2WEI, Edda Hayes - Survivor
BÖLÜM 1.
"Gayrimeşru kızı, n'aber?"
Tebessüm ederek bana edilen ve artık aşina olduğum hitaba karşılık verirken dolabımın önüne gelmiş ve şifremi yazmıştım titreyen ellerimle. Herhangi bir yoğun duygunun içerisine girdiğimde ellerim, tüm duygularım birbirine karıştığında hem ellerim hem de bacaklarım titrerdi. Korktuğumda ve tedirgin olduğumda ise kusardım. Küçüklüğümden beri bunlar baş edemediğim problemlerimdi.
Dolabımı açtığımda içinden düşen nota karşılık istifimi bozmadım ve eğilerek yerden aldım. Titreyen parmaklarımla sıkıca kavradığım kâğıdın kenarları buruştu ama ortasında yazılı olan kocaman yazı hâlâ okunabilir durumdaydı.
"Fiyatını daha belirleyemedin mi?"
Altında bilmediğim bir numara olduğuna emin olduğum nota bir süre bakakaldım. Ardından kâğıdı buruşturarak dolaba tıktığımda daha kötülerinin olduğunu kendime hatırlattım ve coğrafya kitabımı alarak göğsüme bastırıp dolabı sertçe kapattım.
Bu okuldan ağlaya ağlaya gitmemi bekliyorlardı ama bunu yapmayacaktım. Onlara istediğini asla vermeyecektim.
Koridor boyunca adımladığımda gözlerin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Geldiğim ilk günden bu bakışlara maruz kalmak zorunda kalmıştım.
"Gayrimeşru kız! Uğrasana akşam partiye." Tanıdık sese doğru döndüğümde gözlerime her zamanki ifadesizliğimi yerleştirmiştim. Herkese karşı koyabiliyor, gerektiği her an onlara cevaplarını verebiliyordum. Tek bir kişiden başka.
Gözlerim hafiften kısılırken, "Ne partisi?" diye sormuştum ilgisizce. Ama istemsizce ilgimi çekmişti çünkü ilk defa biri beni partiye davet ediyordu.
Elindeki davetiyelerden birini bana uzatarak, "Doğum günü partim var akşama," dedi samimi çıkan ve bana tuhaf gelen tınıyla. "Herkes geliyor neredeyse."
Yutkunarak, "Neden beni çağırıyorsun?" diye sorabildim zorlukla.
Omuz silkti umursamazca. "Öylesine."
Kaşlarımı çatarak ifadesini çözmeye çalıştım ama maksadının ne olduğunu anlayamadan davetiyeyi parmaklarımın arasında bulmuştum. Koşar adım benden uzaklaşıp dolapların yanında duran başka bir kıza davetiye verdiğinde önüme dönerek ilerlemek istedim ama bir bedene çarpmamla duraksamam bir oldu.
"Uğur!"
Uğur birkaç saniye sonra yanıma tekrar döndüğünde yüzündeki tüm gülümseme silinmişti. Efe'nin kızgın bakışları her ikimizi ezmeye başladığında ilk konuşan her zamanki gibi kendisi olmuştu. "Bunu partiye çağırmak için kimden izin aldın?"
Bu... Evet, onun için sadece bu kelimesinden ibarettim. Aynı babadan olmamıza, aynı soyadı taşımamıza, hatta bir süredir aynı evde yaşamamıza rağmen sadece bu, o ya da şu diyordu bana. Çünkü abim benden nefret ediyordu.
Uğur'un gözleri ikimiz arasında mekik dokurken, "Efe," dedi sakin sesle. "Tüm okul davetli."
Efe'nin benimle aynı renk olan açık kahverengi gözleri öfkeyle parladığında istemsizce bir adım gerilemiştim çünkü birazdan arkamı dönüp gitmem gereken cümlelerden birini seslendirecekti. "O buraya ait değil. Hem bizim partilerimiz onu kesmez. Annesinin işlettiği genelev partileri ona daha cazip gelir."
Dudaklarım büzüldüğünde dolan gözlerimi gizlemek adına başımı eğdim ve elimdeki davetiyeyi yere atarak koşar adım oradan uzaklaştım. Bir tek ona karşı gelemiyordum bu okulda. Herkese bağırıp çağırıyordum ama bir tek ona susuyordum. Küçüklüğümden beri bu böyleydi. Babama bile dikenlerimi çıkarırken ona gül açardım. O ise açan güllerimi soldurmak için çabalardı. Diğerleri ne yaparsa yapsın umursamıyordum ama onun davranışları beni alaşağı ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROTA
Teen Fiction"Sen kimsin?" "Gün ışığını öldüren biri. O yüzden kim olduğumla ilgilenme. Yoksa sönersin, Gün." 24.08.2020 © Tüm Hakları Saklıdır.