Bölüm 36|Patikler
Genç adam gözlerini büyük bir zorlukla aralarken onu bembeyaz bir tavan karşıladı. Başındaki dayanılmaz ağrı yüzünden acıyla yüzünü buruşturdu.
Bilinci yavaş yavaş yerine gelmeye başlarken sağ kolunun üstündeki baskıyı hissetti ve bakışlarını o tarafa çevirdi.
Koluna sımsıkı sarılıp uyuyan kadın bu dünyada sebepsizce yüzünü gülümseten tek kadındı. Bu yüzden başındaki ağrıyı umursamadan gülümsedi.
Güzel karısı hamileliğini umursamadan onun başında nöbet tutuyordu.
Bir saniye!
Hamile karısı?
Hastanede?
Bir küfür savurup yerinden hızla doğruldu. Vücuduna saplanan keskin acı bile umrunda değildi. Tek derdi konfor alanının dışına çıkmış karısı ve bebekleriydi.
Onun bu telaşıyla Eflal sıçrayarak hafif uykusundan uyandı.
"Oğuz?"
"Güzelim." Aklına bir anda aldığı karpuz düştü. Bebekleri karpuzu yiyebilmiş miydi? "Karpuz?"
"Karpuz mu?" Eflal şok içinde bakakaldı. Gerçekten kazadan sonra sorduğu ilk şey karpuz muydu?
"Yediniz mi karpuzu?"
"Oğuz." Eflal kızgın bir tonda konuştu. "Hastanede gözlerini açıyorsun ve sorduğun ilk şey karpuzu yemem mi?"
"Elbette. Kızlarımın canı çekmişti. Yiyebildin mi?"
Eflal kızgın tavrını kenarı bırakıp kocasının bu tatlılığına gülümsedi ve olduğu yerden doğrulup sımsıkı sarıldı.
"Karpuzu boşver şimdi. Sen iyisin ve önemli olan tek şey bu." Geri çekilip Oğuz'un sargılı alnını okşadı. "Çok kötü kaza yapmışsın sevgilim. Nasıl bu kadar dikkatsiz olabildin?"
O an Oğuz'un aklına karısının babaannesinden aldığı tehdit dank etti. Lanet olası Haszade ailesi manyaklıkta zirve yapmıştı. Tomris Hanım neredeyse damadını öldürtecekti. Hem de torununun karnındaki çocukların babası olan damadını. Ne derece bir manyaklıktı bu?
Bir kez daha emin oldu Oğuz. Adella Haszade'nin başına ne geldiyse Tomris Hanım yapmıştı.
"Dikkatsizliğime geldi sevgilim." Karısını ikna etmek için gülümsedi. Kalkıp babaannen canıma kast etti diyecek hali yoktu ya.
"Çok korktum ama." Sımsıkı sarıldı. Gerçekten de haberi duyduğu anda yaşadığı korkunun tarifi yoktu.
"Özür dilerim. Bundan sonra daha dikkatli olacağım."
Karısının alnından öptüğü sırada odanın kapısı gürültüyle açıldı ve içeri resmen yuvarlanarak Uraz girdi.
"Yaşayacak mı doktor!" Uraz'ın tüm hastaneyi inleten bağırışının ardından Kumsal onu ensesine vurarak odanın içine itip kapıyı kapattı.
"Bağırmasana gerizekalı! Hastanedeyiz!"
"Nasıl bağırmayayım? Hayatımın anlamı hastane köşelerinde acı çekiyor!" Ağlamaklı haliyle Oğuz'un yatağının ucuna geldi.
"Uraz beynine giden oksijen damarlarını sikeyim senin!" Oğuz sinirle konuştu. Az sonra arkadaş katili olabilirdi.
"Nasıl durumu doktor?" Eflal'e yönelik acıklı acıklı konuştu.
"Yürüyemeyebilirmiş." Eflal onun bu salak hallerine gıcıklığından alayla konuşup göz devirdi.
"Hih! Yürüyemeyebilir mi?" Ellerini ağzına koyup büyük bir panikle baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VELİAHT
RomanceBirbirinden çok uzakta geçmiş iki hayat aslında kader ağlarıyla örülmüştü. Bu ağları her görmezden geldiklerinde daha çok karışıp birbirlerine dolandılar. Peki ya bu ağlardan birlikte kurtulmaya karar verirlerse? Tek yapmaları gereken basit bir sö...