❄GİZEMLİ KİŞİ❄

381 53 41
                                    

Sonunda beklediği gün gelmişti. Salı. Annesini bulacağı gün. Ama nerede bulacaktı? O gün okula gitmedi. Sokağa çıkıp gezinmeye başladı. Nerede saklanabilirdi? Annesi gibi düşünmeye çalıştı ama onu çok tanımıyordu. Yine de onu bulacaktı. Sokağın sonuna yaklaştığında karanlık bir ara sokak gördü. Çok dardı ve ilerisi görünmüyordu. Dikkatlice sokağa girdi. Asasını çıkardı. Bir süre ilerledi. Sonra ileride bir ışık gördü. Yolun bitişine gelmişti. Burası yoldan biraz daha geniş ve çok az da olsa ışık alan bir yerdi. Aniden arkasında biri belirdi ve Delphi'nin asa olduğunu düşündüğü bir şeyi sırtına dayadı.
"A-a anne?"
"Delphi!"
Delphi hızla arkasını döndü. Karşısında annesi duruyordu. Küçüklüğünden beri yüzünü hayal meyal hatırladığı ve nasıl biri olduğunu kitaplardan öğrendiği kadın. Annesine sarıldı, tabi annesi de ona. Onu çok özlemişti. Çok az görmüştü ama onu çok seviyordu.

"Anne burada ne  işin var?"

"Seni bulmaya geldim."

"Yakalanabilirsin."

"Merak etme. Buraya geldiğinden beri seni takip ediyordum. Balkondan mektup göndermek çok tehlikeliydi. Biri seni görebilirdi."

"Eğer beni takip ediyorsan niye yanıma gelmedin?"

"Çok tehlikeliydi. Takip ediliyordun. Evinde de büyüler vardı. Haftalardır sana mesaj gönderebilmek için güç topluyordum. Bunu yapmak gerçekten çok zor." 

"Peki niye geldin?"

"Karanlık Lord'u bulmalıyız."

"Yaşadığını ben de biliyorum. Ama nasıl bulacağız? Her yerde olabilir."

"Senin karanlık işaretine farklı bir büyü yaptı. Onunla iletişime geçmeni sağlayabilir."

"Bunu nasıl yapacağım?"

"Hiç işaretinde farklı bir şey oldu mu?"

"Evet. Aslında bazı zamanlar çok acıyor. Ama normal bir işaretin yanması gibi değil. Cruciatus gibi. Çok canımı yakıyor."

"Bildiğim bir büyü var. Ama bunun için tamamen hazır olman gerek. Çok zor bir büyü. Dayanabilir misin?"

"Buraya gelmeden önce absorbe protegum büyüsünü kullandım."

"Mükemmel! Bu kadar güçlü olduğunu tahmin etmemiştim. Hiç affedilmez lanet kullandın mı?

"Evet. Bir kez Draco'nun üzerinde cruciatus kullandım. Sinirle olmuştu ve o istedi. Bir de Potter'ın üzerinde. Buraya gelmeden önce yaptıklarımı duymalısın. Zaten cezamın sebebi de buydu."

Bellatrix ilerledi ve oradaki eski bir koltuğa oturdu. Delphi ancak o zaman etraftaki eski atılmış eşyaları fark etmişti. O da annesinin yanına geçti ve yaptıklarını anlatmaya başladı.

"O müzik kutusu hala duruyor mu? O gerçekten çok eski ve değerli bir şey. Eskiden benimdi. Bana da annem vermişti. Ona da anneannem vermiş. Black ailesinin bir yadigarı sayılır."

"Küçükken hep onunla uyurdum. Draco gerçekten iyi akıl etti. Biraz daha devam etseydim büyük ihtimalle onu öldürecektim."

"Katil olmanı istemiyorum. Yani en azından şimdilik. Ama Potter'ın ölmesini istiyorum."

"Peki Karanlık Lord? Ne zaman o büyüyü deneyeceğiz?"

"Buna hazır mısın?"

"Evet!"

"Tamam o zaman. Koltuğa uzan. Ve kolunu bana uzat. Sessiz olman için bir büyü yapmak zorundayım. Çığlık atarsan bizi bulmalarını istemeyiz değil mi?"

Bellatrix bir büyü yaptı ve Delphi'nin sesi kesildi. Sonra asasını kızının koluna doğrulttu. İçinden büyüler söylemeye başladı. Şimdi karanlık işaret parlıyordu. Delphi acı içinde kıvranıyordu. Bir süre sonra çığlık atmaya başladı ama sesi çıkmıyordu. Bellatrix büyü yapmaya devam ediyordu. Bir anda geriye uçtu ve Delphi'nin acısı dindi. Koşarak annesinin yanına gitti.

"Ne oldu?"

"Baban... Arnavutluk'ta."

"Ne!?"

Bellatrix yavaşça doğruldu ve ayağa kalktı.

"İyi misin?"

"Evet. Ama onu bulmalıyız. Sanırım bir ormanda saklanıyor. Ama çok güçsüz. Yardım etmeliyiz."

"Hadi evime gidelim. Biraz dinlen. Ben de eşyalarımı hazırlayayım ve yola çıkalım."

"Ama evinde büyüler var."

"Hayır. Geçen hafta büyüleri kaldırdım."

"Ah tatlım. Tıpkı bana benziyorsun. Mükemmel bir kötü olacaksın."

"Ben bir kötüden fazlasıyım."

Ama annesi onu duymamıştı. Ara sokaktan çıktılar ve Delphi'nin kaldığı eve doğru yürüdüler. Eve gelince Bellatrix koltuğa uzandı. Delphi ise eşyalarını hazırladı. Salona geri döndüğünde annesinin uyuduğunu gördü. Mutfağa gidip yiyecek bir şeyler hazırladı. Bunca zaman sokakta iyi bir şeyler yiyememiş olmalıydı. Yemek hazır olduğunda annesini kaldırmak için salona gittiğinde zaten kalkmış olduğunu gördü.

"Bu kadar güzel kokan şey ne?!"

"Yemek hazırladım. Seni çağırmaya geliyordum."

"Yıllardır güzel bir yemek yemedim. Azkabandaki soğuk yiyecekler gerçekten berbatlar."

"Merak etme bunları çok seveceksin."

Birlikte mutfağa gidip yemeğe oturdular. Bellatrix ile defa yemek görüyormuş gibi yiyordu. Gerçekten uzun zamandır güzel bir şeyler yemediği çok belli oluyordu. Yemekleri bittikten sonra eşyaları da alıp evden çıktılar ve cisimlendiler.

*******************

Biraz kısa ama güzel oldu. Umarım siz de beğenirsiniz. Bakalım babasını bulabilecek mi? Sizce bulursa neler olacak?

DELPHİ LESTRANGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin