-28-

748 36 12
                                    

Bölüm 28|Alev
Uçağın camından gözüken İbiza manzarasını izledi. Her gördüğünde bu manzaraya bayılırdı. Ayrıca orada yaşayan insanları, kültürü de çok seviyordu. Muhtemelen annesinden aldığı Latin kanının bunda etkisi vardı.

Latin kültürünü annesinden öğrenememişti ama defalarca yaptığı seyahatler sayesinde yerlisi kadar iyi tanımıştı.

Belki de buraya duyduğu bu sevginin nedeni damarlarındaki kanın yarısının İspanyol olmasıydı.

"Sevgilim?" Oğuz'un sesiyle irkilip bakışlarını adama çevirdi. "Dalgınsın."

"Manzarayı izliyordum."

Uzanıp kadının dudaklarını öptü ve o da camdan dışarı baktı. Daha önce bir kere gelmişti bu adaya ama o zaman böyle dikkatli bakmamıştı.

"Gerçekten mükemmel." Sırıtıp kadının boynunu öptü. "Balayımızın devamını böyle bir yerde geçirecek olmamız sence de çok güzel değil mi?"

Eflal adamın imasıyla kıkırdadı. Bir hafta boyunca balayı kelimesinin hakkını vermişlerdi. Paris'te olduklarını bile umursamadan aralıksız sevişip durmuşlardı.

Ama hala doydukları söylenemezdi.

Kısa süre içinde uçak piste iniş yaptı. Haszade jetini Beril ve Engin Bey, Atasoy jetini Tamer Bey ve Nalan Hanım kullandığından normal bir uçakla business class seyahat etmişlerdi.

Kapının önünde bekleyen Mercedes arabaya bindiler ve uzun bir yolculuktan sonra şehir merkezinden uzakta bohem bir otele geldiler. Burası düğünün yapılacağı oteldi.

Daha lobiden girer girmez bir sürü tanıdık yüz görmesiyle dünyası başına yıkıldı Eflal'in. Sosyetenin tüm yüzleri buradaydı. Bir hafta boyunca bu kaostan uzak kalmışken bir anda kaosun kendisi olan bu insanlarla karşılaşmak moralini bozdu.

"Ay taze çift gelmiş!" Sağ taraftan bağırarak yanlarına gelen Çağla'yı görünce ağlamaklı ifadesiyle Oğuz'a baktı.

Ama adam muhtemelen bu kızı tanımıyordu. Hayatının çoğunu Türkiye'den uzakta geçirerek ne doğru şey yapmıştı.

"Merhaba Çağla."

"Merhaba tatlım." Sarı saçlarını geriye savurarak boynundaki Bvlgari marka serpent kolyeyi ortaya çıkardı. Eflal şu an Çağla'nın milyon dolarlık kolyesini göstermeye çalıştığına o kadar emindi ki. Dişlerini sıkarak görmezden geldi. "Nasıldı bakalım balayı? Dört gözle fotoğraf bekledim ama paylaşmadınız."

"Adı üstünde balayı ya Çağla, evliliğimizin tadını çıkarmaya çalıştık. Başkalarının merakını gidermek o an pek aklımıza gelmedi kusura bakma."

Eflal'in iğneleyici laflarını duymazdan gelerek sorgusuna devam etti.

"Ama insan Paris'e kadar gitmişken Eiffel'in önünde öpüşürken foto falan atar yani!"

"Senin her sevgili bulduğunda attığın gibi mi?"

Çağla bozulmuş yüzünü gizlemek için yalandan gülümsedi. Buzlar Kraliçesi yine acımadan buzlarını saplıyordu. Aslında suç Eflal Haszade'nin özel hayatına burnunu sokmaması gerektiğini öğrenememiş insanlardaydı.

"Havanda değilsin sanırım Eflal. Ben gideyim." Gülümsemesini sürdürerek yanlarından uzaklaştı.

"Kıza neden o kadar sert çıktın?"

"Çünkü hala hiç biri benim özel hayatım hakkında tek kelime bile duyamayacaklarını öğrenemedi."

Tek kaşını kaldırdı. "Sen de hemen dilinle parçaladın kadını?"

VELİAHTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin