❄SAVAŞ❄

406 58 40
                                    

(Bulabildiğiniz bütün hızlı ve heyecanlı şarkıları dinleyebilirsiniz. Mükemmel bir bölüm geliyor.)

Onca şeyin üzerinden tam 3 ay geçmişti. Zaman ne kadar çabuk ilerliyordu. Delphi'nin gidişinden, Voldemort'un geri dönüşünden, savaş hazırlıklarından, olan her şeyin üzerinden 3 ay geçmişti. Draco'ya ise daha dün gibi geliyordu. 

Savaş her an başlayabilirdi. Herkes tetikte bekliyordu. O gün ise, sonunda istemedikleri şey başlarına gelmişti. Gece yarısında herkes gözlerini korkunç bir sesle açmıştı. Beyinlerinin içinden geliyor gibiydi. Sanki bütün organlarını yakıyordu.

"Sonunda beklediğiniz gün geldi. Ama bunca şeyi boşuna hazırlamış olabilirsiniz. Sadece Harry Potter'ı vermeniz yeterli. Bana onu verin, bana Harry Potter'ı verin ve sizi bağışlayayım. Kim buna karşı gelirse ölecek. Şimdi tekrar kararınızı verin. Yaşamak mı, yoksa ölmek mi?"

Ses aniden kesilince herkes rahat bir nefes almıştı. Delphi de aynı sesi duymuştu. Hızla uyanıp hazırlanmaya başladı. Bugün yıllardır planını kurup beklediği gündü. En sonunda savaş başlıyordu.

Bütün Hogwarts son hazırlıklarını yapmıştı. Yoldaşlık üyeleri de oradaydı. Okulun etrafına kalkan oluşturdular. Hepsi bahçede toplanmış, sessizce olacakları bekliyordu. Voldemort ise bütün ordusunu toplamış, okulun sınırında duruyordu. En sonunda ilk atışı yaptı ve savaş resmen başlamış oldu. Bütün herkes aynı anda ateş ediyor, kalkanı kırmaya çalışıyordu. Bir süre uğraştıktan sonra Voldemort son hamleyi yaptı ve kalkan sonunda kırıldı. Bütün ordu aynı anda okula doğru koşturmaya başladı. Nihayet karşıya geçtiklerinde iki taraf da sessizce birbirine bakıyordu. 

"Görünüşe göre uyarımı dikkate almamışsınız. O zaman hepiniz öleceksiniz."

Voldemort asasını kaldırdığında aniden çok yüksek bir ses patlaması oldu. Herkes geriye sendeleyip kulaklarını tıkadı. O sırada gökte uçan bir şeyin sesi duyuldu. Hızla aşağı inen siyah şeritlere benziyordu. Draco "DELPHİ!" diye bağırdı. Şimdi herkes onu izliyordu. Yere biki metre kala insan formuna geçti ve atladı.

"Beni özlediniz mi?"

Tam iki tarafın ortasında duruyordu.

"Draco? Hala orada mı duruyorsun?"

Bunu dediğinde Draco tereddütle ortaya ilerledi.

"Bana tarafsız olduğunu söylemiştin."

"Farkındaysan tam ortada duruyorum. Çünkü benim yerim burası."

Bellatrix şaşırmıştı.

"Delphi! Ne demek benim yerim orası?"

"Savaş başladığına göre, artık anlatabilirim. Asla sizin tarafınızda olmadım."

İki taraftan da şaşkınlık nidaları yükseldi. Çünkü herkes onun kötü olduğuna emindi.

"Hazır başlamışken her şeyi ortaya dökelim ne dersiniz? Yıllarca Draco ve beni sevgili sanan aptallar, biz kuzeniz."

Herkes gittikçe daha çok şaşırmaya başlıyordu.

"Beni hep kötü sandınız. Evet öyleyim. Hatta belki annem ve babamdan daha kötü. En azından siz öyle sanacaksınız. Ama ben asla karanlık tarafa geçmedim. Şimdiki gibi, her zaman ortadaydım. Bu yüzden dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Bekle biraz. Bunun için çok geç."

Tekrar uçmaya başladı. Aniden Draco'nun üzerinden geçti ve cebinden hançerini aldı. Öğrencilerin üzerine yöneldi. Aniden hepsinin üzerine sis çöktü. Kimse birbirini göremiyordu. Delphi ışık hızında aralarından geçiyordu. Bir kaç saniye sonra tekrar ortaya geldi ve yere indi. Sis hızla dağıldı. Bütün herkes yerde kanlar içinde yatıyordu. Delphi hızla öne uçup iki saniye sonra önünde dizlerinin üzerine çökmüş, kanlar içindeki Harry ile ortada durdu. 

"Baba? Yıllardır öldüremediğin gerçekten bu mu? Benim öldürmem sadece 1 saniyemi alır. Amaa... Bunu neden yapayım?"

Delphi tekrar havaya karıştı. Bu sefer ise karanlık taraftakilerin üzerine siyah sis çökmüştü. Sadece 5 saniye sonra onlar da aynı duruma geldi. Sadece annesi ve babasına bir şey olmamıştı. (Bu arada aklımdayken söyleyeyim Voldemort'un hortkulukları yok. Yani şuan avadayı çaksan geberip gider.)

"Delphi! Bunu neden yaptın?" dedi Bellatrix.

"Hmm... Yapmamam için bir neden göremiyorum."

"Onlar bizim tarafımızda!"

Delphi parmağını kaldırıp sinirle annesine yaklaştı.

"Onlar senin tarafında. Benim tarafımda kimse yok! Eğer hala neden yaptığımı merak ediyorsanız söyleyeyim. Ama bence bana teşekkür etmelisiniz."

"Sana neden teşekkür edelim?" dedi Harry.

"Hmm... Eğer savaşı durdurmasaydım kaç kişinin öleceğinden haberin var mı? Peki şuan ölen var mı? Herkes sadece yaralı. Şuan iki taraf da aynı durumda. Birbirinizden farkınız yok! Kimse kimseden üstün değil! Anlayın artık şunu! Sadece 5 dakika içinde, herkes büyük salona gelsin. Herkes! Oraya gelene kadar kimse kimseyi öldürmeyecek. Birini öldüren veya kaçmaya çalışan olursa ölür. Siz de geleceksiniz anne baba."

Delphi yavaş adımlarla ilerleyip okula girdi. Herkes şaşkınlık içinde olayı kavramaya çalışıyordu. Draco okula ilerlemeye başladı. Arkasından da bahçedeki herkes yavaş yavaş girmeye başladı. 5 dakikanın ardından, herkes büyük salonda toplanmıştı. Bütün masalar ortadan kaldırılmıştı. Delphi Dumbledore'un sandalyesini ortaya çekmiş oturuyordu. Bütün herkes içeri girince ayağa kalktı.

"Buraya nasıl geldiğinizin farkında mısınız? Yüce Lord Voldemort ve aptal Longbottom aynı koridorlarda, yan yana yürüdüler. Aynı yerden aynı yere geldiler. Bir farklılık görüyor musunuz?"

Kimseden ses çıkmamıştı.

"Çünkü yok! Buradaki kimse birbirinden farklı değil. Ne olmuş Lovegood biraz tuhafsa, Granger'ın ailesi mugglesa veya Parkinson safkansa? NE DEĞİŞİR? Herkes şuan bir arada, aynı yerde duruyor, aynı şeyi yapıyor. Baba! Bunların hepsini sen yaptın. Peki neden? Sadece Potter'ı öldürmek için mi? Bulanık ve muggleları katletmek için mi? Onu öldürmeye çalıştın ve öldün. Sonra tekrar öldürmeye çalıştın. Aptal kehanetler ne değiştirir? Bugün, kehanet bozulacak. Çünkü ikinizden biri ölecek. Ama birbirinizi öldürmeyeceksiniz. Bizzat ben öldüreceğim. Hayır Potter, sen ölmeyeceksin. En azından şimdilik."

Herkes hala şaşkındı. Delphi Voldemort'u öldürmeyi mi düşünüyordu.

"Buna asla izin vermem! Delphi o senin baban! O Yüce Lord Voldemort!"

"Bu yüzden yapıyorum bunu! Sence kolay mı? Yıllarca, bu plan için çalıştım. Bu günü bekledim! SENCE KENDİ BABAMI ÖLDÜRMEK BENİM İÇİN KOLAY MI!"

Bellatrix hızla büyüler fırlatmaya başladı. Delphi de savuşturup karşılık veriyordu. Bir süre sonra yerleri tersine döndü. Şimdi Delphi'nin tam arkasında Voldemort duruyordu.

"AVADA KEDAVRA!"

Delphi aniden havalandı ve annesinin arkasına geçti. Bellatrix ne olacağını anlamıştı. Ama çok geçti. Büyü Voldemort'u vurdu ve babası yere yığıldı.


DELPHİ LESTRANGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin