VELİAHT

-8-

Bölüm 8|Sultan'ın Gözü

"Eflal!" Kumsal Eflal'e yetişmek için koştu. "Kızım dursana be! Ne bu şiddet bu celal?"

"Sinirliyim Kumsal!"

Eflal aniden durunca hızını alamayan Kumsal Eflal'e çarptı ama genç kadın bu darbeyi hissetmeyecek kadar sinirliydi.

"Ne oldu? Kuaförden çıktığımızda pamuk gibiydin. Ne ara baruta döndün?"

"Az önce!" Sinirle şakaklarını ovdu. "Babam bana gerdanlığı bu gece Beril denen o kadının takacağını söyledi."

"Ne? Dünkü boka bak! Sen ne dedin?"

"Benden başka birinin o gerdanlığı takamayacağını açıkça belirttim."

"Helal sana!" Kumsal tedirgin bir bakış attı. "Baban neden böyle bişey istedi ki?"

"Neden olacak? Beril istediği için."

"Hih! Bak sen şu orospuya." Eflal Kumsal'ın küfürüne ters bir bakış attı. "Ne! Sıfatını söylüyorum suç mu?"

Tam cevap veriyordu ki kulağına dolan Begüm'ün sesiyle arkasını döndü.  Oğuz Atasoy da yanındaydı. 'Bir bu eksikti.' diye geçirdi içinden.

"Selam!" Begüm kaşlarını çatıp Eflal'i süzdü. "Neler oluyor burda? Çok gerginsin Eflal! Neye sinirlendin böyle?"

"Sinirli olmadığı zamanı var mı ki?" Oğuz'un dudaklarının arasından alayla mırıldandığı sözlerle kaşlarını çattı.

"Bişey mi dediniz Oğuz Bey?"

"Hayır Eflal. Sana öyle geldi sanırım." Genç adam kızı sinirlendirdiğini bildiği için özellikle resmiyeti kaldırıp konuşuyordu.

Başarılı olduğu da kızın yüz ifadesiyle kanıtlanmıştı. Zaferini kutlamak için kahkaha atacaktı nerdeyse.

"Oğuz Atasoy değil mi?" Kumsal gerginliği bölmek için Oğuz'a elini uzattı.

Oğuz gülümseyerek elini sıktı. "Sen de Kumsal Özder olmalısın."

"Ah tanıdın! Diziden değil mi?" Oğuz başıyla onayladı ama aslında yalandı. Kumsal'ın oynadığı kötü senaryolu diziyi izleyecek hali yoktu özellikle de yurt dışından bunu takip etmesi imkansızdı. Eflal'i araştırırken görüp öğrenmişti Kumsal'ı. "İzliyor musun yoksa?"

"Bir kaç kez denk geldim diyelim."

"Anladım." Üzgünce dudağını büktü. "Ee, Eflal'le önceden tanıştınız değil mi?"

Oğuz Kumsal'a tuhaf bir bakış attı. Hatırladığı kadarıyla Eflal'den tokat yediği gece o da oradaydı. Neden bilmiyormuş gibi davranıyordu ki?

"Evet, tanıştık. Ama Eflal'e yetmedi sanırım." Oğuz piç gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. "Begüm'e bizi bir araya getirmesi için yalvarmış."

Eflal duyduklarıyla yanındaki Kumsal'a pis pis baktı. Hazır elinin tersindeyken ona da mı bir tokat yapıştırsaydı?

"Ben değil, Kumsal yalvardı."

Oğuz inanmadığını belirten bir bakış attı. Aslında inanıyordu. Eflal'in böyle bir istekte bulunmayacağına adı gibi emindi. Ayrıca Begüm de bunları söyleyenin Kumsal olduğunu anlatmıştı. Ama Oğuz Eflal'i kızdırma fırsatını sonuna kadar değerlendirecekti.

Eflal ise babasıyla yaşadıklarının üstüne bir de bu adamı çekemeyeceğini fark edip konukları karşılama bahanesiyle oradan uzaklaştı.

Genç kadın yalının gösterişli kapısına doğru ilerlerken Oğuz'un bakışları üstündeydi. Elbisenin açıkta bıraktığı sırtı kusursuz gözüküyordu.