21. BÖLÜM
Üstü tamamen kapalıyken belimin iki kenarında boşluklar bırakarak inip kalçamın hemen altında biten siyah elbisemin üzerine krem renkli bir kaban attım. Geçtiğim sokaklara omzumun üstünden mutlaka bakıp kontrol ediyordum. Bir şekilde Savaş'a yakalanmadan evden çıkmayı başarsam da her an karşımda bitecekmiş gibi tedirgindim. Karanlık sokağı sonunda geçip kalabalığa ilk adımımı attığımda arkasında bir harp bırakarak giden kaçak bir asker gibi hissediyordum. Pişman olup olmayacağımı zaman gösterecekti elbette fakat şu an sırtımdaki kilolarca yükü bir kenara fırlatmış olmanın rahatlığı vardı üzerimde.
Satılmış'a ulaşmış ve onunla görüşmek istediğimi belirtmiştim. Satılmış Aka, görüşmeyi kabul etmiş ve bana bir adres göndermişti. Mesajı not aldıktan sonra sildim, daha güvenli olduğunu düşündüğüm bir an avuçlarımın içindeki kağıdı açıp yazdığım adresi tekrar okudum ve tam önünde durduğum parka girip beni bekleyen adama yaklaştım.
"Demek benim kim olduğumu öğrendin." dedi ona ulaştırdığım mesaja ithafen. "Daha zeki olmanı beklerdim, biraz geciktin."
Koyu kahverengi uzun bir paltosu vardı üzerinde. Tam yaşına yakışacak bir fötr şapkası da eksik değildi. Sigaradan sararmış bıyıklarının altından gevrek sesiyle güldü.
"Başına gelenlerin sorumlusu sensin, bana öyle bakma." dedi sanki bakışlarım onu rahatsız etmiş gibi.
"Benimle neden uğraştığını biliyorum, evet." dedim sonunda konuşarak. "Ama merak ettiğim başka bir şey var."
Sessiz bir karanlığın içinde yüksek çıkan sesimi biraz daha düşürdüm.
"Savaş'ın ölmesini neden istiyorsun?"
Sessiz kaldı, hatta soruyu duymamış gibi davrandı. Soğuk havaya doğru sertçe öksürdü, ciğerlerinden gelen bir öksürüktü.
"Savaş'ı neden bana öldürtmek istedin?"
Öksürüklerine biraz daha devam etti ama bu sorumu da gayet rahat duymuştu. Yanında duran orta yaşlı adamın açtığı suyu içip tekrar ona uzattı.
"Cevap bekliyorum." dedim sabırla. Kızarmış, kalın burnunu çekip uzun bir soluk bıraktı havaya.
"Sorunu hatırlamıyorum ama cevaplamayacaktım zaten."
Tavrı sinirlerimi bozsa da bir tepki vermedim. Sadece sokak lambasının aydınlattığı park hava şartlarından dolayı çocuklardan yoksundu. Hemen az ilerimizde siyah bir otomobil ve önünde onu bekleyen iki adama baktım ve burada ne işim olduğunu içten içe sorguladım.
"Savaş Karan sana güveniyor." dedi eskimiş sesiyle. "Hem evindesin, hem işinde. Eğer benimle iş birliği yaparsan seni bundan sonraki hayatında rahatsız etmeyeceğime dair garanti veririm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİLAL
Misteri / Thriller"Benimle oynarken iyi düşün." diye fısıldadı. Sesi karnımı burkarken dudaklarıma kilitlenmiş bakışlarını görünce karanlığın verdiği cesaretle güldüm. "Sanki yenilmeyi istemiyorsun." 🔥 Henüz 20'li yaşlarında, çiçeklerle kaplı duvarların üzerinde şa...