Bölüm 15|Sözleşme
Sessizlik içinde kahvaltısını yaparken kendini eksik hissetti. Her zaman kahvaltı sırasında tabletinden maillerini kontrol eder, önemli olanlara dönüş yapardı. Ancak babası tarafından şirketten kovulduğundan beri bu rutinini yerine getirmiyor, kendini eksik hissediyordu.
Üstüne üstlük bahçede ötüşen kuşlar bu sessizliği daha da dayanılmaz hale getiriyor, kendini emekli gibi hissetmesine sebep oluyordu.
Sıkıntıyla iç çekip ballı avokadosundan yedi. Neyseki bugün Oğuz'la sözleşmeyi hazırlayacaklardı ve çok yakında eski rutinine dönecekti.
Bir yandan Oğuz'a minnet duyuyordu. Onu bu feci durumdan hızlıca kurtarıyordu. Ama bir yandan da ona duyduğu tuhaf duyguları anlamlandıramayıp gıcık oluyordu.
Daha fazla bu dinginliğe dayanamayacağına karar verip tabletini açtı. En azından haberleri kontrol edebilirdi.
Girdiği ilk haber sitesinde en başta kendi fotoğrafının çıkmasıyla kaşlarını çattı. Dün defilede gazeteciler onun yerine Beril'le röportaj yaptığından bunu beklemiyordu.
Linke bastı ve açılan sayfadaki haber başlığını şaşkınlıkla okudu.
Eflal Haszade Görümcesinin Defilesinde
Ne demek Eflal Haszade görümcesinin defilesinde? Daha Oğuz'la anlaşalı 10 saat bile olmamışken nasıl bunu haber yapmışlardı? Bu imkansızdı.
Altında defilenin girişinde Oğuz'la verdikleri poz vardı. Merakla altındaki yazıyı okudu.
Dün gece düzenlenen Begüm Atasoy defilesinde şok bir gelişme yaşandı. Kardeşinin defilesine sevgilisi Eflal Haszade ile katılan sosyetenin prensi Oğuz Atasoy, genç kızların kalplerini kırdı. İkilinin arasındaki beklenmedik yıldırım aşkı herkesi şaşkınlığa uğrattı. İlişkilerinin çok iyi gittiğini belirten ikili düğün yakın mı sorusunu akla getirdi.
Ve yazının altına da defile sırasında fısıldaşırken çekilmiş fotoğrafları konmuştu.
Bu fotoğrafı kim çekmişti? Defile sırasında içeride gazeteciler bile yoktu. Ayrıca ilişkilerinin çok iyi gittiğini söylemeyi geçelim ilişkileri olduğunu bile söylememişlerdi. Nasıl böyle yalan bir haber yapılabiliyordu? Kesin o Oğuz'un başının altından çıkmıştı.
Sinirle tabletini kapatırken çalan telefonunu eline aldı. Oğuz arıyordu.
"Efendim?"
"Sana yakın bir kafedeyim. Konum atıyorum, gel de şu sözleşmeyi konuşalım."
"Konuşalım konuşalım!" Sinirle yerinden kalktı. "Başka şeyler de konuşacağız."
"Bişeye mi sinirlendin sen?"
"Gelince konuşuruz." Telefonu Oğuz'un yüzüne kapatıp bahçeden eve girdi. Çantasını aldığı gibi dış kapıdan çıktı. Bir an önce Oğuz'un yanına gitmek istiyordu.
Oğuz çalan telefonuyla yüzünü buruşturdu. Arayan Uraz'dı. Dün geceden beri bir karın ağrısı vardı ve sürekli Oğuz'a bişey anlatmaya çalışıyordu ama Oğuz'un onu dinleyecek vakti olmamıştı.
Aslında vakit yaratmadı da denebilirdi. Çünkü her ne anlatacaksa önemsiz olduğuna neredeyse emindi.
Israrla çalmaya devam eden telefonu isteksiz bir şekilde açtı. Bir an önce Uraz'dan kurtulmak istiyordu.
"Ne var?"
"Yine kibarlığın üstünde kardeşim!"
"Uzatma da söyle."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...