* 3 GÜN SONRA *
ZEYNEP: Sonunda hastaneden çıkma zamanım gelmişti. Burada kalmaktan o kadar sıkıldım ki! Eşyalarımı toplayıp çantaya doldurduk. Annemler çantamı alıp önden ilerlerken ben de yavaş yavaş yürüyerek arabaya doğru ilerledim. Evin önüne gelince arabadan indim. Annem eve önden çıkarken Görkem'de bana yardım ediyordu. O sırada yanımıza bir kız gelip bağırmaya başladı.
SELİN: Sen hala ölmedin mi ya!.. O kadar şey yaptım her seferinde kurtuluyorsun. Hastanede olduğunu duyunca bu sefer kesin ölür dedim. Hala Görkem'in yanındasın. Senden kurtuluşum yok mu benim ya! (Zeynep'i iter...) Sen ne yapışkan bir şeysin ya!
ZEYNEP: Görkem bu kim ve benim kaza geçirdiğimi bilmiyor mu? Neden beni itiyor?
GÖRKEM: Sen Selin'i hatırlamasan da olur. O görebileceğin ve tanıyabileceğin en kötü kişi. Ondan uzak dur yeter!
SELİN: Ne yani, Şaka mı bu? (Zeynep'i tekrar ittirir.) Bir daha bir şey yapmamam ve sizden uzak durmam için yalan uydurdunuz değil mi?
ZEYNEP: Sen ne saçmalıyorsun ya!.. Böyle bir şeyin şakası yapılır mı? Aklını kaçırdın galiba.
GÖRKEM: Selin gider misin artık? Lütfen! *Fısıldayarak* Bunu da senin yaptığını zaten biliyorum. Lütfen git artık.
SELİN: Nasıl ya! Nereden... Bu sefer gidiyorum. Bay bay bunak Zeynep.
..................................................................................&............................................................................
GÖRKEM: O kazanın olduğu gün keşke bahçede Zeynep'i yalnız bırakmasaydım. Artık beni hatırlamıyor. Yaşadıklarımızı, birlikte yaptıklarımızı... Hiçbir şeyi!.. Ayrıca hafızasının da ne zaman geriye geleceği belli değil. Kazanın üzerinden 2 hafta geçti. Bugün doktor kontrolü var. Bende Zeynep ile birlikte gideceğim ve doktora hafızasının geri gelmesi için neler yapabileceğimizi soracağım. Belki bir yardımı dokunur ve beklenenden daha çabuk hafızası geri gelir. Kendimi ona hatırlatmayı o kadar çok istiyorum ki. Son zamanlarda o kadar yakınlaşmıştık ve güvenini kazanmıştım. Her şeyin birden sıfırlanması hiç iyi olmadı. Her ne olursa olsun hatırlaması için elimden geleni yapacağım. Bunun için de her hareketime dikkat etmem gerekiyor. Bu süreçte hırslanıp Zeynep'i fazla zorlamak ve onu kırmak istemiyorum. Sonuçta eskiyi hatırlasa bile bugünü unutmayacak. Her şeyi hatırlaması için 1 ayımız var çünkü 1 ay sonra tercih dönemi başlıyor. İstediği okula ve mesleğe gidebilmesi için her şeyi hatırlaması lazım.
..................................................................................&............................................................................
ZEYNEP: Yaşadığın onca şeyi hatırlamamak o kadar kötü bir his ki hiçbir şekilde anlatamam. Neredeyse 4 yıl! Yani lise hayatımı neredeyse hiç hatırlamıyorum. Hayatımdaki bu kayıptan dolayı o kadar büyük bir boşluk var ki! Düşmanımı ve dostumu bile ayırt edemiyorum. Bana bunu yapan belki arkadaşım olarak benim yanıma yaklaşmaya bile çalışabilir. Görkem'i düşününce ise onu hatırlamıyor olabilirim ama kesinlikle bana eskiyi hatırlamam için çok yardımcı oluyor. Gerçekten çok çabalıyor ama hala bir şeyleri hatırlamış sayılmam. Hatta belki artık ümidini kaybetmeye başlamıştır bile. Yine de vazgeçmeyeceği her halinden belli oluyor. Onunla konuşup zaman geçirmek beni çok rahatlatıyor. Gününün neredeyse tamamını benimle geçiriyor. Bunun için ona minnettarım. Bugün de doktor kontrolüne gideceğim ve o da benimle gelecekmiş. Randevu saati yaklaştığı için hızlıca hazırlandım. Hiçbir yere geç kalmak hoşuma gitmez. Hatırladığım şeylerden biri de bu. Evden çıkıp otobüs durağına gittim. Görkem de yanıma geldi. Tam o sırada otobüs geldi. Bugün gerçekten çok şanslıydım. Normalde bu durakta en az 30 dakika otobüs beklerdim. Bu şansım hep olsa keşke.
..................................................................................&............................................................................
* 2 GÜN SONRA *
CEREN: Bugün Zeynep ve Büşra'nın dışarıda buluşacağını duydum. Yine de emin olmak için arayıp onlara sordum. Onlar da buluşacaklarını onayladılar. Bende onlara katılıp katılamayacağımı sordum. Tabi ki kabul ettiler. Hızlıca hazırlanıp evden çıktım. Yanlarına vardığımda Büşra ve Zeynep parktaki çardaklardan birinde oturuyordu. Hızlıca yanlarına gidip bende oturdum.
CEREN: Bak ya! Buluşuyorsunuz ama bana haber vermiyorsunuz. Aramasam haberim olmayacak. Yazdım bunu kenara.
BÜŞRA: Cerencim senin için her zaman yer var. Seni çağırmamıza gerek yok ki. Sen hep gel.
ZEYNEP: Aynen öyle. İstediğin zaman bize katılabilirsin. Davet bekleme. Biz hep buralardayız.
Bunu duyduğuma sevinmiştim bir an istemeden de olsa beni dışladıklarını düşünmüştüm. Bana ne düşündüklerini söylemeleri rahatlamama sebep oldu.
BÜŞRA: Evet ne içiyoruz? Bir şeyler alalım. Ben limonata içmeyi düşünüyorum.
ZEYNEP: Valla bende karamelli milkshake içmeyi düşünüyorum.
CEREN: Bende şeftalili soğuk çay alacağım.
İçeceklerimizi alıp masamıza geri döndük. Şimdi başlasın dedikodu saati...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teknolojiden doğan dostluk
Teen FictionHerhangi bir sınıftaki öğrencilere (özellikle birine) takan ve onları izleyen bir hacker daha sonrasında o gruba arkadaş olabilir mi? (Asıl yazılma başlangıç tarihi: Temmuz 2017 Bitiş tarihi: Aralık 2018) Hikayeyi yazdığımda 13-14 yaşındaymışım. Şim...