❄KÜTÜPHANEDE KARGAŞA❄

674 55 5
                                        

Delphi için yine sıradan bir haftaydı. Her ne kadar diğer haftalara göre biraz daha fazla  ödev verilmiş olsa da. Ama bu sefer küçük bir fark daha vardı. Bütün hafta boyunca herkes Delphi'nin böcürtü hakkında konuşmuştu. O sırada sınıftaki herkes, hatta Profesör Lupin dahil herkes, korkup kaçsa da sanki kimse korkmamış gibi olanları anlatıyor, kendi yorumunu ekleyip iyice abartıyorlardı. Bu Delphi'nin gerçekten sinirine dokunuyordu. Draco onu tutmasa haftanın sonunda okulun yarısı kendini hastane kanadında bulacaktı.

Dersten sonraki 3 saatte olanlar profesörler dahil herkese ulaşmıştı. Pazar günü Delphi ortak salonda oturmuş ödevlerini yapmaya çalışıyordu. Ama ortak salon çok doluydu. Kar yağışı yüzünden kimse dışarı çıkamamıştı. Aslında kar Delphi'nin en sevdiği şeylerden biriydi ama bu kadar çok ödevi varken dışarı çıkamazdı. Sesten bunalınca hem daha sessiz olduğu için hem de orada kimse görmeden tüy kalemine büyü yapabileceği için kütüphaneye gitti. Tabi Draco da peşinden. Delphi'yi yalnız bırakamayacağını biliyordu çünkü eğer yalnız giderse yanından geçen herkese lanetler yağdırırdı. Hele de dönen dedikoduların arasında kimseyi pataklayıp sinirini alamamışken. Sorunsuz bir şekilde kütüphaneye vardıklarında Draco rahat bir nefes aldı. Ama bu rahatlığı fazla sürmeyecekti. Bir masa bulup sessizce ödevlerine başladılar. Delphi yine tüy kalemine büyü yaptı ve kalem ödevi kendi kendine yapmaya başladı.

Draco "Buna hile denir Delphi." dedi. "Ödevlerini kendin yapmalısın sınavda da onu kullanamazsın." dedi.

"Kendim yapıyorum zaten. Düşünceler tamamen bana ait. Kalem sadece yazma işini üstleniyor. Böylece elim ağrımıyor."

"Peki, sen öyle diyorsan..."

Ama kütüphanede onları dinleyen biri vardı. Granger kitaplığın arkasından çıkıp geldi ve ikiliye döndü. Delphi onu görünce başını çevirdi ve hoşnutsuz bir ifade ile yüzüne baktı. Draco da ona dönmüştü.
"Ne istiyorsun bulanık." dedi.
"Bu kalemleri kullanmak yasak. Onu bana vermelisin ayrıca bu davranışını bina başkanınıza bildirmek zorundayım."
Delphi küçük bir kahkaha attı.
"Bina başkanı mı? Hatırlatırım biz Slytherin öğrencisiyiz ve Profesör Snape senin gibi bir bulanığı dinleyip bize ceza vermez. Ayrıca bu kalemler yasak değil çünkü bu herhangi birinde bulabileceğin alelade bir kalem değil. Bu benim kendi büyüm ve yasaklı büyüler listesine girmesi imkansız. Aslına bakarsan beni şikayet de edemezsin çünkü ödevi kendim yapıyorum. Ama istersen arkadaşlarını şikayet edebilirsin. Onlar ödevlerini sana yaptırıyorlar değil mi? Hani şu 'Ünlü Potter' ve 'Aptal Weasley'.
Eğer istersen ben de söyleyebilirim. Yani sen uğraşma diye."

Delphi alayla sırıtıyordu.
Hermione'nin yüzü kızardı. Koşarak oradan uzaklaştı ve kütüphaneden çıktı. O nereden biliyordu? Nasıl öğrenmişti? Kafasında sorularla ortak salona geri döndü.

Başka bir çocuk sesleri duydu ve sessiz olmalarını söylemek için yanlarına gitti. Normalde onlardan korkardı ama aniden gelen bir Gryffindor cesareti ile konuşmaya başladı.

