BÖLÜM 14.

44K 4.2K 4.4K
                                    

KENDİME NOT - ŞU AN ROTA 53K OKUNMA, 9K OY, 20K YORUMA SAHİP. NASIL BAŞLADIĞINI, NASIL GÜZEL ROTA AİLESİNE SAHİP OLDUĞUNU UNUTMA. (SİZ DE UNUTTURMAYIN BUNU BANA)

Lütfen önceki bölümlere ve bu bölüme oy verdiğinizden emin olun. Sevgilerle...

Bölümü yalnızken ve hissederek okumanızı diliyorum.

*Bu sefer şarkı sonda...

🌤

BÖLÜM 14.

Ben Güniz Işık Doğandemir. Bir ihanetten doğan, bir babanın ve abinin gözlerinin içine bakarak onlardan bir ışıltı bekleyen o kız çocuğu. Abisinin peşinde koşan, onu yakalamaya, ona sarılmaya çalışan ama her defasında hüsrana uğrayan o kırgın kız.

Abim elimi uzatacağım kadar yakın olmuştu bana ama ben neden ona hiç dokunamamıştım?

Peki, Bulut? O neden sorgusuzca beni kollarına alıyor, sıkıca sarıyordu?

Neden bana kendimi güvende hissettirmişti ki? Bu bana yapacağı kötülüklerin başlangıcı mıydı tüm bunlar? Böyle hissetmemeliydim! Onun kolları bana huzur vermemeliydi. Göğüs kafesimin parmaklıkları erimemeliydi. Kalbim ona sesini duyurmak istercesine atmamalıydı.

Bulutların ışığı olmadığını, belki de bu yüzden ışığıma muhtaç olduğunu iddia etmişti. Bulutların da yaktığını ona söylemem gerekir miydi? Çünkü o bana dokunduğu an tüm tenimden alevler yükselmişti sanki.

Benim yorgun kalbime sarılmıştı kolları. Benim bitkin ruhumun topraklarını sulamıştı onun teması. İlk defa yeşerdiğimi hissediyordum. İlk defa karların arasında inatla açan bir çiçeğe benzetiyordum kendimi.

"Kızım? İyi misin?" Düşüncelerimi bölen sese doğru döndüğümde boş bakışlarım üzerinde toplanmıştı.

"Yorgunum biraz." Kırgınım bir de.

"Peri Hanım ne yapsın sana akşama?" Akşam onlarla yeniden aynı masaya oturmayı kabul etmiştim çünkü Bulut'la sarıldığımız sırada bizi uzaktan izlemiş, sonrasında yanımıza gelip Bulut'u da davet etmişti. Benimle arasında bir köprü oluşturmak için Bulut'u davet ettiğini biliyordum. O an teklifini reddedebilirdim çünkü Bulut benim gerçekten sevgilim değildi. Fakat babamın gözünde biz sevgiliydik ve ona değer vermediğimi düşünmesini istemiyordum. Kısa süreli anlaşmamızda Bulut beni herkesin yanında, tek başına olduğumuzda el üstünde tutuyordu. Ben ise yalnız kaldığımızda dikenlerimi çıkarıyordum. İnsan içinde ona çiçek açmaya mecburdum.

"Fark etmez." Ardından kaşlarım düz bir çizgi hâlini aldı. Bulut Rus Salatası seviyordu. Peri teyzeden bunu rica edebilirdim sanırım.

"En sevdiğin yemek ne?"

Babamın sorusuyla başımı ona çevirdim. Bu soruyu sormasını beklemiyordum. "Ben yemek seçmem."

"Ama en sevdiğin olmalı?"

"Yok." Spagetti.

Parmaklarını direksiyonda oynatarak, "Tatlı olarak ne seversin?" diye sordu bu sefer de. Babam cidden benimle köprü oluşturmak istiyordu... Bunu küçüklüğümden beri yapardı ama en sonunda beni genelevde bırakacağını bildiğim için ona alması gereken cevapları vermezdim. Günün sonunda bana el sallayıp veda edeceğinden emindim çünkü.

"Fark etmez bana." Elmalı turta. Hem de Bulut'un elinden. Baba, senin bile bilmediğin şeyi başkası nasıl bana kendi elleriyle yaptı? O nasıl öğrendi sen bile bilmezken?

ROTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin