Bölüm 14|Defile
Kısa saçlarını eliyle geriye atıp kameralara gülümsedi. Yalan bir gülüştü ama onu güzel gösterdiği gerçeğini değiştirmiyordu.
Magazincilerin sorduğu sorulara kısa cevaplar veriyor, kameralara en güzel pozlarını veriyordu. Birden duyduğu soruyla dünyası başına yıkıldı.
"Eflal Hanım, CEO'luğu neden bıraktınız?"
Tüm kanının çekildiğini hissetti. Demek haber çoktan duyulmuştu bile. Aslında şaşırmamalıydı. Bu kadar planlar kuran Beril elbet haberi büyük bir zevkle yayardı.
"Şirket artık Beril Haszade'ye mi ait?"
Ve devamında gelen kan dondurucu bir soru daha!
Eflal çaresizce vereceği cevabı arıyordu. Hazır cevaplığıyla tanınırken, hayatında ilk defa verecek cevap bulamıyordu.
Birden omuzlarının üstünde sıcak bir el hissetti. Gözünün ucuyla baktığında elin sahibinin Oğuz olduğunu gördü. Öyle güven verici bakıyordu ki magazincilerin sıkıştırmaları yüzünden gerilen kasları yumuşadı.
"Eflal bir süre bizim ortak projemizle ilgilenmeye karar verdi. Aramızda kalsın, gelmiş geçmiş en iyi koleksiyonu çıkaracağız." Oğuz magazincileri ikna edecek kadar iyi bir cevap vermişti.
Eflal bu kötü durumdan kurtulmanın verdiği rahatlıkla tekrar gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Oğuz'la birlikte de bir iki poz verdikten sonra defilenin yapılacağı salona geçtiler.
Minnetle Oğuz'a baktı. Yine zor anında yetişmişti ve Eflal artık bu kahramanlıkları sayamıyordu bile.
"Teşekkür ederim Oğuz."
"Önemli değil." Gülümsedi ve birlikte defile için dizilmiş sandalyelerin en ön sırasına ilerlediler. "Gördüğün gibi birlikte çok güçlüyüz."
Oğuz'un bıkmadan yaptığı ima karşısında Eflal durup dik dik baktı.
"Bu kaçıncı taktik Oğuz? Önce arkadaşça yaklaştın, dün gece beni etkilemeye çalıştın, şimdi de kahramanlık yaparak mı beni ikna edeceğini sanıyorsun?"
"Dün gece seni etkilemeye çalıştığımı nerden çıkardın?"
"Yapma Oğuz! Ben aptal değilim." Alayla gülümsedi. "O romantik cümleler, yakın temasa girip kışkırtıcı tonda konuşmalar... Ne yapmaya çalıştığını fark etmeyeceğimi mi sandın?"
"Seni diğer kadınlarla karıştırdım diyelim." Oğuz pişman bir şekilde dudağını büktü. "Ne kadar zeki olduğunu unutmuşum. Özür dilerim."
"Bir daha bunu yapma. Bana asla yalan duygularla yaklaşma."
Oğuz Eflal'in sözleri karşısında irkildi. Çok haklıydı. Yalandan sevgi göstermek, birini aldatmanın farklı bir yoluydu. Ama Oğuz yalan duygularla bunu yaptığını düşünmüyordu. Eflal'in düşündüğünün aksine içinden geldiği için öyle davranmıştı, o sözleri söylemişti. Durumun evliliği kabul ettirmek için oyun oynamasıyla falan ilgisi yoktu.
"Haklısın. Ama lütfen sen de beni dinle. Evlenirsek ikimizin hayatının ne kadar rahatlayacağını düşün. Az önce maruz kaldığın sorulardan ömür boyu kurtulacaksın."
Eflal kafası karışık bir şekilde saçını kulağının arkasına sıkıştırdı.
İçten içe Oğuz'un haklı olduğunu biliyordu. Ama her şeyi usulünce yapmaya alışmışken illegal bir yola girmek onu korkutuyordu. Üstüne üstlük bu evlilikti! Öylesine yapılıp geçilecek basit bir oyun değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...