BÖLÜM 31.

41.3K 3K 3.6K
                                    

pinhani - dünyadan uzak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


pinhani - dünyadan uzak

BÖLÜM 31.

En güzel anlarda zihnimize düşen korkular yakamızdan tutup bizi silkelerdi.

Korkularımız; sanki mutlu olmaya hakkımız yokmuş gibi o güzel andan tüm varlığımızı soyutlar, gerçeğin karanlık kuyusuna sert bir darbeyle iterdi bizi.

Korkularımız; öyle sivri bir kancaya sahipti ki yakamızı bıraktığınızda bile izi kalıyor, canımızı acıtmayı bırakmıyordu.

Kazandığımızda bile mutlu olamıyorduk, çünkü bu sefer de kaybetmekten korkuyorduk.

Bulut'u kaybetmekten korkmaya başlıyordum.

Sanki burada olduğu gerçeğini zihnime ispat etmek ister gibi burnumu boynuna sürttüm ve gözlerimi sıkıca kapattım.

Herkesin hayatta ulaşmak istediği bir yer olurdu. Bir konum. Herhangi bir iş dalında başarılar, ödüller arzulardı kimisi. Bir başkası kendisini çocuklara adayabilirdi. Hayır işleriyle mutlu olurdu. Başkası hayvanlar için çırpınırdı. Onların sesi olmaya çalışırdı. Başkası savaşın sesi olurdu. Mikrofonla insanların öldürüldüğünü haykırırdı.

Kimisi evlenmez, kariyer yapardı. Kimisi de evlenip kariyer sahibi çocuklar için annelik vazifesini yerine getirirdi. Kariyer yapan bir kadın da başarılıydı. Okumayıp sadece çocuklarını yetiştiren, onların eğitimi için savrulan bir anne de.

Ben ise hep bağımsız olmayı dilerdim. Hiçbir adımım için bir insana haber vermemek, kendi kafamın ritmine göre hareket etmek, pervasızca davranmak isterdim. Kimsenin bir şeyi olmak istemezdim.

Fakat bazen bir sıcaklık, bir göğüs, bir nefes tüm düşüncelerimi alaşağı ediyormuş gibiydi.

Nefesi saç diplerime sızıyordu. Aldığı nefesler göğüs kafesini hareket ettiriyordu ve onun solukları sayesinde her defasında ben de yükseliyor, ardından alçalıyordum. Başım boynundaydı. Burnum şah damarının yoluna yaslanmıştı ve parfümünün yoğun kokusunu içime çekiyordum.

Bulut uyurken bile beni gitmekten vazgeçirmek üzereydi.

"Güneş birazdan doğacak. Rahat uyudun mu?" İrkilerek üzerinden kalkmaya çalıştığımda kolları buna izin vermemişti. "Hemen kalkmak yok."

"Evet," dedim kısık sesle. "Deliksiz uyudum." Nasıl olmuştu bilmiyordum ama deliksiz uyumuştum gerçekten de. Oysa kaslı bir yapısı vardı ve rahatsız olmam gerekirdi ama sanki bu bile önemini yitirmişti.

"Güzel..."

"Kalkalım mı?"

"Benim hâlimden memnunum," diyerek kollarını daha sıkı sardı belime. "Biraz böyle kalabiliriz." Onu kırmadım. İçimden geçenleri dile getirmiş sayılırdı. Ben de bir süre bu şekilde kalmak istiyordum ve bu isteğimi hiçbir şekilde durduramıyordum.

ROTAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin