*46*

6.7K 484 273
                                    

Jimin'in ağzından:

"Hayır yani hemen çağırmamız şart mıydı biraz daha beklesek olmuyor mu?"

Jungkook huysuz bir tınıyla konuşurken bir yandanda fırından çıkardığı yemekleri tezgahın üzerine koyuyordu. Onun bu denli huzursuz oluşu gözümden kaçmasada bunu konulmayı erteledim. Çünkü biraz sonra çocuklar gelecekti ve muhtemelen Minsu'nun bizimle tanıştıracağı çocukta gelecekti. Onunla bu konuyu kısa bir sürede konuşup hemen geçmek istemiyordum.

Ayrıca eninde sonunda bana söyleyeceğini de biliyordum. Bu yüzden onun dediklerine omuzlarımı bıkkınca kaldırdım.

"Ne zaman çağırsaydık Jungkook? Evlenirken falan mı?"

Yaptığım şakaya karşı gözlerini olağanüstü bir şekilde büyütüp yanıma geldiğinde bunu yaptığıma şimdiden pişman olmuştum.

"Ne, n-ne evlenmesi Jimin, ne diyorsun tanrı aşkına. Ne evlenmesi?"

Kelimeleri ağzından aceleyle çıkarırken kaşlarımı çatarak suratına baktım. İşin foyası yavaş yavaş ortaya çıkıyordu bile.

"Sadece şakaydı Jungkook. Birazdan gelirler, bunları sonra konuşuruz. Onlar gelmeden üstünü değiştir."

Konuşmamın ardından omzunu sıvazlayıp mutfağın çıkışına doğru ittirdim onu. Ama hâlâ yüzü yumuşamamıştı.

O odaya doğru çıkarken bende yemeklerin geri kalanıyla ilgilenmeye devam ediyordum.

Bir süre sonra zil çaldığında üst kattan gelen gürültülü ayak seslerine gülmeden edememiştim. Jungkook'un her hâli ayrı bir olaydı.

"Ben açacağım Jimin, Jimin ben açacağım!"

"Tamam Kook, bağırmana gerek yok yanlış anlayacaklar şimdi."

Önde Jungkook arkada ben olarak kapıya ulaştığımızda Jungkook önce delikten bakmaya çalışmıştı.
Kolundan tutup bana çevirdim ve bağımlısı olduğum dudaklarına sakin ve nazik bir öpücük bıraktım.

"Bu hareketlerinin nedenini biliyorum ve bunları sonra konuşacağız ama lütfen sakin ol aşkım, Minsu eğer birini sevdiyse o kişi zaten kötü biri değildir. Üstelik Jungsu da iyi biri olduğunu söyledi."

Haklı oluşuma karşı Jungkook dudaklarını büzmüştü. Dayanamayıp bir öpücük daha kondurdum güzel dudaklara.

"Biliyorum, aptal bir baba gibi davrandığımın da farkındayım ama herhangi birinin gelip onu bizden çalmasını istemiyorum. Büyümesinler istiyorum Jimin-ah."

"Ya bu kapıyı niye açmıyorsunuz girmemizi istemiyorsanız baştan söyleseydiniz ya!"

Dışarıdan gelen Jungsu'nun sesiyle ikiside gülmüştü.

"Ama bunu engelleyemeyiz Jungkook. Bunları sonra konuşalım olur mu? Daha fazla beklersek kapıyı kıracaklar."

Jungkook gülüp yanağımdan bir makas alıp kapıyı açmıştı. Şuan kendini daha iyi hissettiği bariz belliydi. Bende heyecanla gülümseyip açılan kapıda beliren 3 kişiye baktım.

Bize sinirle bakan Jungsu'yu görmezden gelirsek eğer, Minsu ve yanındaki adının Minsu'dan Hanji olduğunu öğrendiğimiz Jungkook kadar olmasada uzun boylu çocuk duruyordu. Minsu ile elleri birleşikti ve oldukça mütevazi bakışlara sahip olan bu çocuk aslında sevimli görünmüştü gözüme.

"Hoşgeldiniz, hadi içeri geçin."

Jungkook'un konuşmayacağına kanaat getirip en sonunda ben konuştuğumda Minsu gülümsemiş Hanji'yi içeri yöneltmişti.

 𝐇𝐄𝐑𝐎 🍑  |JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin