❄CEZA❄

576 56 21
                                    

Delphi 1 hafta geçtikten sonra uyanmıştı. Draco her gün ziyarete gidiyordu. Son zamanlardaki bu kadar olay herkese yetmişti. Özellikle de ona. Delphi neredeyse hastane kanadından çıkmaz olmuştu. Daha olaydan önceki gün yeni çıkmıştı. Harry çoktan iyileşmişti. Draco Delphi baygınken onu kalkan büyüsü ile koruyordu. Kimse yokken Harry veya arkadaşlarının ona saldırmasından korkuyordu. Delphi'ni sirisolaz hastası olduğu birkaç saatte tüm okula yayılmıştı. Artık herkes gerçeği ve Draco'nun ona saldırmadığını biliyordu.

Sirisolaz, pek çok kara büyücünün kabusuydu. Çünkü eğer düşmanları tarafından öğrenilirse, bu sonları demekti. Delphi 1 hafta boyunca sürekli bunu düşünmüştü. Ama asıl kafasını kurcalayan başka bir şeydi. Profesör Thlawney'in kehaneti. Doğru çıkmıştı. Hastalığını herkes öğrenmişti. Bu gerçekleştiğine göre diğerleri de gerçekleşebilirdi.

"Kimsenin bilmesini istemediklerin gün yüzüne çıkacak. Hiç düşünmediğin kişi karşına çıkacak. En güvendiğin yanında olmayacak. Başına çok kötü şeyler gelecek. En istemediğin şeyler."

Evet. İlki gerçekleşmişti. Peki ya ikincisi ne anlama geliyordu? 'Hiç düşünmediğin kişi karşına çıkacak.' Delphi biraz kafa yorsa da aklına hiçbir şey gelmedi. Bununla kafasını yormamaya karar verdi. Bugün sonunda hastaneden çıkıyordu.
Üstünü giyindi ve kahvaltı için büyük salona gitti. Draco onu bekliyordu. Gelince ayağa kalktı ve ona sarıldı. Sonra birlikte kahvaltı etmeye başladılar. Kahvaltıdan sonra Draco sevmediği derslerden biri olan sihirli yaratıkların bakımı için dışarı çıktı. Delphi öğleden önceki derslere girmeyip dinlenecekti.

Öğle yemeğinden sonra tılsım dersi vardı. Beraber derse gittiler. Ders çok sıkıcı geçiyordu. Bütün ders boyunca Hermione Delphi'ye bakıp durmuştu. En sonunda dayanamadı ve
"Niye bakıyorsun?" diye bağırdı.

"İstediğim yere bakarım. Bunu sana mı sormam gerek?"

"İstediğin yere bakabilirsin, ama bize bakamazsın."

Bu sefer konuşan Draco'ydu.

"Kimse sana bir şey söylemedi. Ama tabi sevgilin olduğu için üzerine alındın galiba."

Bu sefer de lafa Harry karıştı.
Şimdi bütün sınıf durmuş onları izliyordu. Onlar ise bağırarak kavga etmeye devam ediyordu. Bir süre sonra Profesör Flitwick daha fazla dayanamadı ve
"Yeteeeer!" diye bağırdı.
Hepsi anında kavgayı kesti. Delphi'nin gözleri tekrar mordan maviye döndü.

"Slytherin ve Gryffindor'dan 10 puan. Ve dördünüz de cuma günü cezaya kalacaksınız."

Hepsi itiraz etmek üzereyken profesör onları susturdu.

"İtiraz istemiyorum. Cuma günü saat 7'de odamda olun."

Profesörün konuşmasının bitmesi ile ders bitmişti. Delphi ve Draco herkesi itekleyerek hızlıca kalabalığın arasından koridora çıktılar.

Cuma hepsine çok çabuk gelmiş gibi göründü. Delphi bu hissi çok iyi biliyordu. Ceza aldığında ceza gününe gelene kadar zaman su gibi akıp geçerdi. Ceza sırasında ise asla bitmek bilmezdi. Ve Profesör Flitwick onları 7'de çağırmıştı. Yani gerçekten uzun sürecek bir şey olmalıydı. Derslerden sonra Flitwick'in odasına gittiler. İçeri girip cezaları için korku ile beklemeye başladılar.

"İkişer grup olacaksınız. Ama sizin istediğiniz gibi değil. Bay Malfoy, siz Bayan Granger ilesiniz. Bay Potter, siz de Bayan Lestrange ile olacaksınız."

Hepsi itiraz ettiler ama belli ki bu durumlarını değiştirmeyecekti. İşe yaramadığını görünce vaz geçtiler.
"Cezanız, Draco ve Hermonie'yi göstererek, eski kullanılmayan iksir sınıfını temizlemek. Yedek sınıf olarak tekrar düzenlenecek ve bunu yaparak hademe Filch'ten gerçekten büyük bir yük almış olacaksınız."

DELPHİ LESTRANGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin