DELPHİ LESTRANGE

❄DEDİKODU❄

Nihayet haftasonuydu. Delphi bugün biraz daha uyumak istiyordu, ne de olsa iki günlüğüne aptal dersler yoktu. Saat 11'e gelirken uyandı. Draco da az önce kalkmış gibi görünüyordu, ortak salonun uzak bir köşesine oturmuş esnemekle meşguldü. Delphi'nin kalktığını görünce birlikte kahvaltıya indiler.

Büyük Salon'da Ravenclaw masasından iki kız onlara bakıp gülüyorlardı, Delphi kızların bakışlarını hissetmişti. Ağzındaki lokmayı bitirdi ve eliyle ağzını kapatarak bir şeyler fısıldadı. Kızlar birden sustu, gülümsemeleri silinmişti yüzlerinden. Delphi onlara bakıp güldü ve sessizce yemeğine devam etti. Kızlar yemek boyunca bir daha konuşmadılar, daha doğrusu konuşamadılar. Ama büyük salondan çıktıkları anda sesleri geri geldi.

Draco son lokmalarını alırken Delphi çoktan doymuştu. Sınavlardan olsa gerek bu hafta çok fazla ödevleri vardı, SBD'ler de bu yıldı. Ama şimdiden bu kadar ödev Delphi'ye göre saçmaydı, çalışmaları için önlerinde koca bir yıl vardı. O düşüncelere dalmışken Draco'nun sesiyle gerçek hayata döndü.

"Delphi! Beni dinliyor musun?"

Aslında hiçbir şey duymamıştı.

"Affedersin kafam başka yerdeydi."

"Düşünüyorum da, bugün kütüphanede ders çalışmaya ne dersin?"

"Ders mi? Sen mi?"

Delphi Draco'nun bu dediğine karşı güldü.

"Gerçekten bu günleri göreceğimi hiç düşünmemiştim."

"Gülmeyi kes!"

"Tamam tamam. Peki bu aniden gelen istek de ne?"

"Sadece bu günlerde çok ödev var ve maçtan beri ortak salon pek de sessiz sayılmaz. Ayrıca ödevlerimiz kendi kendilerini yapamazlar."

"Tamam sakin ol. Peki olur ama bana 1 saat ver."

"Ne için peki?"

"Sana söyleyemem."

***

1 saat sonra

Delphi ve Draco kütüphanede buluştular, ikisi de ödevlerini çıkarıp yapmaya koyuldular. Ama Delphi'nin daha iyi bir taktiği vardı, kendi büyülediği bir tüy kalemle yazıyordu. Sadece asasıyla kaleme dokunuyor, gerisini kalem hallediyordu. O yazacaklarını aklından geçirdikçe tüy kalem olduğu gibi düşünceleri yazıya döküyordu. Draco kalemi çok kıskanınca bir büyüyle onun kalemine de aynısını yaptı. Bu sayede ödevleri yarı sürede bitirdiler.

Draco yorulunca sandalyesini biraz geri ittirdi ve gözlerini tavana dikti. Bir süre sonra bakışlarını hala ödevine devam eden kuzenine çevirdi. Delphi ona baktığını hissedince kafasını ödevinden kaldırdı ve "Ne oldu?" diye sordu.

"Hala bana kahvaltıdan sonra ne yaptığını anlatmadın."

"Önemli bir şey değil."

"Hadi ama! Lütfen."

"Peki. Sabah kahvaltıda Ravenclaw'dan iki kız gördüm, bize bakıp gülüyorlardı. Ben de bir ses kısma laneti yaptım. Büyük salondan çıktıktan sonra lanet bozuldu ve ben de bu kadar komik olan şeyi benimle de paylaşmalarını rica ettim."

"Eminim yalnızca bir ricadır. Ne dediler peki?"

"Önce cevap vermeyi reddettiler. Ben de onlara meşhur lanetlerimi ve lanetlediğim birkaç kişiyi hatırlattım. Sonra da dilleri çözüldü. Yeni bir dedikodunun döndüğünü söylediler."

Delphi'nin sesi alçalmıştı. Konuşmakta zorlanıyor gibiydi.

"Peki ne ile ilgiliymiş?"

"Senin bana işkence ettiğini düşünüyorlarmış."

Draco anlamamış görününce Delphi açıklamak zorunda kaldı.

"Çığlıklarım yüzünden. Bütün Slytherin'ler neden her gece aşağıda kaldığımızı ve benim çığlık attığımı merak ediyorlardı. Ama biz zaten bunu biliyorduk. Diğerleri de bu konuda kafa patlatmış ve herkes senin bana işkence ettiğini düşünüyor bu yüzden."

Draco bunlara pek şaşırmış gibi görünmüyordu. Zaten aşağıda bir tek onlar kaldığı için ve Delphi çığlık attığı için en olası teori buydu. Yıllardır böyle düşünenler vardı.

Delphi devam etti.
"Ama asıl konu bu değil. Bana işkence etmenin nedeninin benim senden ayrılmak istemem olduğunu düşünüyorlar."

Kuzen olmalarına rağmen onların sevgili olduğunu düşünenlere de alışkınlardı. Ama bu kadarı gerçekten çizgiyi aşmıştı.

"Onlar öyle deyince çok sinirlendim. Ben de bir daha bu konuda konuşamasınlar diye onları lanetledim. Ama onlar konuşmasa bile diğer herkes devam edecekti. Bu yüzden bütün okulu lanetlemeye karar verdim."

"Peki yaptın mı?"

"Evet. Buraya gelmeden önce onunla uğraşıyordum."

Ödevleri neredeyse bitmek üzereydi, Draco yarın devam etmeyi önerdi ve beraber ortak salona yol aldılar.

(düzenlendi)