❄MUGGLE DÜNYASI❄

400 52 79
                                    

 (Last Hurrah)

Delphi eşyalarını aldı ve yola koyuldular. Hogwarts sınırlarından çıktıktan sonra cisimlendiler. Bir apartmanın önündeydiler. İçeri girdiler. 3. kattaki bir daireye gittiler ve eşyaları bıraktılar. Burası gerçekten güzel ve küçük bir yerdi. Bir sürü mobilya vardı. Ve Delphi'nin hiç görmediği cihazlar. Profesör Snape ona kuralları, büyü yapamayacağını, okulla ilgili şeyleri ve diğer her şeyi anlattı. Büyü yapmamasını özellikle defalarca tekrar etti. Asasını da aldı. Snape gittiğinde Delphi evde tek başına kaldı. O da biraz evdeki eşyaları kurcalayıp sıkılınca yattı.

Ertesi gün alarm Delphi'yi uyandırdı. Saat daha erkendi. Kahvaltısını yapıp evin karşısındaki okula gitti. Yeni öğretmenleriyle tanıştı. Muggle'lar gerçekten çok can sıkıcılardı. Büyü öğrenemiyorsan okula gitmenin ne anlamı var ki? (Bence de Delphicim ama yapacak bir şey yok.) Ders başladığında öğretmenle birlikte sınıfa gitti. Herkes gelmiş, sıralarında öğretmenin gelmesini bekliyordu. Burası Hogwarts'ın yakınından bile geçemezdi. 

"Arkadaşlar, aramızda yeni biri var. Bu Delphi Lestrange. 1 aylığına transfer öğrenci olarak okulumuza geldi."

Öğretmen Delphi'ye yerini gösterdi. Ama yeri en öndeydi.

"Buraya oturmak istemiyorum." dedi ve arka sıralardan birine gitti. Orada oturan çocuğu kaldırıp yerine geçti. Bütün sınıfın bakışlarından rahatsız bile olmamıştı. Ne de olsa alışıktı. Herkes ona bakmayı bıraktığında ders başladı. Ama gerçekten çok sıkıcıydı. Matematik diye bir ders alıyorlardı. Aritmansiye benziyordu, ama Delphi o dersi de almıyordu. O da çantasından iksir kitabını çıkarıp bu haftanın konusu şişme solüsyonunu okumaya başladı. Ama yanında malzemeler olmadan ve deneyemeden hiçbir işe yaramıyordu. 

"Bayan Lestrange, bu soruyu siz yapmak ister misiniz?"

Delphi derse geri döndü ve öğretmene baktı.

"Aslında hayır."

"Bayan Lestrange. Lütfen bu soruyu yapar mısınız?"

Bu sefer daha uyarıcı bir sesle ama yine yumuşak söylemişti.

Delphi istemeyerek de olsa tahtaya kalktı. Öğretmenin elindeki kalemi aldı. Tahtadaki yazılara baktı ama çok karmaşıklardı, ve Delphi hiçbir şey anlamamıştı. Öğretmenin gözlerine baktı ve zihnefend kullandı. Sorunun cevabını öğrenip tahtaya yazdı ve tekrar yerine geçti.

Bütün gün çok sıkıcı geçti. Saçma sapan derslere girip durdu. Bütün derslerde de kendi kitaplarını çıkarıp dersi dinlemedi. Öğretmen soru sorduğunda ise zihnefend ile cevabı öğrenip söyledi. Cadı olunca hayat gerçekten çok kolaydı. Mugglelar büyüsüz nasıl yaşayabiliyordu? (Ben de bilmiyorum valla Delphi. Öyle yuvarlanıp gidiyoruz işte.) Son ders tarihti.

"Evet çocuklar, şimdi sizden tarihteki önemli bir kişiyi söylemenizi istiyorum. 5 kişi gönüllü olacak. Kim söylemek ister?"

Birkaç kişi el kaldırdı. Öğretmen içlerinden 5 kişiyi seçti ve sırayla söylemeye başladılar.

"Shakespeare."

"O bir büyücüydü." Delphi bunu kısık sesle söylemişti. Kimse duymadı.

