Bölüm 42

463 55 4
                                    

Bir ruhu olmayan hiç bir yer yoktur.

İnsanlar doğar, büyür, büyümeye devam eder ve ölürler. Doğdukları andan ölümlerine kadar yaşanan o zamanın içine birçok anı, yaşanmışlık ve yer sığdırırlar. Anılar ve yaşanmışlıkların ait olduğu mekanlar bir ruha kavuşur, ruhlar sonsuza dek anıları ve yaşanmışlıkları yaşatmaya devam eder.

"Projeleri teslim etmeniz için iki haftalık bir süreniz var, herkese başarılar. Dersimiz burada sona ermiştir, haftaya görüşürüz!"

Yoğun geçen derslerle dolu bir günün daha yavaşça sonuna ererken tatil günlerinin hayalini çoktan kurmaya başlamıştım. Ağır hareketlerle kapağını kapattığım kitabı aldım ve sıradan kalkarken göğüs hizamda tutarak kolumla destekledim. Mystery'e bakış attığımda yüzündeki yorgunluğu kolayca görebiliyordum. 

"Ne yapmak istersin?" diye sordum dikkatini çekmek için. Yanıma yaklaştı ve eşyalarımızı bırakmak için yatakhaneye doğru ilerlemeye başladık. 

"Yorgunum ama uyuyamayacağımı biliyorum," diyerek ironik bir şekilde esnedi. "Bu nedenle şehir merkezine gidebiliriz, belki alışveriş yaparız." diye ekledi fakat bu bana sorduğu bir soru gibiydi. 

"Uyumayacağına emin misin?" dedim. 

"Evet," karşılığını verdi ve başını iki yana salladı. "Önce danışmaya gidelim, mektubum var mı diye soracağım." 

Beklediği mektubun ailesinden gelme ihtimali yerine umduğu kişiden gelme ihtimalini düşündüğümde gülümsememe engel olamadım. Hayatını değiştirmek ve geçmişte yaşananların üzerini örtüp temiz bir sayfaya geçmek için çabalıyordu ve bu yolda yanında olarak onu desteklemek benim görevimdi.

Danışmadaki kadın mektuplarla dolu kutuyu karıştırırken kendi ismimi de söyledim. Saniyeler sonra bir zarfı aralarından çekip çıkardı fakat ikinci zarfı bulamadığını belli edercesine başını iki yana salladı. 

"O benim mi?" diye heyecanla sordu Mystery. 

Kadın gözlerini kısarak zarfın üzerindekileri okumaya devam etti, başını hafifçe geriye yasladı. "Melanie demiştin, değil mi?" dedi. 

Mystery'nin yüzündeki ifade solarken kadına sinirle bakmaya başladı. "Mystery, adım Mystery." 

"Üzgünüm ama M harfi ile başlayan başka bir mektup alıcısı yok." 

Mystery'nin kolunu tutarak danışmadaki kadına teşekkür ettim ve ardından onu merdivenlere doğru yönlendirmeye başladım. "Kaç gün oldu," diyerek yakınmaya başlamıştı. "Ben göndersem nasıl olur?" 

"Adresini biliyor musun?" diye sordum ona bakarak. "Adresini isteyen oydu, değil mi?"

"Adresini biliyorum," dedi. "O da adresimi biliyor aslında ama okula göndereceği için buradan emin olamamıştı." 

Anladığımı belli etmek için başımı salladım. "O halde," dedim. "Eğer konuşmayı çok istiyorsan yazabilirsin." 

"İstiyorum," karşılığını verdi. "Oldukça hoş biriydi. Muhtemelen işleri oldukça yoğun ve mektup yazmak için fırsatı yok."

Yavaşça ve soluklanarak çıkmaya devam ettiğimiz merdivenlerin yarısına geldiğimizde siyahlara bürünmüş olan ve öfkeli adımlarla karşımızda beliren Miles kısa bir duraksama yaşadı. Gözlerime değip geçen gözleri Mystery'nin gözlerinde bir süre oyalandı ve saniyeler sonra hızla yanımızdan geçerek uzaklaştı.

"Sana baktı." dedim ilerlemeye devam ederken. 

Omuzlarını kaldırıp indirdi ve, "Artık umurumda değil." diye cevapladı Mystery. "Yeni ve sağlıklı ilişkiler kuracağım." 

Lavender HillsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin