek çok şeyi istemezdi. Bir savaş çıkmasını da istemezdi. Veya ondan uzakta bir ormanda yaşamamı istemezdi. Katil olmamı istemezdi. Ama dünya onun etrafında dönmüyor! Her zaman istediğin şeyler olmaz."
"Bunu en iyi sen bilirsin değil mi? Ne kadar kaldı?"
"Bilmiyorum. Ama çok az. Hissediyorum."
"Delphi, sadece tekrar düşün. Bunu yapmak istemiyorsun."
"Evet istemiyorum. Ama zorundayım. Sadece 2 kişi kaldı. Biri sizsiniz. Diğeri ise Profesör Snape. Ama kimse onu da öldüreceğimi bilmiyor."
"O sonuncu olabilir. Bunu yaparsan kendine ne yapacağını düşün. Hayatının devamını böyle geçirmek ister misin?"
"ANLAMIYORSUNUZ! Her şeyi sizin için yaptım! Bütün dünya için! Kendime yapacağım umurumda değil. Benim yaşadığımı daha fazla masum çocuğun yaşamasını istemiyorum!"
"Tek kötüler ölüm yiyenler değil. Bütün insanların içinde kötülük var. Herkesi herkesten koruyamazsın."
"Ben yapabileceğim kadarını yapmak istiyorum."
"Tamam. Ama ben söyleyeceğimi söyledim. Pişman olacaksın."
"Pişman olacağım çok şey yaptım. 1 taneden daha bir şey olmaz."
Delphi asasını Lucius'a doğrulttu ve büyülü sözleri söyledi. Lucius anında yere yığıldı. Kalbi atmıyor, nefes almıyordu. Delphi bir süre yerde yatan eniştesine baktı. Sonra ise hızla camdan çıkıp gitti.
****************
Şimdi nasıl merak ettiniz demi ne olduğunu? Söylemem. 😁
SONUNDA yeni bölüm. Oy beklemekten ağaç oldum.
Oy sınırı: 25
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELPHİ LESTRANGE
Fantasy~düzenlenecek~ Hepinize merhaba, bu benim ilk hikayem olacak. Şimdi kısaca hikayenin konusundan bahsetmek istiyorum. Delphi sıradan bir kız değildi. Öyle olmak ister miydi? Belki. Normal, onun yanında olacak bir anne babaya sahip olmak, sürekli bela...
