55. BÖLÜM

27 3 0
                                    

GÖRKEM: Annem be babam 2 haftalık iş seyahatine gidiyorlar ve benim evde yalnız kalmamı istemiyorlar. Bu yüzden annem Zeynep'in annesi ile konuşmuş. 2 hafta onlarda kalacağım. Bu çok eğlenceli olacak. Onunla vakit geçirmek benim için o kadar önemli ki sabırsızlık ile yarını bekliyorum. böyle bir şey olmasını o kadar çok istiyordum ki bunu duyunca çok mutlu oldum. Onunla beraber kalacağım, onunla birlikte ders çalışacağım ve akşam onunla birlikte yemek yiyeceğim. Bu sefer beraber izlemek için daha korkunç bir korku bulabilirim. Ama öncesinde biraz araştırma yapmam lazım. Önceki gibi olmasını istemem. Hava durumuna göre yarın çok fazla kar yağacak. Buda okulların tatil olma ihtimalinin olduğu anlamına geliyor. Tatil olursa Zeynep ile daha fazla vakit geçirebilirim. Bu fırsat kaçmaz. Artık ona kendimi sevdirme zamanı geldi. Bugün bitsin de yarın olsun artık...

..............................................................................&.............................................................................

ZEYNEP: Okulun son saati dersimiz bilişimdi. O kadar yorulmuştum ki uyumak istiyordum. Ahmet yalandan derse katılıyor, Ceren sıkıntıdan patlamak üzere... Geriye kalan herkes kafalarını sıraya koymuş uyuyorlar. Bu sıkıcı ders havasında kimin uykusu gelmez ki..! Tam kafamızı uyumak için sıraya koyuyoruz bütün ders normalde sesi çıkmayan bizi kendi halimize bırakan hoca çığlık atıyor. Zaten o sesin korkusu uyku uçup gidiyor. Sanki korku oyunu oynarken bir canavar karşına çıkıyor . Her derste uyuyanları saymıyorum bile. Onlar hep yorgunlar ya da hocaların sesleri onlara ninni gibi geldiği için dayanamıyorlar. Derslerde bir de akıllı tahta açılırsa karanlığı fırsat bilip uyuyorlar. Özellikle son derse girmeden önceki 5 dakikalık teneffüste bütün sınıf uyuyor. Uyumayan 2-3 kişi oluyor genelde. Bunlardan biri zaten benim. Diğerleri de Görkem, Ceren ve Büşra...

..............................................................................&................................................................................

ZEHRA: Yine din dersinde uyuyordum. Hocanın elini Zehra diyerek masaya vurması ile uyandım. Bana soru soracak gibi bakıyordu. İçimden bana soru sormaması için dua ediyordum. 2 dakika düşündükten sonra " Bir daha derste uyuma." dedi ve "Arkadaşın Büşra'ya bir soru sor." diye ekledi. Tamam dedim ve sordum.

ZEHRA: Büşracım. Sorun geliyor. Hazır mısın?

BÜŞRA: Evet. HA ha bu soru çok kolaydı. Bildim bildim.

ZEHRA: Evet Büşra evet. :I

Büşra çok zekidir. Bu konuda tartışmaya bile gerek yok. Evet neyse! Hoca Büşra'nın bu cevabına kızmıştı. Sonra Zeynep "Hocam son konudaki ****** kelimesi ne anlama geliyor?" diye sordu. O an hayatımızı kurtarmıştı. Neredeyse disiplinlik oluyorduk. Zaten bu hocayı hiç anlamıyorum. Dersin 15 dakikası erkeklerle futbol konuşuyor. Futbolu ben ne yapayım. Sınavda " Bu yıl **** takımına kim transfer oldu?" diye mi soracaklar sanki! Of! Hocaya çok sinir oluyorum. Zaten sınavları da kazık oluyor. Öğretmediği konulardan sorup duruyor.

......................................................................................&........................................................................

SEMA: Sınavlar başlıyor. Ben strese girmeye başladım bile... Dersler çok zor. Sadece dersler değil her şey çok zor. Arkadaşlarımdan özel ders alabilecek seviyedeyim şuan. Bu sene sınıfta kalmazsam iyi. Üstelik daha çalışacak o kadar çok konu var ki! Keşke son güne bırakmasaydım. Bu konuların hepsinin yetişmesi imkansız. Öğretmenlerim ve ailem beni hep uyardı ama ben onları dinlemedim. Çok pişmanım ama artık çok geç. E tabi sınav notlarımdan dolayı da sınıfta sonuncu olacağım. Normalde her yıl sınıfımızdan 3 kişi ayrılırdı. Çünkü onlar yerine diğer sınıflardaki daha çalışkan kişiler gelirlerdi. Tabi yaşanan olaylardan dolayı bu sene değişiklik yapmadılar. Zaten eğitim sistemimiz baya değişmişti böyle bir şeye gerek duymadılar.

teknolojiden doğan dostlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin