𝐇𝐄𝐑𝐎 🍑 |Jikook

*42*

4 yıl sonra:

  "Minsu neden hâlâ pijamalarını giymedin?"

     Jimin bacağına sarılmış olan minik oğlanı yatağına yatırmaya çalışırken karşısında dikilen kızına bakarak konuşmuştu.

  "Uykum yok, uyumak istemiyorum ben."

     Jimin kızının inatçı sesine karşı derin bir nefes almış bacağındaki oğlanı bacağından ayırma işlemine bıkkınlıkla ara vermişti.

  "Benimle yatmak istediğin için bunu yaptığını biliyorum bebeğim ancak kendi yataklarınızda yatmaya alışmak bu yaşlarda sizin için çok önemli."

     Jimin'in sakince açıkladığı cümleyle ikizler somurtarak başlarını sallamıştı.

  "En azından Jungkookie babam gelene kadar yatsak~? Hem geceleri Jungsu yağmur sesinden korkup yanıma yatıyor."

     Minsu'nun sözlerinden sonra Jungsu ayaklarını yere vurarak yakınmıştı.

  "Bunu kimseye söylemeyeceğine söz vermiştin!"

     Jimin ikizlerden hassas olan Jungsu'ya bakıp hafifçe gülümsemişti.

     Ardından ayağa kalktı ve önce Jungsu'yu kucağına aldı. Ardından kollarını küçük kıza uzattı.

     Üçü birlikte büyük yatak odasına girdiklerinde Jimin kollarındaki ikizleri yatağa yatırıp kendine onların yanına yatmıştı.

  "Baba"

     Jimin her gece olduğu gibi uyumadan önce sohbet etmeye çalışan oğlana döndü.

  "Efendim?"

  "Babam iyi midir?"

     Jungsu'nun sorusu Jimin'in yüzünde buruk bir gülümseme oluşturmuştu.

  "Tabiki bebeğim, Jungkookie baban her zaman iyidir unuttun mu?"

     Jungsu babasına başını sallayarak yanıt vermişti.

  "Peki ne zaman gelecek?"

     Jimin tekrar gülümsemiş iki çocuğunda saçlarını okşamıştı.

  "Bilmiyorum bebeğim. Ama eminim o da gelmek için can atıyordur."

     Jimin konuşmanın sonlandığını belli etmek için doğrulup ikizlerin saçlarına öpücük kondurmuştu.

     Ardından başını yastığa koyup 5 gündür görevde olduğu için eve gelemeyen eşine olan özlemiyle gözlerini yummuştu.

                     🍑🍑🍑🍑🍑🍑

     Jimin yataktaki çırpınmalarla mırıldandı ve yüzünü buruşturarak yana döndü.

     Hala çok fazla uykusu vardı.

  "Baba baba! Jungkookie babam gelmiş!"

     Jungsu neşeli sesiyle cırıldayarak konuştuğunda Jimin'in yüzü daha da buruşmuştu.

     Ardından minik oğlanın dediği şeyleri algıladı ve gözlerini hemen araladı.

     Oradaydı işte. Eşi tüm yakışıklılığı ve güzelliğiyle yatağın sol tarafındaydı ve çıplak büyük göğsünde yer alan iki çocukla gülümseyerek hayran hayran kendisine bakıyordu.

     Gözlerini kırpıştırdı ve gerçekliğini algılamak için ayılmayı bekledi.

     5 günlük özlemi onu görmesiyle gözlerini doldururken Jungkook hemen eşini kendine çekip onu da kolları arasına almıştı.