62. Bölüm

24 3 2
                                    

CEREN: Selin'in bizim odada kalacak olması hiç iyi olmamıştı. Her an bir sorun çıkabilir. Zaten Zeynep Selin'i görmeye dayanamıyordu. Şu an onu sakinleştiren tek şey Görkem'in yanında olması. O da olmasa hiç dayanamaz direk eve dönmek isterdi. Zeynep'in yüzünden kötü olduğu anlaşılıyordu. Gittim ve ona sarıldım. Bizi gören Görkem de gelip sarıldı. Ben yanlarından ayrıldım. Odadan çıktığımda Selin'in odaya gelmesini bekledim. Yaklaşık 2 dakika geçmişti ki Selin'in geldiğini gördüm.

CEREN: Şimdi odaya girmesen iyi olur.

SELİN: Niye ya?! Bende bu odada kalıyorum.

CEREN: Senin iyiliğin için söylemiştim ama sen bilirsin.

SELİN: Uf çekil şuradan ya!

Beni ittirdi ve kapıyı açtı. Zeynep ve Görkem'in sarıldığını görünce koşarak uzaklaştı ve asansöre bindi. Ama ben onu uyarmıştım. Odaya girmemesi lazımdı. Böyle bir şey olduğunu anlaması lazımdı. Şimdi beni dinlemediği için pişman olacak.

.................................................................................&.............................................................................

GÖRKEM: Kapının sesini duydum ile yavaşça yataktan kalktım. Ne olduğunu sormak için Ceren'in yanına gittim. Bana olanları anlattı. Ne kadar Selin'in yaptıklarına kızsam da o benim çocukluk arkadaşım. Biz beraber büyüdük. O benim kardeşim gibi. Onun üzülmesini istemem. Hemen onu aramak için odadan çıktım. Merve'nin yanında olacağını düşünüp odalarına gittim. Kapıyı Mert açtı. Ona olanları anlattım. Selin'in burada olmadığını söyledi. O sırada Merve de konuştuklarımızı duymuştu. Birlikte Selin'i aramaya başladık. Her yere bakmamıza rağmen onu hiçbir yerde bulamadık. Otel çok büyüktü. Biz yukarı çıkarken o aşağıya iniyor olabilirdi. En iyisinin bir yere oturup onun geçmesini beklemek olduğuna karar verdik. Uzun süre bekledik. Önümüzden bir sürü kişi geçti ama hiçbiri değildi. Artık ümidimizi kesmiş odalarımıza doğru ilerliyorduk ki asansöre binmek üzereyken Selin'i gördük. Merve onu ikna etti ve bir banka oturttu. Bizde yanına gittik. Hiç kimse konuşmuyordu. Bu sessizlik boyunca hepimiz Selin'e soracağımız soruları belirledik. Artık sorularımıza cevap verme zamanı gelmişti.

..................................................................................&............................................................................

SELİN: Merve, Görkem ve Mert bana soru sormak için etrafımda toplanmış duruyorlardı. O an kimseyi görmek istemiyordum. Bu yüzden onların yüzlerine bakmıyordum. Onlar bana bir sürü soru soruyorlardı ama ben cevap vermiyordum çünkü sesiz kalmayı tercih ediyordum. Ne cevap vereceğimi biliyordum. Belli bir süre sonra sinirim geçti ama benimle ilgilenmeleri hoşuma gidiyordu. O yüzden hiç bozmadan kızgınmışım gibi davranmaya devam ettim. Görkem'in onunla değil benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu. Tabi bu mutluluğum kısa sürdü çünkü Görkem daha fazla benimle uğraşamayacağını söyleyip gitti. Zaten artık ona karşı olan bütün ümidimi kaybetmiştim. Artık onu önemsemiyorum. O sadece Zeynep'i düşünüyor. Hep onun istediklerini yapıp hep onu koruyor. Bunları görmek benim hoşuma gitmiyor ama Görkem bunları yapınca mutlu oluyor. Hiç onun bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim. Hep somurtkandı ve içe dönüktü. Artık öyle değil. O değişti. Onu Zeynep değiştirdi.

...................................................................................&...........................................................................

BÜŞRA: Odama yerleştikten sonra Zeyneplerin odasına onları ziyarete gittim. Odada sadece Zeynep ve Ceren vardı. İçeri girdim.

BÜŞRA: Sizin odanız bizimkinden güzelmiş. Bu haksızlık. Sizin odanızın deniz manzarası bile var. Bizim oda yan binayı görüyor. Neyse hadi gelin biraz dolaşalım.

ZEYNEP&CEREN: Olur.

Hep birlikte odadan çıktık. Tam asansörü çağırmıştık ki görkem geldi.

GÖRKEM: Bende size katılabilir miyim?

BÜŞRA & CEREN: Tabi ki.

Zeynep den ses çıkmamıştı. Bu çok tuhaf gelmişti çünkü ne zaman Görkem bir şey sorsa ilk o cevap verirdi. Asansöre bindik ve otelin -1. katına indik. Orada havuz, sauna, masaj salonu ve oyun salonu vardı. Oyun salonuna girdik. Bir sürü atari makinesi ve parkur sahası vardı. ikili gruplara ayrıldık. Ben Ceren ile Zeynep de Görkem ile bir takım oluşturduk. Artık yarışa hazırdık. Hep beraber güvenlik eşyalarını aldık ve sıramızı beklemeye başladık.

....................................................................................&..........................................................................

ZEYNEP: Yarışmalara katılmayı severim. Özellikle bu parkur barındıran bir yarış ise... Tabi grup oyunu olunca kiminle takım olduğunda önemli. Birde yarışın sonuna ceza ve ödül koydular. Kazananlar kaybedenlere yemek ısmarlayacak. İnşallah kaybetmeyiz. Çünkü hem acıktım hem de bedava yenen yemek her zaman daha tatlı oluyor. Birkaç dakika bekledikten sonra "yarışmacılar yerlerine!" diye anons geldi. Hepimiz oraya doğru ilerledik. Nedense birden heyecanlanmıştım. küçüklüğümden beri kendim parkur hazırlayıp oyun oynardım. Şimdi ise karşımda kocaman bir parkur var.

CEREN & BÜŞRA: Kazanmalıyız.

ZEYNEP: Ben varken pek şansınız yok ama siz yine de elinizden geleni yapın.

Artık hırslandığımıza göre başlama zamanı. Heyecanımı yendikten sonra yerime geçtim.

3-2-1... Parkur başlasın!

teknolojiden doğan dostlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin