Delphi'nin bütün gün boyunca aklı çok karışıktı. Ne düşüneceğini bilmez durumdaydı. Ama fark ettiği tek bir şey vardı. O da Draco'yu düşündükçe daha çok üzülüyordu. Öğlen yemeğine gitmemişti. Akşam olduğunda acıktığını hissetti ve büyük salona indi. Koridordan geçerken 3. sınıftan bir çocuk ona çarptı. Bir süreliğine koridordaki bütün yaşam durdu. Herkes durmuş Delphi'nin ne yapacağına bakıyordu. Yanlışlıkla bile olsa ona çarpan birinin sonu iyi olmazdı. Çocuk korkuyla bir kaç adım geri çekildi. Delphi'ye bakamıyordu bile, başı öne eğikti. Delphi arkasını dönüp ona baktı. Ama bugün başkalarına işkence edemeyecek kadar üzgün ve yorgundu. Bir süre öylece durdu ve arkasına dönüp hiçbir şey olmamış gibi yürümeye devam etti. Herkes şaşkınlıkla arkasından bakıyordu. Bu asla Delphi'nin yapacağı türden bir şey değildi. O büyük salona ulaşamadan yaptıkları ulaşmıştı bile. İçeri girdiğinde herkes ona bakıyor, aralarında fısıldaşıyor, bazıları da gizlice parmağıyla işaret ediyordu. Hiçbirine bakmadı. Sessizce ilerledi ve yerine oturdu. Bütün yemek boyunca konuşmalar devam etti. Görünüşe göre herkes başkalarının dedikodusunu yapmayı yemek yemekten daha çok seviyordu. Tabi ki Ron Weasley hariç. Onların olduğu tarafa baktı. Weasley ağzının tek seferde ne kadar yemek alacağını test ediyormuş gibiydi. Bulanık Granger ve kız Weasley aralarında konuşuyordu. Ama belli ki onların derdi Delphi değildi. Granger heyecanla bir şeyler anlatıyor, Weasley de dinleyip gülüyordu. Draco'dan bahsettiklerini tahmin etti. Sonra bakışları Potter'a döndü. Hiçbiri ile konuşmuyordu. Zaten konuşacağı kimse kalmamıştı. Herkes kendi işi ile meşguldü. Harry birinin ona baktığını hissedince kafasını kaldırdı ve Delphi'nin bakışları ile karşılaştı. Delphi hemen bakmayı kesti ve yemeğine döndü. Aslında yemekten çok çatalıyla oynuyordu. Ama Harry ona bakmaya devam etti. Neden ona baktığını anlamaya çalışıyordu. Delphi gerçekten çok karmaşık bir kızdı. Çözmek neredeyse imkansızdı. Birkaç saniye sonra bakışlarını ondan çevirip yemeğine döndü. Delphi hızla yemeğini bitirdi ve bütün salonun bakışları eşliğinde herkesten önce büyük salondan ayrıldı.
********************
"Draco çekil!"
"Niye beni hiç dinlemiyorsun?"
"Çünkü dinleyecek bir şey kalmadı. Sizi gördüm."
"Ne?"
"Şimdi çekil Draco. Bana nasıl ihanet ettiğini daha fazla dinleyecek durumda değilim."
Draco Delphi'nin yemekten kalktığını görünce arkasından gitti. Onunla konuşmak istiyordu. Geniş bir koridorda onu yakaladı. Delphi kaçmaya çalıştı. Artık konuşacak hiçbir şeyi kalmamıştı. Draco onu tutup duvara yapıştırmıştı. Delphi'ye zor kullanmayı hiç sevmiyordu. Ama buna zorunda bırakıyordu onu. O sırada diğer öğrenciler de yemeklerini, daha doğrusu Delphi'yi çekiştirmeyi, bitirmiş, binalarının ortak salonlarına doğru ilerliyorlardı. Harry Delphi ve arkasından Draconun gittiğini görünce merak etti ve onları takip etti. Gördüklerine inanamadı. Draco Delphi'yi yakalamış ve duvara yaslamıştı ama Delphi kımıldamıyordu bile. İstese basit bir büyüyle kurtulabilirdi. Ama birkaç gündür büyüleri zayıflamıştı.
"Delphi ne gördün?"
"Bana ihanet ettiğini Draco."
O sırada Harry içeri girdi.
"Bayanlara böyle davranmak kabalıktır Malfoy."
"Vay vayy. Potter. Bu ne zamandan beri seni ilgilendiriyor?"
"Beni ilgilendirmek zorunda değil. Birine kabalık yapıyorsan cezasını her türlü çekersin."
Bu sırada sesleri duyan diğer öğrenciler gelmeye başladı. Delphi hiç kımıldamamıştı. Duvarla bütünleşmiş gibi duruyordu. Bir süre sonra herkes gelmiş onları izliyordu. Draco asasını çıkardı. Harry çıkaramadan Draco ona bir büyü fırlattı. Ama büyü Harry'ye ulaşamadı. Delphi kalkan oluşturmuştu. Sonra asasını Draco'ya çevirip "Expelliarmus!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELPHİ LESTRANGE
Fantasy~düzenlenecek~ Hepinize merhaba, bu benim ilk hikayem olacak. Şimdi kısaca hikayenin konusundan bahsetmek istiyorum. Delphi sıradan bir kız değildi. Öyle olmak ister miydi? Belki. Normal, onun yanında olacak bir anne babaya sahip olmak, sürekli bela...
