90🎭 "Sen bensin ben sen"

413 116 145
                                    



Bu gökyüzü maviyse senin sevdandan...
Bu ağaçlar yeşilse senin aşkından...
Bu kalbim atıyorsa senden...
Ben varsam varlığından...
Ben diye bir şey kalmadı artık...
Sen diye de kalmadı bil istedim...
Sen bensin ben sen bundan böyle...
Vakti saati ne olursa olsun...
Sen bensin ben sen...

90. Bölüm 🎭"Sen bensin ben sen"

Tepenin eteklerine yakın bir yerde durup gözlerimi kapattım. Bir an için bu vahşetin rüya olmasını diledim. Böylesi bir kabus içinde terden sırılsıklam olacağımı da bilsem gerçekte olmasındansa kabus olmasını dilerdim.
Yetişememiştim onlara. Bunca masum katledilirken görememiştim onları. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtığımda tepedeydik yine. Etraf polislerle kaynıyordu.
Her bir polisten sonra gelen ceset haberleri tepenin tamamına yayılmıştı. Nereyi kazsalar yeni bir çocuk cesedi çıkıyordu. Her bir feryatta gözlerimi kapatıyordum. İçimden yeter diyordum her defasında. Lütfen bu son olsun. Lakin bitmek bilmedi. Yetmiş üçten sonrasını da ben sayamadım. İçlerinde çok eskiler de vardı muhtemelen. Öyle olmalıydı zira bazıları öylesine hafifti ki sadece kemikleri kalmıştı.

Şirin yanıma gelip bana baktı. Yüzünde çok kötü bir ifade vardı. O bile katlanamamıştı ve nefes almak için yanıma gelmişti anlaşılan. Sonrasında Onur gelip baktı. Emre geldi. Her biri yüzüme bakıp devamında ne yapacaklarını benden duymak için bekliyorlardı. Durup birkaç saniye kendi etrafımda döndüm. Gözümün görebildiği her yerden ceset çıkarıyorlardı. Belki diğer cephe de vardı bilemiyorum.

Çocukların her biri çeşitli şekillerde gömülmüştü ve tek bir benzerlikleri vardı ki aynı şekilde ameliyat edilmeleri... Her birinin karnında uzunca bir dikiş izi vardı. Çoğusunun cesedi çürümeye yüz tutmuştu. Sağlam olanlar ise bu dikiş izi ile gömülmüştü.

Tek bir el vardı bu işin içinde de. Tek bir kirli zihin adeta çim biçme makinesi gibi biçim geçmişti onları. Kocaman kötü bir his kapladı yüreğimi. Ne kadar derin nefes alırsam alayım asla yetmiyordu. Elimle yüzümü ovuşturdum. Çenemi tuttum. Saçlarımı düzelttim. Bu facia ile nasıl baş edecektik? Suçluları yakalasak bile bunca ziyan olanlar ne olacaktı? İşin kötüsü şu an bile belki de devam ediyordu bu mesele ve onlardan habersiz olma ihtimali beni deli ediyordu.

Detaylı inceleme için gelen adli tıp ekibi olay yeri inceleme ile birlikte çalışırken hem tepe hem okul karantina bölgesi ilan edildi. Öğretmenler, müdür, öğrenciler, hizmetliler ve aşçılar dahil herkes okula hapsedildi. Sorgu için teker teker çıkarılıyorlardı ve en çok üzerinde durulan isimler ise Tepegöz, İsmail öğretmen ve Anıl'ın dört arkadaşıydı.

Hacer Gazel 🌻

"Muhabirleri içeri almayın. Şu an için net bir bilgi vermeyeceğiz. Bu işin arkasındakiler her kimse kendi yaptıkları pislikleri temizlemek için haber alacaklardır. Muhabirlere bir basın toplantısı düzenleyeceğimi söyleyin ve herhangi bir haber yapmamaları konusunda iyice tembihleyin."

"Emredersiniz müdürüm."

Emre ile Onur aldıkları emir ile muhabirlerin yanına gittiğinde ben ve Şirin tepede durmaya devam ediyorduk. Şirin beyaz plastik eldivenlerini giymiş bileklerini katlamıştı. Bir ayağını biraz uzağa atarak o tarafa baskı yapmış dururken ceketinin etekleri de bu yüzünden çok az havalanmıştı. Yüzünü buruşturup burnundaki maskeyi indirerek bana baktı.

"Bu işin arkasında kim olduğunu düşünüyorsunuz?"

Kendi maskemi indirip eldivenlerimi geçirdiğim ellerimle düzelttim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 16 hours ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PROFESYONEL  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin