teknolojiden doğan dostluk

58 Bölüm

MERT: Merve'den duyduğuma göre Selin her şeyi öğrenmiş. Tabi olanların hepsini Merve ona anlatmış. Anlatmasa daha iyi olurmuş aslında..! Şimdi onun içindeki intikam duygusu tekrar ortaya çıkacak ve yeniden yapmaması gereken şeyler yapacak. Kendine acı çektirmekten başka bir şey yapmıyor. Olmayacak şeyler için umutlanıyor. Kendini boşuna yoruyor. Artık her şey onun elinde. Ya eski haline geri dönecek ya da sabredecek ve yeni halinde kalacak. Sonuçta duygularını sadece kendisi kontrol edebilir. Selin'in bu hali beni çok endişelendiriyor. Onun yaptığı veya yapacağı şeyler hiç umurumda değil ama Görkem ve Zeynep'in güvenliği hakkında çok endişeleniyorum. Olaylar yine yanlış yere çekilmede iyi olur. Çünkü bu sefer ufak tefek bir şey ile sonuçlanacağını sanmıyorum. Önceden yaptığı en ama en ucuz, en basit planlardı bunlar. Şimdi daha tehlikeli ve daha hırçın. Üstelik hapiste kaldığı zamanın da intikamını alacaktır. O bu işten çabuk vazgeçmeyecektir.

..................................................................&.................................................................

GÖRKEM: Heyecanla bekliyorum. Bu iddiayı kazanmam gerekiyor. 10 dakika sonra beklediğim o korkunç kısımlar başlayacak. Eğer Zeynep korkarsa iddiayı kazanacağım. 24 saat boyunca Zeynep benim her istediğimi yapacak. Eğer ki korkmazsa o zaman 24 saat boyunca ben Zeynep'in istediklerini yapacağım. Bu iddiayı kazanmayı çok istiyorum.

GÖRKEM: İçeceğin bitmiş. Dur sana yenisini getireyim.

ZEYNEP: Peki. Bende filmi durdurayım.

GÖRKEM: Durdurmana gerek yok. Sen izle. Ben hemen gelirim.

Planımı gerçekleştirmek için kalktım ve mutfağa gittim. Evin her yeri zifiri karanlık. Salondaki televizyon ışığı dışında evde hiçbir ışık yok. Ben biraz geç içeri gideceğim. Tabi o merak edecek ve yanıma gelecek. Bende "Ne oldu?" diye birden karşısına çıkacağım. O esnada da filmi en korkunç sahnesi gelmiş olacak ve çok korkacak. Bende iddiayı kazanmış olacağım. Bu büyük bir hile ama eğlenceli olacak.

.................................................................&..................................................................

ZEYNEP: Korkmamam lazım! İddiayı kaybedersem eğer bedeli çok ağır olacak ama kazanırsam çok eğlenceli olacak. Gerçi pek bir şey değişmeyecek ama... Televizyona dalmış bir şekilde filmi izliyordum. Yaklaşık 5 dakika olmuştu ama Görkem hala gelmemişti. Acaba bir şey mi oldu diye merak ettim.

ZEYNEP: GÖRKEM! NEREDE KALDIN? SEN GELENE KADAR FİLM BİTECEK?!

GÖRKEM: ...

Görkemden ses çıkmamıştı. Filmi durdurdum. Işığı açmak için kalkıp yürüyordum ki içeriden bir patırtı geldi. Hızlıca içeriye gidiyordum ki yerde bırakmış olduğumuz çantaların sapına takıldım ve yere yapıştım. Evet yapıştım çünkü bu hiç düşmeye benzemiyordu.

GÖRKEM: Zeynep! İyi misin?

ZEYNEP: Sen neredeydin ya!? Sana o kadar seslendim!..

GÖRKEM: Şey ben seni korkutmak için... Neyse ya ben sana yardım edeyim de koltuğa otur. İçeri gidip sargı bezi ve krem getireceğim. Ayağını saralım ki şişmesin.

..............................................................................&................................................................................

CEREN: İnsanlar normalde hafta sonu tatillerini eğlenerek ya da gezerek geçirirler ama ben sıkıcı bir şekilde evde oturarak geçiriyorum. Zeynep'i aradım ama açmadı. Büşra zaten ailesi ile geziyor. Of!.. Bir tek ben mi sıkılıyorum bunu çok merak ediyorum doğrusu. Sıkılıyorum ders çalışıyorum sonra ondan da sıkılıyorum biraz telefona bakıyorum ya da kitap okuyorum ama olmuyor. Hala canım çok sıkılıyor. Üstelik yapacak başka bir şey de bulamıyorum. Başkaları ile sohbet edebilmek için canlı yayın açıyorum ama herkes gezme derdinde olduğu için kimse yayınıma katılmıyor. En sonunda annemin yanına gittim ve dışarı çıkıp gezmek istediğimi söyledim. Annem babamı aradı ve babam işten gelince bir yerlere gidebileceğimizi söyledi. Bu mutlu olmama sebep olmuştu. Hızlıca odama gittim ve hazırlandım. Daha babamın gelmesine vardı. Bu yüzden gelmesini beklemeye başladım. Daha vakit çok vardı. Bende İngilizce şarkılar açtım ve dinlemeye başladım. Bu sayede hem İngilizcem gelişiyor hem vakit geçiyor hem de eğleniyordum. Gezmeye bayılıyorum galiba!..