feridun duzağaç - beni bırakmaketi - ver beni yalnızlığa
yirmi7 & birol namoğlu - muhtemel aşk
🌤
BÖLÜM 21.
Eskiden sahilde sıcak mısır yerken dilimin acısının geçmesi için dilimi çıkarır ya da soğuk su içerdim. Soğuk su içtiğim an dişlerim sızlardı bu sefer de. O anlarda içimden bu acısının geçmesini dilerdim.
En büyük acımı o zaman yaşadığımı sanıyordum.
Sonradan içimde yaşanan, burkulan ve sızlayan şeyler bana çok şey öğretti. Fiziksel acının belirli bir boyutu ve zamanı olduğunu anlamıştım zamanla. Anladığım ve pratikte kanıtladığım başka bir şey ise ruh sızılarının, geçmişin izlerinin hiçbir kalıba sığmadığı, zamanla geçmemesiydi.
Mart'ın o günü ne vücudumdan ne de ruhumdan silinmiyordu. Saçlarımın dibinde o sızı, burnumun ucunda o koku hâlâ vardı ve bu beni delirtiyordu.
Tıpkı gelen mesaj gibi...
+539 409 ****: Benden kurtulamazsın. Nakit paraya sıkıştım. Bu kadar hayırsız olamazsın değil mi?
Güniz Işık: Dönem sonuna kadar sabırlı ol. Birincilikle bitirip sana bursumu göndereceğim.
+539 409 ****: Ne yapayım ben senin bok kadar bursunu? Babandan istesene para!"
Güniz Işık: İstemeyeceğim.
+539 409 ****: Pişman olursun.
Güniz Işık: Ben pişman olmam.
+539 409 ****: Göreceğiz.
"Güniz? Bir sorun mu var?" Babamın sesiyle irkilip başımı kaldırdığımda ikisinin de gözlerinin üzerimde olduğunu fark etmiştim. Şu an annemin attığı mesajları ona göstersem yapacağı ilk şey onu aramak olurdu. Belki de bunu yapmadan direkt istediği miktarı ve hesap numarasını sorardı. Babamın son zamanlar yaptıkları beni oldukça şaşırtıyordu ve bundan sonra yapacaklarını kestirmek güçtü.
"Yok bir şey."
Babam sorgulayıcı tavırla beni süzdü. "Öznur ya da Çağan seni rahatsız etmiyor, değil mi? Okuldan atıldıkları için öfkeli olabilirler."
Öznur ve Çağan velilerin oy çokluğuyla okuldan atılmış, Alaca'ya transfer olmuşlardı. Bu Öznur'u ve ailesini öfkelendirmişti. Fakat Çağan onun aksine hak ettiği cezayı kabul etmiş, hiçbir şey söylemeden, itiraz etmeden gitmeye razı olmuştu.
"Hayır," diye yanıtladım sorusunu. "Beni rahatsız etmedi ikisi de."
"Peki, başka biri var mı sana sataşan?"
Kaşlarımı çatıp, "Neden?" dedim. "Bana sataşan herkesi okuldan mı attıracaksın?"
"Kızım, bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorum. Neden bu kadar sert davranıyorsun bana? Çabaladığımı görmüyor musun?" Cidden beni eskisi gibi kandırabileceğini mi sanıyordu? Yıllar önce beni arar, hazırlanmamı söylerdi. Şakıya şakıya hazırlanır, saçlarıma onlarca renkli toka takardım. Pencerenin önüne geçer, saatlerce beklerdim ama beni arayıp işinin çıktığını, gelemeyeceğini söylerdi. Saçlarımdan ağlayarak sökerek çıkarırdım o renkli tokaları. Yere atar ve çıplak ayaklarımla ezerek kırardım. Güçlü olmayı da böyle öğrenmiştim zaten. Tokaların tabanlarımda bıraktığı acı, saçlarımın dibindeki sızıyla büyümüştüm ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROTA
Teen Fiction"Sen kimsin?" "Gün ışığını öldüren biri. O yüzden kim olduğumla ilgilenme. Yoksa sönersin, Gün." 24.08.2020 © Tüm Hakları Saklıdır.