"Leonardo da Vinci."

"O da büyücüydü."

"Wolfgang Amadeus Mozart."

"Büyücü."

"Julius Caesar."

"Büyücü."

"Galileo Galilei."

"Büyücü! Hadi ama! Muggleların bütün tanıdığı önemli kişiler büyücü mü? Hırsızlık bu ama!"

En arka sırada olmak Delphi'nin çok işine yarıyordu. Konuşsa bile kimse onu duymuyordu. 

Sonunda dersler bitmişti. Delphi bu okulda 1 ay nasıl dayanacağını düşünüyordu. İlk günü berbat geçmişti. Zaten bir muggle okulunun iyi olması beklenemezdi. Eve döndü. Ama yapabileceği hiçbir şey yoktu. Canı sıkılıyordu. Bavulundan küçük kazanını ve iksir malzemelerini çıkardı. Sabah çalıştığı şişme solüsyonunu yapmaya başladı. Yaklaşık 2 saat sonra iksir bitmişti. Eşyalarını toplayıp yemek hazırlamaya başladı. Büyü kullanması yasaktı belki, ama yasaklar çiğnenmek için vardı. Zaten geçen yıl üzerindeki takipçiyi çok zor ve karmaşık bir büyü ile kaldırmayı başarmıştı. Yani büyü yapsa bile kimse anlayamazdı. Önce evi kontrol etti. Tahmin ettiği gibi eve takipçi yerleştirilmişti. Bir süre büyüyü bozmak için uğraştı ve başardı. Sonunda büyü yapabildiğinde yemeği hazırlamaya başladı. O sırada açık mutfak camından siyah bir baykuş girdi. Ayağında bir mektup bağlıydı. İpi çözdü ve mektubu aldı. Kuş tekrar açık camdan uçup geceye karıştı. Delphi mektubu açtı. Draco'dan gelmişti.

Şimdiden seni çok özledim. Umarım ilk günün iyi geçmiştir. Muggleların ne kadar kötü olabileceğini tahmin edebiliyorum. Sen olmadan Hogwarts çok sıkıcı. Keşke bir an önce geri dönsen.

Draco

Mektubu okuduktan sonra kenara koydu ve yemeği hazırlamaya devam etti. Yedikten sonra tüy kalem ve parşömen alıp Draco'ya cevap yazdı.

Ben de seni çok özledim. İlk günüm berbattı. Derler çok sıkıcı. Mugglelar büyü olmadan nasıl yaşıyorlar anlamıyorum. Aritmansiye benzeyen matematik diye bir ders var. Tarih dersi de var. Ve inanmayacaksın, derste tarihteki ünlü insanları saydılar. Ve hepsi büyücüydü! Mugglelar onları nereden tanıyor bilmiyorum, ama büyücü olduklarını bilmiyor olmalılar. Burası da gerçekten çok sıkıcı. En azından artık büyü yapabiliyorum. 1 ay burada dayanabileceğimi düşünmüyorum. Umarım zaman çabuk geçer. Bu arada Asmodeus nasıl? Dumbledore ona Profesör Snape'in bakacağını söylemişti. Sık sık yazmayı unutma. 

Delphi

Mektubu yazdıktan sonra aklına geldi. Baykuşu yoktu. Mektubu gönderemezdi. Ama aklına daha iyi bir fikir geldi. Balkona çıktı. Kağıdı eline koydu. Yavaşça havaya yükseldi. Ellerini kağıdın etrafında döndürdü. Parşömen kağıt uçağa dönüştü ve havalandı. Kimsenin görmediğinden emin olmak için etrafa baktı. Kimsenin olmadığından emin olduğunda içeri girdi. Tabi karanlığın içinde onu izleyen kişiyi görmemişti.


*****

Ha ha! Nasıl bitirdim ama. Birden aklıma geldi onu gören biri olsun diye. Bakalım kim? İlk defa ne olacağını biliyorum. Yani sanırım. Delphi benimle oynamayı çok seviyor. Muggle dünyasındaki maceralarının devamı gelecek. Daha koca 1 ay var önünde.

DELPHİ LESTRANGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin