ALINTI '...sarhoş kadınlar ve âşık adamlar...'

4K 209 89
                                    

"Sarhoş kadınlar ve âşık adamlar."

Bizi sonunda doğru yere, ait olduğumuz yere getiren şeylerin adına hata demekten vazgeçmeliyiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bizi sonunda doğru yere, ait olduğumuz yere getiren şeylerin adına hata demekten vazgeçmeliyiz.

Cesur'u öyle çok izlemiştim ki, onu tanıdığım zamandan bu yana yüzünün her mimiğini, her çizgisini biliyordum neredeyse. Ama şimdi onda ilk defa gördüğüm ya da yeni fark ettiğim bir şey vardı; sanki o güzel gözlerinin ardında çaresizlik saklanıyordu. Yaralı, can çekişen bir tarafı vardı. O bütün ihtişamlı hayatının arka perdesi aslında hiç o kadar da parlak değildi. Şimdi onda gördüğüm şeylerin hiçbiri, onu ilk gördüğümde onda yoktu. Ne aklımdan ne de kalbimden ona karşı böyle sesler duymam sanıyordum.

Fakat şimdi müziğin sesi yüksek, ışıkların rengi kırmızı ve ben çok sarhoşum.

Pencereye sıfır duran, sallanan ahşap kollu berjerden kalkıp bahçeye baktım. Kalktığım ilk an başımın dönmesiyle gözlerimin kararması eş zamanlıydı, bir süre boyunca baktığım yer netleşmedi ama sonunda yine onu göreceğimi biliyordum.

Eğildi, kollarını birleştirip öne uzattı, kolları kafasını korurken ellerini kullanarak kendini havuzun içine balıklama pozisyonda attı.

Uzun süredir onda olan bakışlarımı yine ondan ayırmadan pencere önünde dikilip onu izlemeye devam ettim. Bakışlarım odağını kaybetmek üzereydi. Vücudum alkolün etkisiyle karıncalanıyor, damarlarımdaki alkol bazen de hareketlerimi yavaşlatıyordu. Şakaklarımdaki damarların belirginleştiğini ve beynime ağrılar gönderdiğini hissediyordum ama,

ben yine de gözlerimi ondan ayıramıyordum.

Saniyelerdir suyun altında tuttuğu nefesini suyun üstüne çıktığı an bıraktı, alnına düşen saç tutamlarından bazı damlalar göğsüne düştü ve çıplak göğsünü tam gizlemeyen havuzla bütünleşti. O sırada elimde yarım kalan şarap kadehini, kalktığım koltuğun ahşap koluna koydum ve üzerimdeki bornozla beraber kırmızı ışıklı odanın çıkışına yürüdüm. Saçlarım yaklaşık bir saat önce aldığım duştan dolayı hâlâ ıslak sayılırdı ve Cesur'un üzerimdeki bornozu beni epey sıcak tutuyordu.

Ya da ben çok sarhoştum.

Karanlığın gölgesinde indiğim bu merdivenlere yabancı değildim. Onun eviydi, onun kokusuydu tanıdık olan her şey. Merdivenlerden usul usul iniyor, bir yandan da belimi gevşek bir biçimde saran bornozun kemerini çözüyordum. Kafam allak bullaktı ama merdivenleri inmeyi bitirdiğimde havuz kenarına çıkmakta olan Cesur'u görünce bütün arsız düşüncelerim içinde hiç tereddüt barındırmamaya başladı.

Cesur ona yaklaşan sarhoş bir kadın olduğundan hiç haberdar değildi. Duş aldıktan sonra uyuduğumu düşünüyor, alkollü olduğumu da bilmiyordu. Salonun bahçeye bakan kapısında durup kısa bir süre onu izlediğimde sadece bir anlığına başka hiçbir şeyi düşünmek istemedim. Bencil olmak, sonra ne olacağıyla ilgili hiçbir şey düşünmemek istedim ve bunu kendime hak gördüm. Bana hâlâ ardı dönükken havuzdan tamamen çıktı, havuz kenarında duran ve daha o an fark ettiğim içeceğinden uzunca bir yudum aldı ve akabinde tekrar havuza atladı.

İHTİLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin