VELİAHT

-10-

Bölüm 10|Felekten Bir Gece

Eflal askıların arasındaki kıyafetleri karıştırırken Oğuz sıkıntıyla ofladı.

"Yapmak istediğin şey alışveriş miydi? O zaman ben yokum." Arkasını dönüp butikten çıkıyordu ki Eflal kolundan tutup durdurdu.

"Hey! Gitme bir yere. Alışveriş yapmıyorum." Oğuz için seçtiği kot pantolon ve gömleği uzattı. "Hadi bunları giy de gidelim."

"Neden bunları giyiyorum?"

"Ben de giyeceğim! Sıradan olmak için bu marka kokan eşyalardan kurtulmamız lazım."

Oğuz hak verip Eflal'in uzattığı kıyafetleri eline aldı ve kabine ilerledi.

"Umarım bedenimi doğru bilmişsindir Eflal!"

Eflal umursamazca omuz silkti. Zaten mağazadaki her şey ikinci eldi ve birebir beden tutturması beklenemezdi.

Kendi için aldığı bol yırtık pantolon ve tişörtle diğer kabine girdi. Gerçi buraya kabin demeye bin şahit isterdi. Resmen yamalı bir perdeyle örtülmüş merdiven altıydı.

Üstünü giyindikten sonra bulduğu eski beyaz spor ayakkabıları da ayağına geçirdi. Biraz küçüktü ama idare edebilirdi. Kısa saçlarını da tepeden topladığında aynadaki görüntüsü bambaşka olmuştu.

Bu haline kıkırdadı. Hayatında hiç böyle giyinmemişti.

Üstünden çıkan marka kıyafetleri de alıp butik sahibinin yanına gitti.

"Üstümdekilere karşılık bunları bıraksam olur mu?"

Kadın şaşkınlıkla Channel marka kıyafetlerin üstünde duran Prada ayakkabılara bakakaldı.

"Siz ciddi misiniz?"

"Evet. Hepsini alın."

Kadın hayretle kıyafetleri aldı. Bunların hepsi en az yüz bin lira ederdi. Artık Eflal'e deli gözüyle bakıyordu. Hangi aklı başında insan bu pahalı kıyafetleri verip yerine eski yırtık eşyaları alırdı ki?

Tam bu sırada Oğuz kabinden çıktı. Halinden çok mutsuz görünüyordu.

Eflal yüz ifadesine kıkırdayıp üstünü süzdü. Kot pantolonu bedenine uymuştu ama çiçek desenli gömleği bir tık büyüktü. Ama ilginç bir şekilde gömleğin bol olması daha iyi olmuştu. Hatta oldukça bohem bir hava katmıştı.

"Ben hayatım boyunca böyle bişey giymedim!" Oğuz nefretle üstündeki desenli bol gömleği çekiştirdi. "Bu tam bir felaket."

"Ama Edis gömlekleri bu sene çok moda!" Yandan itiraz eden butik sahibine ters bir bakış attı. Sıçardı Edis'ine de gömleğine de!

"Hadi ama! Söylenmek yok." Eflal gözlerini tekrar gömleğin üstünde gezdirdi. Kesimi sebebiyle yakası açık duran gömlek Oğuz'un kaslı göğsünü gözler önüne seriyordu. O göğsün üstüne aylarca bıkmadan kolye tasarlayabilirdi. İrkilerek düşüncelerinden kurtuldu. "Yanımda olmak istediğini söyledin. O zaman dediklerimi yapacaksın."

Oğuz sıkıntıyla üfledi. Gözü Eflal'in üstündekilere takıldı. Az önce söylenip durmaktan buna dikkat edememişti.

Haszade'lerin tek veliahtı üstüne eski püskü şeyler giymiş tam bir sokak kızı gibi gözüküyordu.

Nerdeydi dün gece boynunda milyon dolarlık elmas taşıyan kız? İçinden gülümsedi. Bu haliyle daha tatlı olmuştu. Bu kızın her hali tatlı olmalıydı. Hatta yeni uyanmış hali bile.

Aklına düşen görüntülerle öksürüp hızla kendini toparladı.

"Tamam yapacağım."

"Güzel. Öyleyse ayakkabılarını da değiştirsen iyi olur." Eflal Oğuz'un kıyafetinin altında alakasız duran şık ayakkabılara bakıp kıkırdadı.