Bölüm 4|Röportaj
Oğuz bu anlamsız bakışma yüzünden odadaki herkesin şaşkınlıkla kendilerini izlediğini fark ederek hızla Eflal'in havada kalan elini sıktı.
Dün gece yanağını kızartacak kadar sert olan eller şimdi avucunun içinde yumuşacıktı.
"Tanıştığıma memnun oldum Eflal Hanım."
"Ben de öyle Oğuz Bey."
Kadının tehditkar bakışlarıyla irkildi. Gizli gizli tehdit mi ediliyordu?
Çatılmış kaşlarını düzeltip eliyle kadını masaya davet etti. Eflal kendine ayrılan yere geçtiğinde yanındaki boş sandalyeye avukatı oturdu.
Oğuz da üstündeki şoku atıp yerine yerleşti. Eflal'le yan yanalardı ve dün gece de dikkatini çeken yasemin kokusu burnuna doldu. Bu kadın her zaman böyle güzel mi kokuyordu yani?
"Toplantıyı Tamer Atasoy'la yapacağımızı sanıyordum." Normalde Tamer Amca dediği adama adı soyadıyla hitap etmek Eflal'in komiğine gitmişti ancak çaktırmadı.
"Babam emekli olmaya karar verdi. Artık benimle çalışacaksınız Eflal Hanım."
"Umarım en azından iş ahlakınız babanıza çekmiştir Oğuz Bey."
Adam yediği lafla gerildi. Kadın açık açık ahlaksız olduğunu söylemişti. Tamam hata yaptığını biliyordu ama bu kadın çalışanlarının yanında onu küçük düşürmeye çalışarak ne halt ediyordu?
"Beni tanıdıkça daha iyi anlayacaksınız Eflal Hanım."
Genç kadın alaycı bir gülüş atıp önündeki dosyaya eğildi.
Oğuz bu hareket karşısında sinirlendi. Parmaklarını masaya vururken kadının dosyayı incelemeyi bitirmesini bekledi.
Sımsıkı toplanmış saçlarıyla yüzü iyice ortaya çıkmıştı ve kesinlikle çok güzeldi. Küçük burnu, hafif çekik gözleri ve dolgun dudakları her erkeği kendine çekebilecek kadar kusursuzdu. Esmer teni Latin kadınları andırıyordu.
Eflal Haszade'yi kırkına yaklaşmış bir kadın sanarken karşısındaki genç ve alımlı kadını görünce kesinlikle dumura uğramıştı. Ayrıca kadının dün geceki kadın olması da durumu daha da içinden çıkılmaz hale getirmişti.
Üstelik dergi kapağına çıkacak kadar güzeldi. Sahi? Bir iş kadınının moda dergisinin kapağında ne işi vardı ki?
Bakışları cam masadan gözüken uzun bacaklara kaydı. Kısa elbisesi düzgün esmer bacaklarını olduğu gibi gözler önüne seriyordu. Kesinlikle bu fizik o moda dergilerindeki kızlardan çok çok daha iyiydi. O yüzden kızın o kapakta olmasına pek şaşırmıyordu aslında.
'Kahretsin!' diye söylendi içinden. Kadının kokusu yeteri kadar aklını karıştırmıyormuş gibi bir de lanet olası cam masa yüzünden o güzel bacaklar gözlerinin önündeydi.
Bakmaması gerektiğini kendine hatırlatarak başını kaldırmıştı ki Eflal'in üstüne diktiği bakışlarla karşılaştı. Resmen iğrenerek bakıyordu.
Bir bu eksikti! Kadın resmen sapık sanacaktı Oğuz'u!
"İlginizi toplantıya alabilir miyim?" Kadının iğneleyici sorusuna sinirli bir nefes çekti.
Siniri aslında kendineydi.
"Tabiki, buyrun."
Eflal'in aklından geçen tek şey ise adamı oracıkta öldürmekti. Nasıl da yiyecek gibi bakıyordu. Kendini sakinleştirip konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...