29- "Elleri Kirli Bir Avukat"

12.5K 408 120
                                    

Selam! Uzun ve aksiyon dolu bir bölüme hoş geldiniz. Kemerlerinizi bağlayın, telefonlarınızı uçak moduna alın lütfen. İyi okumalar :)

Adamlar - Rüyalarda Buluşuruz

Winter Aid - The Wisp Sings

Winter Aid - The Wisp Sings

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


29.BÖLÜM

Savaş'ın sormayı bile aklına getirmediği ya da umursamadığı silahı bu sabah ona teslim etmek için iş saatinden biraz daha erken çıktım. Yeni ortaklarla yapılacak olan toplantı adına bugün biraz daha resmi giyinmeye özen göstermiştim. Beyaz, ince askılı, şifon bir büstiyer üzerine gri kareli büyük beden bir ceket giydim. Aynı ceketin takımı olan havuç pantolonu giyip saçlarımı ensemde salaş bir topuz haline getirdim. Sadeliği patlatmak adına rujumu ön plana çıkaran makyajımdan sonra hazır olduğumu düşünüp içinde silahın da olduğu çantamı alarak çıktım. Düşüncem, Savaş çıkmadan onu yakalamak ve şirkete gitmeden önce silahı vermekti. Öyle olmadı. Aslı beni aramış ve toplantı saatinin erkene alındığını söylemişti. Düşüncemi daha sonraya erteleyip şirkete gittim

Odamda hazırlığımı tamamlayıp çıkmak üzereyken camın arkasında Cesur'u görmemek huzursuz etmişti beni. Yüzüne yakışan tatlı gülümsemesiyle her zaman enerji dolu oluşunu görmek, ona söylemesem de beni hep mutlu etmişti. Ve şimdi onu burada görmemekten daha kötü bir şey varsa, bunun benim yüzümden olması gerçeğidir. Sahi, ona ne zaman gerçek bir teşekkür edecektim? Sanki yaptığı bütün iyilikler havaya, bir boşluğa asılı kalıyor gibiydi. Buna rağmen nasıl benim için bir şeyler yapabiliyordu ki?

Düşüncelerimden sıyrılıp toplantı odasına gitmek istedim. Kafamı sağa sola sallarken gözlerimi kısa bir süreliğine kapattım. Derin bir nefes alıp kapıya dönmüştüm ki bir anlık refleksle bir adım geriye sıçradım.

Diğer çalışanların tuhaf bakışlarını buraya çekmemek için, "Savaş!" diye bağırdım fısıltıyla, "Ödümü kopardın."

Sağ omzunu kapının duvarına vermiş, sol ayağını sağ ayağının biraz önüne çapraz biçimde koymuştu, kollarını göğsünde birleştirdiği için pazıları daha şişkin duruyordu. Ne zaman spor yapıyordu bu adam?

"Korktun mu?" diye sordu. Yüzünde tuhaf bir gülümseme boy gösteriyordu. Kaşlarımı çattım ama sahte bir şüpheydi bu.

"Ne oluyor?"

"Hiç." dedi omuz silkerek. Duvardan yükünü kaldırdı ve yavaş yavaş içeriye adımladı. Beni tedirgin edecek kadar muazzam gülüşüyle dudağının kenarını kaşıdı. Onun bu hareketiyle ne anlatmak istediğini artık öğrenmiştim. "Çok güzel olmuşsun." dedi ama gözlerini gözlerimden ayırmadı. Ne giydiğime bile bakmadığına emindim.

İHTİLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin