𝐇𝐄𝐑𝐎 🍑 |Jikook

*14*

  "Jimin, iyi misin güzelim? Dün akşamdan beri durgunsun. Bir yerin mi ağrıyor?"

     Bana yöneltilen soruyla başımı uğraştığım pantolon düğmesinden kaldırdım.

     Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.

  "İyiyim. Bir şeyim yok."

  "Hadi ama Jimin, seni bu kadar tanıyan birine bunu yutturamazsın..."

     Sözlerinden saçlarımı kısaca düzelttim ve kısaca ona baktım.

  "Geç kalacağım derse. Hadi gidelim."

     Omuzlarını düşürdü ve arkamdan geldi.
   
                    🍑🍑🍑🍑🍑🍑

     Elimde döndürdüğüm kalemi bir kez daha çevirdim ve derin bir nefesi dışarı bıraktım.

     Ne yapacağımı bilmiyordum.

     İçimde çok büyük bir sıkıntı vardı ve beni geriyordu. Üstelik karnım ağrıyordu.

     Önüme koyulan bardakla irkildim ve başımı kaldırdım.

  "Selam. Nasılsın?"

     Hoseok'u gördüğümde hafifçe gülümsedim.

  "İyi sen?"

     Hoseok yüzünü buruşturdu ve yanağımı sıktı.

  "Hiç öyle görünmüyorsun. Anlat hadi, ne oldu?"

    Dudaklarımı büzdüm.

  "Selam Jimin."

     Ardından gelen Yoongi'yi gördüğümde gülümsedim ve onu selamladım.

     İkiside yanıma oturmuştu. Üzerimdeki bakışlarla başımı kaldırdım ve 'ne' der gibi başımı salladım.

  "Sorun ne?"

     Yoongi'yle de yakın olmamız durumumu merak etmesine neden oluyordu.

  "Jungkook'un da aklı sendeydi. Çok durgun olduğunu söylemişti."

    Burukça gülümsedim.

  "Durgun değilim. Sıkıntı yok."

    Hala bana şüpheci bir şekilde baktıklarında arkama yaslandım ve derin bir nefes aldım.

  "Gerçekten bir şeyim yok. Sadece bu hamilelik olayları falan, alışmaya çalışıyorum."

    Tanrım yalan söylediğim için beni affet

     Yoongi ve Hoseok pek inanmamış gibi olsalarda çok ısrar etmediler.

    Bunu nasıl atlatacaktım?

                    🍑🍑🍑🍑🍑🍑

  "Peki meyve yemeye ne dersin? Bak gelirken çilek aldım. İstiyorsun değil mi?"

     Jungkook yüzüme umutla bakarak konuştuğunda başımı hayır anlamında salladım ve mutfak tezgahındaki işime geri döndüm.

     En sonunda Jungkook beni kendisine döndürdü ve beni kucağına alıp salona götürdü.

     Kendisi koltuğa oturduğunda bende ona dönük bir şekilde bacaklarında oturuyordum.

  "Artık söylüyorsun Jimin. Neyin var güzelim? Anlat bana..."

     Başımı öne eğdim ve kaşlarımı çatarak ona baktım.

  " 'Kırmızı Portakal'  kim Jungkook?"