6. BÖLÜM
Yaklaşık 6 saattir yerde, yatağın ayak ucuna sırtımı yaslamış aynanın karşısında oturuyordum. Duvarda asılı duran saatle bakışmaktan başka yaptığım bir şey yoktu. Saati zihnimde biraz daha ilerlettim ve zihnimde işaretli olan dakikanın kana bulandığını hayal ettim. Derin bir nefes aldım ve sakin kalmaya çalıştım. Gözlerimi yeniden araladım, iki camın arasında hızla akıp giden kum tanelerinin katili olan saate yeniden baktım. Karnıma çektiğim dizlerimin üzerine başımı koydum ve korkuyla etrafına kollarımı doladım. Tam şu an kapının açılmasını ve birinin her şeyin kontrol altında olduğunu, korkacak bir şey olmadığını söylemesini istedim. Öyle biri hayatımda hiçbir zaman olmamıştı. Gözlerimden akan yaşlar çeneme doğru ince çizgiler çiziyordu. Hiç olmadığım kadar çaresizdim.
Kapının kilidi çevrildiğinde tuttuğum nefesim çığlığa dönüştü.
Parkenin üzerinde kendimi ürkekçe geriye kaydırırken içeri süzülen kahverengi gözler cansız bir şekilde beni izledi. Ona, keskin bir ışıkmış gibi gözlerimi kısarak baktım ve elimi yüzüme perde yaptım. Adımları biraz yaklaşıp yüzümü daha yakından görünce şaşırmıştı. Hiç uyumamıştım, cehennem gibi kavrulan gözlerimin altında ince kırmızı damarlar belirmişti ve hiç iyi görünmüyordum.
"Sen," duraksadı. "Bütün gece böyle miydin?"
Fısıltılı sesinde beklemediğim bir şekilde endişe başını göstermişti. O kadar acınası görünüyordum ki, benim için endişelenmekten başka çaresi yoktu. Yanıma eğilip beni kaldırmak istediğini belirterek ellerini uzattı. Başımı sallayarak reddettim, o da ısrar etmedi. Hep keyfi bilir havasındaydı. Dönüp gideceğini beklesem de beni şaşırtarak soğuk parkenin üzerine oturduğunda ıslak gözlerimi aralayıp aynadaki yansımasını izledim. O da aynı şeyi yapıyordu. Oturduğu yerde biraz kayarak bana yaklaştı. Kolu, omzuma değdiğinde durdu ve kolunu kaldırıp eliyle başımı usulca kendine çekti. Ne yapmak istediğini anlamıştım. Dudaklarım itiraz etmek üzere aralandığında, "Şşşş." diye susturdu beni. Göğsünü bir davetiye gibi bana açtığında buğulu gözlerle baktım ona. Gözlerini aynadaki gölgeden çekti ve başımı göğsüne yasladığımda beni izlemeye başladı. Dokunmuyordu, dokunmuyordum. Sadece yan yana oturuyorduk ve başım göğsündeydi. Sadece susmak istiyordum. Ve bunu anlamış gibi tek kelime etmedi. Kum saatine hapsedilen zaman hızla eridi. Oda o kadar sessizdi ki, başımın altında düzenli atan kalbi kısa süre içinde uykuya dalmamı sağladığında Savaş'ın kokusu ve kalp atışı duvarlarıma bir is kokusu gibi sinmişti. Ufuklardaki özgür Saye bu durumdan rahatsız oldu, huysuzlandı. Sırası değil diye durdurdum onu. Şu an tek ihtiyacım olan şey bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİLAL
Mystery / Thriller"Benimle oynarken iyi düşün." diye fısıldadı. Sesi karnımı burkarken dudaklarıma kilitlenmiş bakışlarını görünce karanlığın verdiği cesaretle güldüm. "Sanki yenilmeyi istemiyorsun." 🔥 Henüz 20'li yaşlarında, çiçeklerle kaplı duvarların üzerinde şa...