"Biraz sessiz olur musunuz! Kütüphanede olduğunuzu unuttunuz sanırım. İnsanlar buraya ödev yapmaya geliyor ve sizin konuşmalarınız ile ödevlerimizi bölmeye hakkınız yok."
Çocuğun sesi beklediğinden biraz daha gür çıkmıştı. Kütüphanedeki onu duyan diğer öğrenciler de yanlarına geldi. Delphi ve Draco aralarında sıkışmıştı. Hepsi bir ağızdan söylenmeye başlamışlardı. Herkes konuşan çocuktan cesaret almıştı. Delphi bir anda köpürdü. Tam bir büyü yapmak için asasını çıkarırken içlerinde biri "Expelliarmus!" diye bağırdı ve Delphi'nin asası birkaç metre havalanıp öğrencilerin üzerinden kütüphanenin kapısına doğru uçtu. Draco asasını çıkarırken Ravenclaw'dan bir öğrenci aynı büyüyle onun da asasını kaybetmesine neden oldu. Şimdi hepsi bağırırken Delphi sinirden çıldırmak üzereydi. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Draco bunu fark edince birkaç adım gerileyip arkasındaki kıza çarptı. Şimdi herkes susmuş ve Delphi'yi izliyordu.

Bir anda kütüphanenin kapısı açılıp içeri Harry girdi. Önce yerdeki Delphi'nin asasını fark etti, sonra ise toplanmış kalabalığı yanlarına gitti ve ortada Delphi'yi gördü. Kız patlamaya hazır bir bombaya benziyordu. Bunu fark eden Harry sesini yükselterek "Neler oluyor burada?" dedi. Delphi onu gördü ve konsantrasyonunu kaybetti. Yumuşamaya başladığı belliydi. Gözleri yavaş yavaş mora dönüştü. Harry yine gür bir sesle "Dağılın buradan!" dedi. Sonra Delphi'ye dönüp asasını ona uzattı ve "Sanırım bu senin." dedi. Kızın gözlerine baktı. O da ona bakıyordu ama minnetle veya teşekkür edercesine değil saf nefret dolu gözler ile. Delphi sert ve çevik bir şekilde asasını aldı ve "Senin yardımına ihtiyacım yok, Potter!" dedi. Özellikle 'Potter' ı bastırarak söylemişti. Sonra etrafına baktı. Herkesin hala orada olduğunu görünce daha da sinirlendi. Asasını elinde biraz gevşekçe tutarak tek ayağını biraz yukarı kaldırıp olduğu yerde döndü. Asasından kırmızı bir gaz çıktı. Herkes gözlerini kapatıp öksürerek yere yığıldı. Delphi Draco'ya dönüp asasını ona doğrultarak bir şeyler fısıldadı. Draco bile ne dediğini duyamamıştı. Sadece dudak hareketlerini görebildi. Sisin içinden beraber çıktılar. Kapıdan çıkınca Draco bunun bir tür koruma büyüsü olduğunu anladı. Etkilenmeden dumanın içinden çıkmayı başarmıştı.

Draco bunu düşünürken bir anda gözleri karardı. Hiçbir şey göremiyordu ve bir şeye takılıp yere yığıldı. Son duyduğu ses Delphi'nin sesiydi.
"Üzgünüm Draco. Ama beni takip etmeni istemiyorum."
Ve yanağına bir öpücük kondurdu. Ardından Draco birkaç adım sesi duydu. Sonra ise her şey kesildi.

Yaklaşık 10 dakika orada öyle durdu. Sonra bir anda büyü ortadan kalktı ve Draco ayağa kalktı. Delphi'ye sinirliydi ama içinden kötü bir şey yapmaması için dua ediyordu. Sonra aklına kütüphanedekiler geldi. Hemen içeri girdi. Herkes yere yığılmış baygın şekilde yatıyordu. Normalde Draco da pek iyi bir insan sayılmazdı ama Delphi'nin yanında o bile melek sayılabilirdi. Bir an onlara acıdı. Bu acıma gözleri Harry'nin üzerinde durana kadar sürdü. Yüzünde bir tiksinme ifadesi ile ona doğru yürüdü. Ayağıyla koluna sertçe bastı ve oradan çıktı.

******************

İkinci yolda ve gerçekten uzun oldu. Beklemede kalın.❤

DELPHİ LESTRANGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin