BÜŞRA: Parktaki büyük ağacın altındaki banka oturup Zeynep'i beklemeye başladım. Yaklaşık 10 dakika sonra yanında Görkem ile birlikte geldi. Ben Zeynep'in hafızasını kaybettiğini tamamen unutmuştum. Anın stresinden herhalde. Görkem de bu yüzden gelmiş olacak ki Zeynep ile birlikte yanımıza oturdu.
ZEYNEP: Büşra sorun ne? Ne oldu? Öyle aniden çağırınca endişelendim. Kötü bir şey mi oldu?
BÜŞRA: Evet ama acaba yalnız mı konuşsak?
ZEYNEP: Büşra gerçekten Görkem de kalabilir. Kimseye bir şey anlatmayacağına eminim.
BÜŞRA: Peki o zaman. Şimdi hani benim eski sevgilim Utku var ya o geri dönmüş ve Emir ile sevgili olduğumu bilmiyor.
ZEYNEP: İyi ama sen Utkudan ayrılmamış mıydın? Bu bir sorun olmamalı.
BÜŞRA: Evet ayrıldım ve hatta 4 senedir Emir ile çıkıyorum ama Utkunun bundan haberi yok.
ZEYNEP: Nasıl yani? Ayıptır sorması ona söylemeden ondan nasıl ayrıldın?
BÜŞRA: Üf bilmiyorum! Zaten 5 yıldır görüşmüyoruz. Şimdi Emiri de kaybetme riskim var. Utku benimle tekrar görüşmek ve ona çevreyi gezdirmemi istiyor. Ne yapmam lazım?
................................................................................&..............................................................................
ZEYNEP: Gerçekten hayatımda ilk defa böyle bir olayla karşı karşıya kalıyorum. Büşra'nın şu an içinde bulunduğu durum o kadar karışık ki! Anlaşılan kendisi ne yapacağını bilememiş ve çözümü konuyu bana anlatmakta bulmuş.
BÜŞRA: Ya Zeynep sence ne yapmam lazım? Sen hep doğru ve mantıklı olanı söylersin. Benim saçma düşüncelerim aksine...
ZEYNEP: Bilemiyorum. Bence ilk önce git Emire durumu anlat. Başka bir şekilde öğrenirse daha kötü olur. Sonra da Utku ile konuşursun. En azından Emir sizi yan yana görürse yanlış anlamaz. Hatta tam şu an sakin ol ve yavaşça arkanı dönüp dediklerimi uygulamaya başla.
BÜŞRA: Ne! O ne demek şimdi?
ZEYNEP: Diyorum ki Emir geliyor. Biz şimdi gidiyoruz. *Kulağına fısıldayarak* Ona her şeyi açıkla ve tek tek anlat. Evet biz gidelim artık.
BÜŞRA: *Sessizce* Gitmeyin.
O sırada biz yavaşça Büşra'nın yanından uzaklaşırken Emir de Büşra'nın yanına gelip oturdu. Biz de Görkem ile birlikte gidip başka bir ağacın altına oturduk. Tam oturduğumuz sırada içimi değişik bir his kapladı. Sanki bazı şeyleri hatırlamıştım. Görkem il önceden gelip tekrar bu ağacın altında oturmuşuz ve birisi hakkında konuşuyormuşuz gibi... Ama burada çok kalmayıp sonrasında galiba başka yere gitmiştik. Artık hatırla Zeynep.
................................................................................&..............................................................................
GÖRKEM: Oturduğumuz bankı görünce aklıma daha önceden de buraya geldiğimiz gelmişti. Zeynep'e döndüm ve tam ona daha önceden buraya birlikte geldiğimizi anlatacağım sırada önce o konuştu.
ZEYNEP: Biliyorum. Biraz da olsa önceden buraya gelip oturduğumuzu hatırladım. Yani tam olarak değil ama küçük küçük bazı şeyleri hatırlıyorum.
GÖRKEM: İstersen sana o gün olan şeyleri anlatabilirim. Belki daha fazla hatırlarsın.
ZEYNEP: Tamam, olur.
*15 DAKİKA SONRA*
ZEYNEP: Ne! Ben önceden ayağımı mı kırmıştım? Peki bunu nasıl becerdim?
GÖRKEM: Daha kötü başına gelen şeyler de oldu. Bu en hafiflerinden birisi. Ama diğerlerini anlatmak için acele etmeyeceğim. Sen hatırladıkça onları da anlatırım. Neyse artık eve dönelim. Hava soğuk oldu. Hasta olacaksın.
ZEYNEP: Peki olur. Zaten burada işimiz kalmadı Hem evde yapacak daha çok işim var.
GÖRKEM: Ne gibi bir iş? Yani yardım edebileceğim bir şeyse diye sordum.
ZEYNEP: Üzgünüm ama bunu sana söyleyemem. Zaten akşama öğrenirsin. O zamana kadar biraz sabretmen gerekiyor.
................................................................................&..............................................................................
BÜŞRA: Emir'in gelmesi beni biraz strese soktu. Her şeyi ona anlatmam lazım ama korkuyorum. Beni yanlış anlamasından ve onu kaybetmekten korkuyorum. Ayağa kalkıp ona sarıldım.
BÜŞRA: Merhaba. Nasılsın?
EMİR: Ben iyiyim de sen pek iyi görünmüyor gibisin. Bir sorun mu var?
BÜŞRA: Evet aslında bir şey var. Seninle bir kon hakkında konuşmam lazım.
EMİR: Tamam konuşalım. Seni dinliyorum. Sorun ne?
BÜŞRA: Şey... *Emir'in telefonu çalmaya başlar.* Neyse sen telefonuna bak sonrasında konuşuruz.
EMİR: Tamam, hemen konuşup geliyorum.
Yaklaşık 30 dakika geçmesine rağmen Emir geri gelmeyince endişelenip onu aradım.
BÜŞRA: Emir neredesin? Yarım saattir seni bekliyorum hala dönmedin. Nereye kayboldu? Keşke bir haber verseydin!
EMİR: Çok özür dilerim sevgilim. Çok önemli ve acil bir işim çıkınca gitmek zorunda kaldım. Sen bana ne anlatacaktın? Şu an vaktim var. Seni dinleyebilirim.
BÜŞRA: Bunu telefonda anlatamam. Yarın görüşürüz.
Of! Anlatamadım işte. Acaba bu anlatmamam için bir işaret mi? Hayır Büşra! Zeynep de dedi. Her şeyi anlatacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
teknolojiden doğan dostluk
Teen FictionHerhangi bir sınıftaki öğrencilere (özellikle birine) takan ve onları izleyen bir hacker daha sonrasında o gruba arkadaş olabilir mi? (Asıl yazılma başlangıç tarihi: Temmuz 2017 Bitiş tarihi: Aralık 2018) Hikayeyi yazdığımda 13-14 yaşındaymışım. Şim...