24. BÖLÜM

90 8 0
                                    

AHMET: Kahvaltı yapmadan gelen var ise ilk önce kantine inelim. Sonra tansiyonumuz düşer ve burada ilaç yok.

BÜŞRA: Ay evet hem hazır kantin de bedavayken fırsatı değerlendirelim.

ZEYNEP: Tamam gidelim ama acele etmemiz lazım. Fazla vakit kaybetmeyelim.

Hemen topluca kantine gittik. Kapıları haliyle kapalıydı.

ZEYNEP: Kapı kilitli. Nasıl açacağız? Bir dakika benim bir fikrim var. Çilingir çiğdem açar :)

ÇİĞDEM: Tamam. Ben açarım ama kesin açarım demiyorum. Sonuçta telefon dolabıyla koca kapı aynı şey değil.

Çiğdem kapı deliğine bakıp kısa süreli bir uğraştan sonra kapıyı açtı. Hepimiz alabileceğimiz kadar yiyecek almaya çalışıyorduk. Kimse ne kadar burada kalmak zorunda olduğumuzu bilmiyordu.

ZEYNEP: Bir dakika durun. Arkadaşlar burada biz bir gurubuz. Kendinize gelin. Sadece kendinizi düşünmeyin. Büşra ve İrem! Siz içecekleri alın. Ahmet ve Çiğdem siz abur cuburları alın. Ben ve Ceren de yemekleri alacağız. Çantanıza sığdığı kadar alın. Fazla abartmanıza gerek yok. Olmazsa tekrar geliriz.

Çantamıza birkaç şey koyduk ve bilişim sınıfına çıktık. Tahtada o kişinin maskeli fotoğrafı vardı. Hemen tahtadaki linke tıkladım. Bir video açıldı. izlemeye başladık. Bizi hiç beklemediğimiz tarz bir video karşıladı.

teknolojiden doğan dostlukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin